En çok pişman olduğumuz şey: Ölmekte olan hastalara soruldu! Sözcü Gazetesi

Bir gün sadece yaptıklarımızdan değil, yapabileceklerimizden veya yapmadıklarımızdan da pişman olabileceğimiz hiç aklınıza geldi mi? 

İnsanlar yaşamlarının sonuna yaklaştıklarında, geriye dönüp verdikleri kararları ve kaçırdıkları fırsatları sorguluyorlar. UNILAD’ın aktardığına göre, hayatlarının son anlarını yaşayan kişilerin içten itirafları, pek çok insanın kendi yolunu yeniden değerlendirmesine neden oluyor.

Motivasyonel konuşmacı ve yazar Matthew Kelly, bu pişmanlıkları derinlemesine ele alan bir araştırma yaptı. Hospice hemşirelerine, hastalarının kendileriyle en sık paylaştığı pişmanlıkları sordu ve aldığı yanıtlar oldukça çarpıcıydı. 

Kelly, en sık duyulan 24 pişmanlık arasında "kendileri olma cesaretini gösteremediklerini" ve "sevdikleri insanlarla yeterince zaman geçiremediklerini" öne çıkan başlıklar olarak belirledi. Bazıları "maneviyatı daha fazla önemsemediklerini" veya "çok çalışıp hayattan yeterince keyif almadıklarını" ifade ederken, bazıları ise "duygularını daha iyi ifade edemediği için üzgün olduğunu" dile getirdi.

En sık dile getirilen pişmanlık cümleleri ise şöyle:

"Keşke olmayan şeyler için bu kadar endişelenmeseydim."

"Keşke daha fazla risk alsaydım."

"Başkalarının ne düşündüğünü çok fazla önemsedim, pişmanım."

"Mutluluğun bir seçim olduğunu daha erken fark etmeliydim."

"Sevdiğim insanları yeterince sevemedim, kendime daha fazla özen göstermedim."

"Hayallerimin peşinden gitmeliydim."

Kelly’ye göre, ölüm hakkında düşünmek kasvetli görünse de, aslında kişisel farkındalığımızı artırabilir. "Bazı insanlar ölüm hakkında düşünmenin hastalıklı olduğunu düşünüyor, ama ben katılmıyorum. Ölüm, her şeyi perspektife oturtur ve bize gerçekten neyin önemli olduğunu hatırlatır. Kaçınılmazlığı, bizi yaşamaya teşvik etmelidir" diyor.

Benzer bir gözlem TikTok kullanıcısı Jair tarafından da paylaşıldı. Çevresindeki yaşlılara en büyük pişmanlıklarının ne olduğunu sorduğunda, 79 yaşındaki bir kadın "Para işleri kolaylaştırır ama mutluluğu garantilemez" yanıtını verdi. Bir başka katılımcı ise "Gençken büyük bir ev, havalı bir araba istiyordum... ama hayatın amacının bunlar olmadığını fark ettim" diyerek içgörüsünü paylaştı.

Hayatın son anlarında duyulan bu pişmanlıklar, insanlara zamanları varken seçimlerini daha dikkatli yapmaları gerektiğini hatırlatıyor. Gerçek mutluluğun, sosyal beklentilerden çok, kendi değerleri ve hayalleri doğrultusunda hareket etmekle şekillendiğini gösteriyor.