ERHAN AFYONCU İlk arabuluculuğu 280 sene önce yaptık
Sabah sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Osmanlı İmparatorluğu, tarihinde ilk defa 1745'te Hıristiyan devletleri barıştırıp Avusturya Veraset Savaşları'nı bitirmek için arabuluculuğa soyundu. Ancak bu durumu Avrupa'yı kâfir gören halka anlatmak zordu
Bu nedenle "Hıristiyan devletlerin birbiriyle olan mücadelesini sonlandırmanın Müslüman tüccarların da menfaatine olacağından dolayı" bu hususun dinen meşruluğuna dair fetva alındıktan sonra arabuluculuğa başlanabildi
Veraset Savaşları'ndan bir sahne.
Dünyanın en büyük hanedanlarından olan Habsburg hanedanının Avusturya kolu, 20 Ekim 1740'ta İmparator Altıncı Karl'ın arkasında bir erkek çocuk bırakmadan ölümüyle büyük bir kaosa girdi. Bugünkü Almanya'nın çekirdeği olan Prusya'nın Kralı Büyük Frederik, Fransızlar ve Almanya'daki Bavyera gibi elektörlükler, Altıncı Karl'ın kızı Maria Theresia'nın hükümdarlığını kadın olmasından dolayı kabul etmeyince yıllarca sürecek "Avusturya Veraset Savaşları" patlak verdi ve Avrupa kana bulandı.
Prusya Kralı II. Frederik'in 1740 Aralık'ında Avusturya'ya ait Silezya'yı istila etmesiyle Avusturya Veraset Savaşları başladı. Savaşlar 1748 yılına kadar devam etti. Savaşa daha sonra Fransa, İngiltere, İspanya, Rusya, Hollanda, İsveç, Lorraine Dükalığı, Bavyera, Hannover, Saksonya, Sardunya, Napoli, Cenova, Modena ve İngiltere'de Stuart hanedanını tekrar tahta çıkarmak isteyen Jacobitler katıldı.
Savaş çok geniş bir coğrafyaya yayıldığı için tarihe ilk dünya savaşı olarak da geçen bu mücadeleyi sonlandırmak için birçok teşebbüs oldu. Bunlardan biri de Osmanlı İmparatorluğu'nun 1745 yılındaki teşebbüsüydü. Araştırmalarını arşive dayalı olarak yapan genç tarihçilerimizden Uğur Demir, "Humbaracı Ahmed Paşa" isimli çok önemli eserinde bu hadiseyi anlatır.
Humbaracı Ahmed Paşa
HUMBARACI İLE MÜTEFERRİKA
Osmanlı İmparatorluğu, uygun ortama rağmen Avusturya ile 1739'da yeni barış yaptıkları için "Nemçeli, yani Avusturyalılar ile yeni bir savaş yapma" hevesinde değillerdi. Osmanlılar savaşın ekonomik yönleriyle ilgileniyorlar, savaş yüzünden ülkeye ticari malların gelmemesinden dolayı sıkıntı duyuyorlardı.
1745 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki savaşı sonlandırmak için harekete geçmesinde iki isim etkiliydi. Bunlar Humbaracı Ahmed Paşa ile İbrahim Müteferrika idi. Humbaracı ve Müteferrika, Bâbıâli'ye, yani Osmanlı hükümetine birlikte sundukları bir raporda Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki gelişmelere göz yumamayacağını ifade ettikten sonra savaşın idamesinin Osmanlı halkını da olumsuz etkilediği ve daha da etkileyeceği anlatılıyordu. Raporda şayet şeri olarak da cevaz verilirse Türk tarafının Avusturya Veraset Savaşı'nı sonlandırmak için savaşa taraf olan devletlere arabuluculuk teklif etmesinin faydalı olacağı ileri sürülüyordu. Türk tarafının teklifinin Avrupa devletleri tarafından kabul edilmesi hâlinde bunun Osmanlı'ya büyük bir itibar kazandıracağı da raporda belirtiliyordu.
Maria Theresia
BÂBIÂLİ'NİN ŞANI ARTACAK
Humbaracı Ahmed Paşa ve İbrahim Müteferrika'ya göre takip edilmesi gerekli yol da şöyle olmalıydı: "Dostluğun bir gereği ve ticaretin nizam altına alınması bahanesiyle önce Veraset Savaşı'nın başı olan Avusturya ve Bavyera'ya, daha sonra da bunların müttefikleri olan İngiltere, Lehistan (Polonya), Fransa, İspanya, Napoli, Prusya ve diğer elektörlere mektup gönderilmeliydi. Bâbıâli'nin teklifi kabul edilirse barış görüşmeleri için Sirem Ovası tavsiye edilmeli ve bunun için Osmanlı tarafından da "olağanüstü yetkili bir elçi" tayin edilmeliydi. Teklif kabul edilmese de teklif götürülen devletler, Bâbıâli'nin dostane niyetini görecek ve buna "dostane nameleriyle" mukabelede bulunacaklardır. Bu da Bâbıâli'nin şanını artıracaktı."
Humbaracı ve Müteferrika'nın teklifi Osmanlı devlet adamları tarafından da uygun görüldü. Hıristiyan devletlerin birbiriyle olan mücadelesini sonlandırmak için harekete geçmeden önce Türk tarafının bu hususun dinen de meşru olduğuna dair bir fetva alması gerekiyordu. Aksi hâlde Türk tarafı arabuluculuk teşebbüsünü halka anlatmakta zorluk çekebilirdi. Bunun için barışın sağlanmasının Müslüman tüccarların da menfaatine olacağına dair fetva alındı.
Osmanlı hükümetine sunulan rapor.
İYİ NİYET TEMENNİSİ
Tavassut (arabuluculuk) Osmanlı zihninde meşrulaştırıldıktan sonra sıra bunu İstanbul'daki Avrupa elçilerine bildirmeye gelmişti. Bunun için de 1745 Şubat'ında harekete geçildi. Sadrazam Seyid Hasan Paşa adına kaleme alınan tavassut teklifini ihtiva eden mektup elçilere teslim edildi.
1745 Şubat'ında Avrupa temsilcilerine iletilen tavassut teklifine ilk cevap Venedik'ten geldi. Cevapta Bâbıâli'nin teklifinden memnun olunduğu ifade ediliyordu. Venedik'in ardından 1745 Mayıs'ında Napoli'nin cevabı İstanbul'a ulaştı. Napoli'den gelen cevapta da Bâbıâli'nin tavassut teklifinin kendilerini memnun ettiği; fakat kesin bir cevabın müttefikleri ve özellikle İspanya ile istişare edildikten sonra verileceği kaydediliyordu.
Napoli'den gelen mektuptan kısa bir süre sonra Rusya'nın cevabı İstanbul'a ulaştı. St. Petersburg'dan gelen namede de Bâbıâli'nin tavassut teklifinden duyulan memnuniyet ifade ediliyor; buna mukabil şartlar değiştiği için kesin bir cevap verilemeyeceği belirtiliyordu.
Sadrazamın teklifine ilk resmi cevabın Napoli'den gelmesi Ahmed Paşa ile Müteferrika'yı memnun etti. Zira Ahmed Paşa, İbrahim Müteferrika'ya yazdığı bir mektupta, diğer Avrupa ülkelerinden önce Napoli'den cevap gelmesinin Napoli'nin Osmanlı İmparatorluğu'na olan muhabbetinin bir göstergesi olduğu kaydediliyordu.
Barış kutlamalarını tasvir eden bir resim.
GEÇİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILDI
Napoli elçisi, 4 Eylül 1745 tarihinde Türk tarafının aracılık teklifine dair ülkesinden gelen mektubu teslim etti. Mektupta harbi sonlandırmak için sadrazamın tavassut teklifinin memnuniyetle karşılandığı, buna mukabil böyle bir teklife müttefikleri İspanya ve Fransa ile istişare etmeden kesin bir cevap veremeyecekleri kaydediliyordu.
Napoli'den sonra Rusya'dan gelen name de benzeri ifadelerle teklife duyulan memnuniyet dile getirilmekte; savaşın kötü ve yıkıcı, barışın ise insana yaraşır bir haslet olduğu yazmakta, ancak yine diplomatik bir üslupla teklif geçiştirilmekteydi. Benzeri ifadeler İsveç, Hollanda, Lehistan, Fransa, Lorraine Dükası ve Avusturya'dan gelen namelerde de tekrar ediliyordu.
Humbaracı Ahmed Paşa ve İbrahim Müteferrika'nın cevabını merakla bekledikleri en önemli ülkelerden biri ise Prusya idi. Prusya Başvekili Podewils'in resmi cevabı ancak 1745 Aralık'ında İstanbul'a ulaştı. Podewils de tavassut teklifini diplomatik bir lisan kullanarak geçiştiriyor; bunun yerine II. Frederik'in cephelerde kazandığı askeri zaferlerin propagandasını yapıyordu.
İbrahim Müteferrika
ÇABALAR SONUÇ VERMEDİ
Bâbıâli'nin Avusturya Veraset Savaşı'nı sona erdirmek üzere yaptığı tavassut teklifi, iyi niyet temennileri bildirilmesine rağmen bir sonuç vermedi. Böylece Osmanlı'nın Avrupa'daki savaşı sona erdirmek için ilk arabuluculuk teklifi de beklenen başarıyı sağlamadan sona erdi.
Savaşın uzamasından dolayı tarafların takati kalmayınca, 1748'de Aachen'de Aix-la Chapelle'de bir araya gelerek Fransa ile Avusturya mevcut statükonun korunmasına, Silezya'nın yine Prusya'da kalmasına karar verdiler. Buna mukabil Avusturya Veraset Savaşı, 18 Ekim 1748 tarihinde imzalanan Aix-la-Chapelle Antlaşması ile sona erdi.
Antlaşma Avrupa'da 1756 yılına kadar devam edecek bir barış getirdi. Ancak Avusturya Veraset Savaşları sonunda kesin bir barış sağlanamamış, yapılan anlaşma sekiz yıl sonra Avrupa'yı kana bulayacak olan yeni bir savaşın anahtarı olmuştu. 1756'da Avrupa'da yeni bir genel savaş patlak verdi. Tarihe "Yedi Yıl Savaşları" olarak geçen bu savaşa Avrupa'daki bütün devletler müdahil oldu. Savaş 1763 yılındaki Hubertusburg Antlaşması ile sona erdi.


