Emniyet kararnamesi siyaseti gerdi Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Emniyet’te en kapsamlı değişiklik, 17/25 Aralık 2013 operasyonundan sonra yapılmıştı. Emniyet müdürlerinin, genel müdür yardımcılarının, daire başkanlarının bir kaçı dışında hemen hepsi değiştirilmişti. O günlerde, göreve getirilecek emniyet müdürü bulmak bile sorun oluyordu. Düşük rütbeli olanlar göreve getirilmek zorunda kalınmıştı.
Çok ilginç bir bilgi aktaracağım: Emniyet Müdürü Hanefi Avcı yazdığı kitapta, Fethullahçıların emniyet içindeki yapılanmasını anlatmıştı. Bunun üzerine soruşturma açılmıştı. Aralarında üç büyük ilin emniyet müdürü, genel müdür yardımcıları, daire başkanlarına, emniyet içinde Fethullahçı yapı olup olmadığı soruldu. İşin garibi soruyu soran müfettişlerin bazıları da 15 Temmuz sonrası ihraç edilenlerdi.
BÖYLE BİR YAPI MI VARMIŞ?
Sözü edilen soruşturma dosyasına Ankara Adliyesi’nde ulaşmıştım. İfadeleri okuyunca hayretler içinde kaldım. Çünkü, iki kişi hariç ifadelerine başvurulanların tamamı, “Emniyet’te asla Fethullahçı bir yapılanma yoktur. Böyle bir şey olsa haberimiz olur, gerekli önlemleri de alırdık. Buna asla seyirci kalmazdık” dediler.
İsimleri Fethullahçılıkla özdeşleşmiş emniyet mensuplarının bu şekilde ifade vermesinde yadırganacak bir durum yoktu. Bu ifadeleri kısaltarak “Okyanus Ötesindeki Vaiz” kitabımda emniyet mensuplarının isimleriyle birlikte yazdım. Tabii ki isimleri geçenlerin hepsi Fethullahçı değildi. Ama o dönem Fethullahçılar hayli etkili olduğu için, bazıları makamlarını, koltuklarını korumak için “Fethullahçılar yoktur; olsaydı mutlaka haberimiz olur ve gerekli mücadeleyi de yapardık” demişti.
Kamu kesiminden yaklaşık 133 bin kişi görevden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanlığı tarafından aralıklı olarak yapılan açıklamalarda, şu kadar ilde yürütülen operasyonlar sonucu; şu kadar FETÖ örgütü mensubunun gözaltına alındığını, adliyeye götürülenlerden de şu kadarının tutuklandığına ilişkin açıklamalar sıkça yapılıyor.
DEVAM EDEN OPERASYONLAR
Emniyet’te “Garson” kod adlı şifreli belgeye ulaşılmıştı. Bunun MİT tarafından çözülmesi aylar aldı. Mahrem imamlar, bakanlıklardaki temsilcileri, yazışmalar ve birçok gizli bilgilere ulaşıldı. O belgelerde yaklaşık 15 bin isim geçiyordu.
Aralıklı olarak operasyonlar yapılıyor. Bunlar arasında askeri personel ve emniyet mensupları ağırlıklı olarak yer alıyor. Yıllardır operasyonlar yapıyor ama Fethullahçılar devletten bir türlü ayıklanamıyor. 300 bin kapasiteli cezaevlerinde bugün 419 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Cezaevlerinde yer olsa, bu operasyonlar daha etkili bir biçimde yapılacak. Ancak, yersizlik operasyonların yapılamamasında etkili oluyor o yüzden cezaevlerinde yer açıldıkça operasyonlar gerçekleştiriliyor.
BAHÇELİ’NİN ELİNİ ÖPEN MÜDÜR
Özel Harekât Dairesi Başkanı Süleyman Karadeniz’in, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elini öperken çekilen fotoğrafın, daire başkanlığı görevinden alınmasında etkili olduğu belirtiliyor. Karadeniz’in öyle radikal bir yönü olmadığı bilinir. Özel harekât polislerinin bir bölümünün Suriye, Irak sahasında olduğu dikkate alındığında, daire başkanının böyle bir dönemde alınıp Muğla’ya gönderilmesi de yadırgandı.
Özel Harekat’ta görevli emniyet mensuplarının MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye karşı özel sevgileri, saygıları var. Bunu, Bahçeli’nin ziyaretinde elini öperek gösterdiler. Sevgi ve saygılarının yanı sıra, Bahçeli’nin yaşına da hürmetleri var. Son kararnamede Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanı Şükrü Yaman’ı da, yardımcısı Oğuzhan Yonca’yı da merkeze çektiler. Sahi bunlar devlete hizmetin dışında ne yaptı?
ÖCALAN’I SORGULAYAN MÜDÜR
15 Temmuz darbe girişiminden sonra, FETÖ ile en etkili mücadele eden birimlerinden birisi İstihbarat, diğeri ise KOM Başkanlığı’ydı. Bütün bilgiler, belgeler bu iki daire tarafından adli makamlara gönderilmişti. 1999 yılında PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ı sorgulayan kişi de son kararnamede görevden alındı.
Emniyet’te öyle bir hava esiyor ki, sanki MHP’li olarak bilinen daire başkanları, müdürler son kararnameyle kızağa çekildi, ya da etkili görevlerden uzaklaştırıldı. Bunların kendi iradeleri dışında görev yerleri değiştirildi. Kuşkusuz bu görevden almalarla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nün de kendilerine göre bir gerekçesi vardır. Ancak bu konuda bir açıklama yapılmadı.
DEVLET BAHÇELİ’YE ANLATILDI
Bazı isimler vardır ki bunlar Emniyet’te birer değerdir. Konuştuğum deneyimli bir emniyet müdürü MHP’nin atamalarla ilgili eleştirilerini de dikkate alıp şunları söyledi:
“Şimdi kızağa çekilen arkadaşlar en zor, en kritik dönemde yıllarca FETÖ ile mücadele etti. Etrafımızda terör ve savaş var. İçeride gerilimli bir ortam var. 17-25 operasyonu döneminde acil olarak göreve çağırdığımız bazı arkadaşlar, görevi kabul etmemiş, ‘önümüzü görelim ondan sonra’, bazıları ise ‘Göreve hazırım’ demişti. Gelen arkadaşlar da canla başla çalıştılar. Görevden alınmalar bu arkadaşları küstürdüğü gibi geriden gelenler yönünden de motivasyon düşürücü etkisi oluyor.”
ELİNİ BİR TÜRLÜ ÇEKMİYOR
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bakanlıktan, emniyetten, jandarmadan bir türlü elini çekmiyor. Zaman zaman bu kişinin yeniden göreve geleceği söylentileri çıkarıldığı için ileride, yerlerini korumak için Soylu ile bağlantılarını kesmiyor. Sanırsınız Bakan Ali Yerlikaya değil de, Süleyman Soylu. Tabii bazı müdürlerin de eski bakanla yakın ilişki içinde olmaları görevden alınmalarında etkili oldu.
Keşke gösterilen hassasiyet, oğlunda ByLock çıkan bir müdürün üst bir göreve getirildiğinde, kardeşi Fethullahçı olarak bilinen kişinin atamasında da dikkate alınsaydı. Anlaşılıyor ki, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra renk değiştirenler, yerleri korurken, giderek de yükseliyor.


