Emine Ocak’ın çocukları: Oğlu ve tüm kayıpların katillerini istedi Agos
Agos sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Dün yaşamını yitiren, Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Emine Ocak için Galatasaray Meydanı'nda düzenlenen cenaze törenine binlerce kişi katıldı. Çocukları, annelerini, “Bu meydanda 30 yılını çürüttü. Her taşta onun saç telleri var. Rengârenk küpeleri, yüzükleri, kolyeleri onun inadının ifadesiydi. Bugün onu yeni bir yaşama uğurluyoruz. Ona 'hoşça kal' demiyoruz. Yeniden görüşmek üzere. Onun bıraktığı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle uğurladı.
20 Haziran’da solunum yetmezliğine bağlı kalp krizi nedeniyle yoğum bakım servisinde tedavi gören ve 22 Temmuz'da hayatını kaybeden Cumartesi Anneleri’nden Emine Ocak, kayıp yakınlarının hafıza mekanı olan Galatasaray Meydanı’nda uğurlandı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararlarına rağmen polis ablukasında olan Galatasaray Meydanı'ndaki abluka, Emine Ocak’ın cenaze töreni için kaldırıldı.
Ocak’ın cenaze törenine, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile dernek üyeleri ve yöneticileri, Cumartesi Anneleri/İnsanları, sivil toplum kuruluşları, insan hakları savunucuları, Barış Anneleri, siyasi partiler ve binlerce kişi katıldı.
Cenazesi Galatasaray Meydanı'na getirilen Ocak'ın yas amacıyla siyah örtü ile sarılı tabutunun konulduğu masaya, fotoğrafı ve "Vazgeçmedim, vazgeçmeyeceğiz" pankartı asıldı. Ocak’ın tabutuna kayıp yakınları tarafından karanfiller bırakıldı.
Cenaze töreni, Emine Ocak'ın yaşam öyküsünün okunmasıyla başladı.
Ardından Ocak ailesi, annelerinin mücadelesine ilişkin konuşma yaptı.
İlk olarak söz alan Emine Ocak’ın kızı Maside Ocak, şunları söyledi: "Acıdan sabır, sabırdan umut besleyen annem. Annem, sen sadece bizim değil, milyonlarca insanın yüreğinde umut oldun. Her zaman dimdik durdun. Sadece kendi acını değil, herkesin acısını kendi yüreğinde yaşadın. Senin gözlerinde, kaybedilenlerin acısı hissettik. Onları unutmayacağız. Şimdi seni Hasan'ın yanına uğurluyoruz. Bir halkın hafızası, bir annenin kalbiyle atar. Kaybettiğimiz tüm annelerimiz, babalarımız ve yakınlarımız için direneceğiz" dedi.
Oğlu Hüseyin Ocak da, "Emine Ocak, acının tam ortasında doğdu. Daha bebekken, ölüm onu kuşatmıştı. 1937'de Dersim'de, kırımların başladığı bir coğrafyada dünyaya geldi. Ormana sığınan kabileye dair anlatılır: 'İkiz çocuklar ağlarsa bizi de bulurlar, bizi de öldürürler' dediler. Fatma annemiz, yani annesinin annesi, 'Ben çocuklarla biraz uzağa gideyim, ağlarlarsa beni öldürsünler, siz kurtulun' dedi” şeklinde konuştu.
Ocak, konuşmasına şöyle devam etti: “O günden itibaren, ölüm annemin peşini hiç bırakmadı. 1970'lerde Elazığ'da, 12 Eylül'de çocuklarını aradı, polis baskılarına direndi. Bu meydanda 30 yılını çürüttü. Her taşta onun saç telleri var. Polisler defalarca ona gaz sıktı. Onu gözaltına aldı. Polis arabalarında boğuldu. Ama hiç geri adım atmadı. Adalet istedi, hakikat istedi. Oğluyla birlikte tüm kayıpların kemiklerini, oğlunun katillerini istedi. Bir de vazgeçmediği sevdası vardı. Felsefesini anlatamazdı ama takılarına sığınırdı. Rengârenk küpeleri, yüzükleri, kolyeleri onun inadının ifadesiydi. Bugün onu yeni bir yaşama uğurluyoruz. Onun felsefesi bize şunu söylüyor: 'Ten ölür, ama can ölmez.' Ona 'hoşça kal' demiyoruz. Yeniden görüşmek üzere. Onun bıraktığı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz."


