Eğitimle bir olalım, iri olalım, diri olalım: Eğitimle birlikten doğan güç
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” Hacı Bektaş-ı Veli’nin bu sözü, sadece bir çağrı değil; aynı zamanda bir milletin varlığını, birliğini ve geleceğini ayakta tutan en temel ilkedir. Çünkü millet dediğimiz yapı, ortak değerlerle birbirine bağlanmış, ortak bir gelecek idealinde buluşmuş bireylerden oluşur. Aynı coğrafyada acıda, sevinçte ve kıvançta birleşen bu bireyleri birbirine bağlayan bağlar vardır. Ve bu bağlar ülkeyi yöneten yöneticilerin beceri ve gayretleriyle sağlam kalır. Bu bağı en güçlü şekilde kurabilecek olan da hiç kuşkusuz Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
MEB geçmişten geleceğe köprü kurarken bu bağlardan güç alır.
Bir milletin ayakta kalabilmesi için kökleriyle bağını koparmaması gerekir. Nasıl ki köksüz bir ağaç yeşeremezse, geçmişiyle bağını kaybeden bir millet de geleceğini inşa edemez. Bu noktada eğitim, sadece bireysel bilgi aktarımı değil; aynı zamanda toplumsal kimliğin, dayanışmanın ve ortak bir ahlakın yeni nesillere aktarılması işlevini üstlenir. İşte bu nedenle MEB toplumu ayrıştırmadan ortak değerler etrafında bütünleştirmelidir.
Bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey, “biz” diyebilen bir toplum yapısıdır. Farklılıklarımızın ötesinde ortak kimliğimizi ön plana çıkaracak olan, genç kuşaklara birlik, beraberlik ve dayanışma kültürü aşılayacak olan eğitimdir. Eğer okullarımız, farklı grupları ötekileştirmek yerine ortak değerlerde buluşturursa, o zaman “bir” oluruz.
Eğer gençlerimize, bu topraklarda birlikte yaşamanın güzelliğini ve gerekliliğini öğretebilirsek, o zaman “iri” oluruz.
Eğer ortak kültür, tarih ve vicdan bilinciyle donatılmış nesiller yetiştirirsek, o zaman “diri” kalırız.
Mehmet Âkif Ersoy’un o unutulmaz mısralarıyla:
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”
Bu dizeler, ‘’biz olmak’’ felsefesiyle, farklılıkları törpüleyerek ,ortak paydamızda birleşmeyi başarmış bir milleti hiçbir gücün yok edemeyeceğini anlatır..
Ancak ne yazık ki bugün MEB’in bazı politikaları bu bütünleştirici misyonun uzağında kalabiliyor.
Müfredatın sık sık ideolojik tartışmalarla değiştirilmesi, ortak bir eğitim standardını zayıflatıyor.
Bazı derslerin (özellikle felsefe, sanat, sosyoloji) geri plana itilmesi, gençlerin farklı düşünme ve ortak akıl geliştirme imkanlarını daraltıyor.
Din ve değerler eğitiminin çoğu zaman tek bir mezhep ya da anlayış üzerinden verilmesi, farklı kesimlerden öğrenciler arasında ayrışmayı körüklüyor.
Okul türlerine göre kaynakların eşit dağıtılmaması – özellikle imam hatip okullarının diğer okul türlerine kıyasla daha fazla desteklenmesi, meslek liseleri ile fen liseleri arasında büyük uçurumlar yaratılması – eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştiriyor. Bu da “biz” duygusunu zayıflatıyor, toplumda kutuplaşmayı artırıyor.
Oysa MEB, farklı okul türlerini karşı karşıya getirmek yerine, hepsine eşit ve adil kaynak sunarak, her öğrenciyi bu ülkenin eşit yurttaşı olarak yetiştirmelidir.
Atatürk’ün de dediği gibi: “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.” Kültürün en güçlü taşıyıcısı ve aktarıcısı ise eğitimdir. Dolayısıyla MEB’in görevi, geçmişten gelen bu ortak kültürel mirası genç nesillere aktararak ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü sağlamaktır.
Bu noktada özellikle tarih ve felsefe derslerinin önemi büyüktür.
Tarih, gençlerimize köklerimizi, geçmişimizin bize kazandırdığı değerleri, ortak acılarımızı ve zaferlerimizi öğretir. Böylece millet bilinci ve ortak kimlik duygusu güçlenir.
Felsefe ise düşünmeyi, sorgulamayı, adalet ve vicdanı kavramayı öğretir; farklılıklar içinde ortak akıl geliştirmemizi sağlar.
Bugün milletimizin bekası, yarınlarımızın huzuru, geleceğimizin güvenliği; hepimizin “biz” diyebilmesine bağlıdır. Bu da ancak eğitim yoluyla, yani MEB’in kapsayıcı, eşitlikçi ve ayrıştırıcı olmayan politikalarıyla sağlanabilir.
Gelin, köklerimizden güç alarak geleceği kuralım. Gelin, çocuklarımıza ve gençlerimize ortak değerlerimizi, birlikte yaşama kültürümüzü en güçlü şekilde aktaralım. Çünkü bir olduğumuzda iri oluruz, iri olduğumuzda diri kalırız. Ve unutmayalım: Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin!


