‘Entrikalar beni sinemadan soğuttu’
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Ailemin üçüncü kızlarıyım. Babam, Yeşilköy'de yedek subaylığını yapıyordu. 1 Nisan'da doğmuşum. Babam inanmamış.
Annem de Kadıköy'e gelin gitmiş. Cumbalı evler vardır, ben cumbada şarkılar söylermişim. 2.5 yaşındayken. Ben hep şarkı söylerdim. Dost meclisinde Ankara Radyosu'nda 'Ayşe abla var, bir götürün' demişler. Annem götürmüş beni, dinlemişler. 'Bu çok güzel ses, burada çocuk şarkıları söyletiyoruz yazık olur, konservatuvara götürün' demişler. Biz öyle konservatuvara gittik. Hâlâ hatırlıyorum ayaklarım yere değmiyor, sürekli yere bakıyorum. Ses denemesi yapıyorlar, kulağım olup olmadığına baktılar. Hanımefendi 'Bu çocuk mu piyanist' diyor. 'Bu çok büyük bir ses.' O da bir kart yazıyor. 'Bu beyi bulun' diyor. Sürekli bizi bir yere götürdükleri için annem sıkılıyor, gitmedi bir süre.
Gazetede çocuk oyuncu aranıyor ilanı görüyor. 3.5 yaşındaydım. Muhsin Ertuğrul ve Nazım Ülgen gibi isimler var. 'Sizin yüzünüzden yetenekli küçük çocuklardan oluşan bir tiyatro yapmaya karar verdik' diyor Ülgen.
Annemin çok emeği var. Azimli akıllı ve sabırlı bir kadındı. 10 sene bale yaptım. Şan hâlâ devam ediyor. Tiyatroyu çok sevdim. Okuma yazma bilmeden sahneye hazırlanırdım.

ALLAME'Yİ OKUDUM, DUYULDUM
Mümtaz Zeki Taşkın beni 'Böceğim' diye severdi. Bana Karaböcek piyesine yazdı. 6 ay oynadık. Tıklım tıklım oluyordu gösteriler. Bir gün piyesimiz bitti, beni İsmet İnönü'nün yanına götürdüler. Kim olduğundan haberim yok, 'Gel bakalım Karaböcek. Şanını duydum geldim, çok güzel söyledin' dedi. 'Bundan sonra senin soyadın Karaböcek olsun' dedi. Soyadım öyle verildi. Soy ismim halbuki Göktürk.
Atatürk'ün manevi kızı Afet hanımla bir araya gelip yemek yedik. Karaböceği oynarken duymuş beni. Afet İnan çok ilgilendi benimle.
Adana'da 7 yaşındayken okuduğum Arapça şarkı İstanbul'dan duyuluyor. İlk plağımı 7 yaşındayken çıkardım. Adana'ya konser vermek için Arap muganniye ve saz ekibi gelmişti. Ama assolistleri Adana kebabını çok kaçırınca biraz rahatsızlanmış. Bir sürü insan bekliyor. Onlar çıkamayınca beni çıkardılar konsere. Allame'yi 6-7 kere söyledim. Bir ilgi alaka, 10 gün sürdü bu böyle. O başarımı İstanbul'dan duyuyorlar. İlk plağım o şekilde oldu.
GÖBEK ADIM HOŞGÖRÜDÜR
Çeşmi Siyah şarkısını Kore'ye giden askerlerimiz için söylemiştim. Küçük yaşta Makber, Aheste Çek Kürekleri gibi eserleri okuyordum.
Şimdiki şarkıcıların arasında yapılanlar şov mu allah aşkına, abuk subuk hareketler yapılıyor.
Aynı sahneyi paylaştığımız zaman aile gibi oluyorduk. Bütün sanatçı arkadaşlarım benimle çalışmak isterlerdi. Göbek adım kıskançlık değil hoşgörüdür.
Yeni şarkım var, kendi bestem. Kasım ayında stüdyoya girmeyi planlıyorum. Ayrıca Rap yapacağım, çok meşhur biriyle düet yapacağız. Rap'in iyisini seviyorum. Zamana uymak lazım. Arabeskin konuşmalı şekli, halkın yarasını söylüyorlar. Daha evvel reggea yaptım Amerika'da Ağlama Bebeğim diye. Amerika'da güzel şarkılar ürettim. Risk aldım, hep daha iyisini vermek adına.
Dünyada en çok dinlenen kovboy şarkılarından Riders in the Sky'ı ben okudum. 140 milyon kez dinlenmiş.

KISKANMAK GİBİ BİR HUYUM OLMADI Sahne prensiplerim vardır. Kimseyi kısıtlamadım. Önden çıkan kızlara tuvaletlerimi verdim. Bana verilen ışığı, mikrofonu hep onlara vermişimdir. Kimseyi kıskanmak gibi bir huyum yoktur. Hepimiz iyi olmalıyız ki halka güzel gözükelim derdindeydim. Şarkı kısıtlaması da yapmıyordum. Matine suare yapıyorduk. Haftada 9 kez sahne alıyordum. Kolay değildi gerçekten.
'YILDIZ KENTER'LE SAHNEYE ÇIKTIM' Sinemada bazı entikalar gördüm o yüzden bıraktım. Anneler ve Kızları diye bir film vardı. İlk filmimdi benim. İstanbul'dan Ankara'ya çekime gidip geliyordum sahneye çıkıyordum. Yıldız Kenter'le oynadık. Senaryoda olmayan sahneleri görünce çok kızdım. Duyun Beni diye bir filmim vardı İzzet Günay'la. Son sahnede baş karakter can çekişirken başında şarkı söylemişim duyun beni diye. Sonradan hiç anlayamadım neden böyle olduğunu.

SUAT SAYIN, 'OKUMA BU ŞARKI TUTMAZ' DEDİ AMA... Artık Sevmeyeceğim şarkısı hayatımın dönüm noktası oldu. Bestekarı Suat Sayın'a bu şarkıyı okumak istediğimi söyleyince '10 kişi okudu tutmadı, boşuna okumayın' dedi bana. İspanyolca tınılarına oturttum. Türk müziğine pek çok enstrüman kazandırdım. İlk defa Türkiye'de bir Türk müziğine alafranga orkestra eşlik etti. Daha sonra aynı tonda ikinci şarkıyı yapmak çok zordu. 'Damarımda Kalırsın'ı buldum. O da çok güzel tuttu.
'DEKOR YANINCA NEJAT UYGUR ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜ' Arabesk gibi yaptığım bir şarkı vardı. Ben meşhur etmiştim. 'Sonsuz Karanlıklarda Güneşim Leyla' şarkısı. Adana'da belediye bahçesinde okuyordum. Uçan balon yeni çıkmıştı. Ben okurken uçuruyorlardı. Palmiye'ye sıçradı, birkaç dal yere düştü dekoru yaktı. Yanımda Nejat Uygur hüzünlü bakıyor, dekoru kendisi yapmış. 'Kusura bakmayın' dedim. 'Önemli değil. size bir şey olsaydı daha kötü olurdu' dedi. Onu da anmış olalım.

1968 yılında çıktı şarkı, o şarkı patlayınca ben de İstanbul' a geldim. Assolist olarak başladım. Öyle devam ettim. Almanya ve Türkiye'deki iki plak firması arasında çekişme yaşanınca ben de onlardan ayrılıp kendi şirketimi kurdum.
Yeşil Elmas isimli bir şifa kitabı yazacaktım. 'Kendi hayatınızı yazsanız daha iyi olur' dedi yayıncım. 5 yıl yazdım, ama vefat olunca durdurdum. Tabiattan faydalanacağımız bir kitap. Kan gruplarına göre beslenme ile ilgili detaylar var. Anneannemin tarifleri var, onları da yazacağım.
Orhan Gencebay iyi bir insan. Onun şarkılarını da söyledim. Hep destek verdi bana. Küçük oğlum Hasan'ın vefatına da geldi. Onun acısını hâlâ yaşıyorum.

TEVFİK YENER
'RÖPORTAJA GİTTİM TUTULDUM' Fahrettin Aslan ile iyi dostluğumuz vardı. Hep beni çağırırdı. Ben de fırsat buldukça giderdim onların mekânına. 1972'de ilk defa izledim Neşe Hanım'ı. Çok beğendim. Evliydi o dönem. Plakçısı Kenan Bey çok iyi insandır. İyi bir dostluğumuz var. Onun boşanma sürecinde yaşanan dedikodular çok canını sıkmıştı Neşe'nin. Kenan Bey, 'Neşe hanım sana anlatacak her şeyi' dedi. Röportaj yapmaya gidince tutuldum. Sonra hemen evlendik nasıl geçti o süreç anlamadık.
52 yıl geride kaldı, saygımız var birbirimize. Neşe'nin çok farklı yanları vardır. Çok iyi eştir, çok iyi aşçıdır aynı zamanda. Hastalığım zamanında bana çok iyi baktı sağ olsun.
Çok iyi balık tutar mesela. Bir keresinde balıktan dönerken fırtınaya yakaladık, ölümden döndük.
Ben 7 yaş büyüğüm ondan. 7 yaşında Allame'yi söylediği, ortalığı kasıp kavurduğu dönem onu izlemeye gitmiştim.

