Enflasyon hükümetin “öncelikli meselesi” değil Sözcü Gazetesi

Ekonomi yönetimi de bu yılın sonunda enflasyonun yüzde 30’un altına inemeyeceğini itiraf etmeye başladı. Sadece Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Yüzde 30’un altında inecek” demeye devam ediyordu ama dün “Biraz altında, biraz üstünde ama yüzde 30’lar civarında bir enflasyon” demiş. 

Bu hafta eylül enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla resmi olarak “yıl sonunda enflasyonun 30’un biraz üstünde kalacağı” açıklanmaya başlanır. Böylece bir kez daha kanıtlanıyor ki; sürekli bu sözü tekrarsalar da, “hükümetin enflasyonla mücadele gibi bir önceliği olmadı”, bundan sonra da olacak gibi gözükmüyor. 

Bugünden itibaren Türk-iş, İTO ve cuma günü TÜİK eylül ayı enflasyonu açıklanacak. Yüzde 2.5’in altında bir rakam beklenmezken, yüzde 3 tahmin edenler de var. Hafta sonu tüm piyasalarda, büyük ihtimalle  “yıl sonu enflasyonu 30 ile 31 arasında olacak” tahminlerinin açıklandığını görürüz. 

Cevdet Yılmaz hâlâ “öncelikli meselelerinin enflasyon olduğunu tekrarlıyor ama enflasyonu daha kabul edilebilir düzeye çekmek için çalıştıklarını” söylüyor. Yılmaz, 2025 için yüzde 30’lar demeye başlarken, “2026 için yüzde 20’nin altı, 2027’de ise tek haneli enflasyon” tahmin etmiş. Yılmaz’ın daha yeni belirlenen 2026 için yüzde 16’lık enflasyon hedefini çabucak unutmuş gözüküyor. “Yüzde 20’nin altı” demesinden, “yılın ilk enflasyon raporunda 2026 hedefinin yüzde 19’a çıkarılmasının planlandığı” yorumu yapılabilir. Dolayısıyla 2026 için yüzde 20’nin altını, 2027 tek haneyi de unutabiliriz. 

Akbank Başekonomisti eski Merkez Bankacı Çağrı Sarıkaya, “enflasyonun hızının politik bir tercih” olduğunu söylemiş. Dün İSO’da konuşan Sarıkaya, 2026 için belirlenen yüzde 16 enflasyon hedefinin çok iddialı olduğunu söylerken, “Bu yılı yüzde 30-31 arasında bitireceğiz. Buradan yüzde 16’ya düşmek giderek zorlaşıyor” demiş. 

ENFLASYON HIZI POLİTİKA TERCİHİ 

Son OVP’de, önceki OVP’lere göre daha olumsuz bir görünüm olduğunu dile getiren Sarıkaya, “Bir dezenflasyon stratejisi var. Ne var ki yüzde 60-65’lerde olan enflasyonu, iki seneden önce yüzde 44.5’e, bu sene belki 30’un biraz üstüne indirebileceğiz. Bu şu demek; enflasyon iki senedir Merkez Bankası’nın çizdiği tahmin ya da hedef bandının bir miktar üzerinde kalıyor. Bu bir politika tercihi” demiş. 

“Tamamen tek bacaklı, TL’nin reel değerlenmesine dayalı bir dezenflasyon stratejisi izlendiğini ve artık bunun sınırına gelindiğini” kaydeden Sarıkaya, enflasyonun yazılan ve arzulanan hızda gerçekleşmediğine işaret ederken, “Bu hızda gerçekleşmemesinin sebebi de bir politik tercih” diye konuştu. 

Asgari ücretin açlık sınırının yüzde 22 altında olduğunu, muhtemelen ocak ayı itibarıyla açlık sınırı ve asgari ücret arasındaki farkın yüzde 35’i aşacağını kaydeden Sarıkaya, “Böyle bir durumda asgari ücret bu sene başında yüzde 30 artmışken, gelecek sene yüzde 16’lık enflasyon hedefine gitmek için yüzde 30’un altında bir artışı otoriteler nasıl yapacak?” demiş. 

Yüzde 25 artırıldığı, bu kadar da yeniden değerleme oranı uygulanacağını varsayan Sarıkaya, “O zaman nasıl olacak da enflasyonu yüzde 20’lerin altına çekebileceğiz? Hangi değişkenler bu yükü üstlenecek? ” sorularını yöneltmiş. 

İktidar, seçime hangi enflasyon oranıyla gitmeyi tercih edecek, göreceğiz...