Ekonomist Soner Gökten Gayrimenkul Sertifikası ndaki büyük oyunu anlattı!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
AKP’nin ekonomi politikaları nedeniyle ev sahibi olmak dar gelirliler için artık bir hayal.
İktidar bu kez çözümü Borsa İstanbul’da arıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve Emlak Konut işbirliğiyle “gayrimenkul sertifikası” adını verdiği yeni bir projeyi hayata geçiriyor.
62 metrekarelik 1+1 daireler için 631 bin 516, 88 metrekarelik 2+1 daireler içinse 863 bin 276 adet sertifika çıkarılacak. Her bir sertifika 7 lira 89 kuruştan işlem görecek.
ÜNLÜ EKONOMİST DAR GELİRLİYE UMUT PROPAGANDASINA ATEŞ PÜSKÜRDÜBu sistemde konutlar hisselere bölünerek satılıyor. Alım yapanlar ister biriktirip ev sahibi olabilecek, isterse ellerindeki sertifikayı alım-satım yaparak değerlendirecek.
Ancak proje “dar gelirliye ev” iddiasıyla sunulsa da Ekonomist Prof. Dr. Soner Gökten, buna çok sert karşı çıktı.
"AMAÇ EMLAK KONUT'A NAKİT SAĞLAMAK"Halk TV'de Remziye Demirkol’un sunduğu Haber Masası programına katılan Prof. Dr. Soner Gökten, projenin temel amacının dar gelirliye ev sağlamak değil, Emlak Konut’un nakit ihtiyacını karşılamak olduğunu söyledi.
Gökten, uygulamanın adını şöyle koydu: “Bu gayrimenkul yatırım sertifikasıdır. Bu bir yatırım enstrümanıdır.”
Bu modelin dünyada da uygulandığını belirten Gökten, “Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Singapur, Almanya gibi gelişmiş ülkelerin borsalarında gayrimenkul sertifikaları işlem görüyor. Ama temelinde likidite ihtiyacı vardır” dedi.
"DAR GELİRLİ 4.8 MİLYONLUK EVİ NİYE ALSIN?"Projede bahsedilen 1+1 dairenin fiyatının yaklaşık 4,8 milyon lira olduğunu belirten Gökten, dar gelirlinin bu evleri almasının imkânsız olduğunu söyledi: “Düşük gelirli 4 milyon 800 bin liralık 1+1 evi niye alsın? İlk önce buradan başlayalım.”
Gökten’e göre Emlak Konut’un artık daire satamadığı için yeni bir finansman yöntemine yönelindi: “Bunun adı bu finansal modelle Emlak Konut’un ihtiyaç duyduğu nakdin sağlanmasıdır.”
ACİLEN YANITLANMASI GEREKEN SORULARI SORDU! DUYAN YOK ARTIK DEDİGökten, bahsedilen gibi 'dar gelirliye' konut kampanyası ise neden 'parası olan' şirketler ve benzeri kuruluşların da hisse alabileceğini sordu. Gökten, parası olan bir kişinin de hisseleri toplayıp 'emlakçı' gibi de satabileceğini dikkat çekti. Gökten şöyle konuştu:
"Bu bir likiditasyon modeli. Tekrar ediyorum. Bunun finansal olarak teknik izahı budur.Sertifikalama yöntemine önceden likidite etme ihtiyacı veya amacı güden işletmeler başvurur.Yani şu an stoğunuzda sizin üretilmiş bir konut yok. Bugünden bunu satıyorsunuz. Bu hayali. Ve bölüp parçalayarak satıyorsunuz. Bölüp parçalayarak sattığınız için ne oluyor? Talep şansını yukarı çekmiş oluyorsunuz. İnşaat kötü gidiyor, tekstil kötü gidiyor, sıkılaşma var, gayrimenkul sektörü kötü durumda, Emlak Konut'un da paraya ihtiyacı var.Bunun adı budur. Ve şu anda sosyal medyada çok ciddi kara pazarlama yapan bir cenah da türemiş vaziyettedir.Bu bir yatırımdır. Buradan ev sahibi olması düşük ve orta gelirlilerin tamamen, pazarlama donesi olarak kullanılmaktadır.Bir konuyu size daha söyleyeyim: Madem milleti, madem milleti gayrimenkul sertifikasıyla ev sahibi yapmak istiyorsunuz. Yani bu finansal modeli, sosyal bir projeymiş gibi takdim ediyorsunuz. Değil. ""NİYE TÜZEL KİŞİLERDE SERTİFİKAYI ALABİLİYOR? BİRİ BUNU AÇIKLASIN"Niye tüzel kişilikler halka arza girebiliyor? Bir bunu da açıklasın.Yani niye şirketi olanlar buradan sertifika alma hakkına sahip? Çıkarın onları! Çıkarın onları!"TOPLARIM EMLAKÇI GİBİ SATARIM O HALDE"Şunu yapabilirim: Toplarım toplarım, bezdirir toplarım. kurumsal olarak daha sonra bu sertifikaları 631.631 bin paketler, emlakçıymış gibi ikinciyi ben satarım."
Proje kapsamında ev alınamaması durumunda açık artırma yöntemiyle geri ödeme yapılacağını hatırlatan Gökten, bu durumun manipülasyona açık olduğuna dikkat çekti:
“Açık arttırma tehlikeli çünkü manipülatif işlemlere açık bir mevzu. Satılamazsa garantör TOKİ. TOKİ niye garantör oluyor? Başakşehir Damlakent projesinin sosyal bir proje olduğunu kimse anlatamaz.”"AYNI BÖLGEDE EVLER DAHA UCUZ"Projede kullanılan değerleme raporlarının güvenilirliğine de şüpheyle yaklaşan Gökten, fiyatların şişirildiğini söyledi:
“1+1 henüz kâğıt üstündeki bir projeye 5.200.000 denmiş. Emsallerine bakıldığında aynı bölgede çok daha düşük fiyatlı 1+1’ler var. Oradaki yüzde 24 iskonto da ne kadar inandırıcıdır?”"BİZ İNŞAAT RANTIYLA İLGİLENİYORUZ DESELERDİ İTİRAZ ETMEZDİM"Sertifika sisteminin yatırım için uygun bir model olduğunu ama bunun “ev sahibi yapacak proje” diye tanıtılmasının doğru olmadığını vurgulayan Gökten, şöyle konuştu:
"Ben açıkçası bu şöyle takdim edilseydi hiç itiraz etmezdim:Emlak Konut olarak biz sosyal projelere yönelmiyoruz. Biz inşaat rantı ile ilgileniyoruz. Çünkü biz kar amacı bir kuruluşuz derdi.TOKİ derdi ki: Bu projeyle benim ilgim yok. Çünkü, kar amaçlı bir proje benim iştirakim. Benim bu projeden para kazanmam lazım ki sosyal konut yapayım. Öbür türlü de derdi ki: Ben sertifikaları ihraç ediyorum.Gelecekte bu gayrimenkulun değeri atacağına inanıyorum. Yatırıma gelin deselerdi benim burada bir itirazım yoktu.Ama bize öyle bir takdim edildi ki, o düşük gelirli ve orta görünümlü ev sahibi olacak.""BU HAMSİLERE OLTA SALLAMAKTIR, LİKİDİTASYON MODELİDİR"Gökten, projenin küçük yatırımcıyı çekmek için umut üzerinden tasarlandığını söyledi: “Kaba tabir yani hamsilere olta sallayabiliyorsunuz. Bu bir likiditasyon modeli.”
Sertifikaların reel enflasyona değil, nominal kazanca göre vergilendirileceğini belirten Gökten, bir başka riskli noktaya daha dikkat çekti:
“Şu anda siz bir gayrimenkul aldığınızda 5 yıl sonra satarsanız vergi istisnası var. Ama sertifikalarda yok. Stopaja tabisiniz. Bu bile başlı başına halka arz öncesi art niyetli bir soru işaretidir.”"DAR GELİRLİYE DEĞİL YATIRIMCIYA FIRSAT"Gökten, projenin özünü şöyle özetledi:
“Bu bir finansal modeldir. Nakde ihtiyacı olan şirketler tarafından uygulanır. Böl parçala sat esasına dayanır. Ama takdim nasıl yapılıyor? Sözde ekonomistler, sözde finansçılar bile buna eşlik ediyor.”Prof. Dr. Gökten, projenin sosyal bir hedefi değil, tamamen finansal bir motivasyonu olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “Bu bir yatırım modelidir. Bu bir likiditasyon modelidir. Düşük ve orta gelirlilerin ev sahibi yapılması tamamen pazarlama donesi olarak kullanılmaktadır.”


