Ekrem İmamoğlu ifade verdi! Evraka eklendiğini gördüm diyerek isyan etti: Bunun adı kumpastır, siyasi pusudur
Mynet sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Ekrem İmamoğlu hakkında, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından resen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturmanın, İmamoğlu’nun tutuklandığı gün yaptığı hakimlik savunmasında sarf ettiği bazı ifadeler nedeniyle açıldığı öğrenilmişti.

Ekrem İmamoğlu Cumhuriyet Savcılarına yönelik hakaret içerikli sözler sarf ettiği iddiasıyla bugün ifade verdi.
İMAMOĞLU'NUN İFADESİ ORTAYA ÇIKTIİmamoğlu'nun verdiği ifadenin detayları ortaya çıktı.
İşte İmamoğlu'nun ifadesi:
"Bu soruşturmanın gerçek bağlamı, uzun süredir yürütülen yargı tacizi ve meşru siyasi rekabetin yerini iftira ve algı operasyonlarına bıraktığı bir zeminde şekillenmiştir.
Seçim sürecinde “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” diyen kişi, bu kaybın iktidarına yönelik olduğunu fark edince, hukuk dışı yolları kullanarak kamu gücünü siyasal bir araç haline getirmiş ve bu yolla kaçınılmaz sonunu ertelemeye çalışmıştır.
Emniyette hakkımdaki suçlamanın, Meclis’te grubu bulunan bir siyasi partinin yöneticisiyle yapılan görüşmenin terör örgütüne yardım olarak nitelendirilmesi olduğunu öğrendim. Mecliste grubu bulunan yasal bir partinin yetkilisiyle yapılan görüşmeleri terör faaliyeti olarak nitelendirmiş olmalarını hukukla açıklayabilmek mümkün müdür?
Hakimlik sorgusu başladığında, sevk yazısında gerek emniyet ve gerekse savcı önündeki ifade esnasında bana daha önce hiç sorulmayan soruların, terör örgütüyle alakalı bir dolu görselin, haritaların, terör örgütü yöneticilerinin beyanlarının evraka eklendiğini gördüm.
"BUNUN ADI SİYASİ PUSUDUR"Mesleğini icra ederken tarafsız ve bağımsızlıkla hareket etmek zorunda olan, Türk Milleti adına yetki kullanan kamu görevlilerinin bu davranışını nasıl nitelendirmek gerekir? Elbette bunun adı kumpastır elbette bunun adı siyasi pusudur.
Hakimlik sorgusuna çıktığımda, önüme konulan evraklarla birlikte aslında yalnızca adalet değil, aklım ve vicdanım da sorguya çekilmişti. Ne emniyette ne savcılıkta bana yöneltilmeyen, daha önce adı dahi geçmeyen iddialar, haritalar, görseller ve hiçbir ilgim olmayan örgüt beyanları dosyaya eklenmişti. Bu tablo, bir yargılama değil, baştan kurgulanmış bir suç isnadıyla karşı karşıya bırakıldığımın açık göstergesiydi.
Terör örgütüne yardım gibi ağır ve onur kırıcı bir suçla ilişkilendirilmeye çalışılmak, sadece hukuk dışı bir girişim değil, aynı zamanda hayatımı, emeğimi ve milletime karşı taşıdığım sorumluluk duygusunu hedef alan bir itibarsızlaştırma operasyonudur.
"MİLLETİN VİCDANI, KURGUYA DEĞİL HAKİKATE İNANIR"Ben şahısların ailelerine, özel hayatlarına, onurlarına dair bir hakarette bulunmadım. Bir kamu görevine, bu görevi kötüye kullanarak siyasete müdahale edenlere karşı kamu adına eleştiri getirdim.
Beni değil, temsil ettiğim değerleri ve milletin iradesini yargılamaya çalıştıklarını çok iyi biliyorum. Ancak unuttukları bir şey var: Bu milletin vicdanı, kurguya değil hakikate inanır.
NE OLMUŞTU?İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'ta düzenlenen operasyonla gözaltına alınmış, 23 Mart’ta ise savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldığı İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştı.
Tutuklama kararının ardından hakimlikte yaptığı savunmada, kendisi hakkında iddianame hazırlayan savcıları sert bir dille eleştiren İmamoğlu, bazı cümleleri nedeniyle yeniden soruşturma konusu oldu.
Başsavcılık, İmamoğlu'nun hakimlik savunmasında kullandığı, “Tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcının suç isnadını görmekteyim. Hepsi benim için çöp niteliğindedir… Meslek namusunu yitirmiş insanlar...” ifadelerini kamu görevlisine hakaret olarak değerlendirdi.


