Ermeni toplumunun sorunlarını kadınlar anlatıyor Agos
Agos kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Ermeni toplumundan bir grup üniversiteli genç kadın, kilise vakıflarında görev alan kadın yöneticilerin sorunlarını dinlemek üzere Ermeni Vakıfları Kadın Yöneticileriyle Toplantılar Tertip Ekibi”ni oluşturdu.Jbid Luys Gezer, Sarin İç, Melani Kilci’den oluşan ekip, Mart ayından bu yana düzenledikleri toplantılarda kadın yöneticilerle bir araya geldi. Ekip, erkek temsiliyetinin yanına kadınların varlığını da eklemek istediklerini şu sözlerle açıklıyor:
“Kadın yöneticilerle başlamamız, erkek yöneticileri dışarıda tutmak ya da süreci cinsiyet temelinde sınırlandırmak anlamına gelmiyor. Aksine, var olan erkek temsilinin yanına kadınların sesini de eklemek istedik. Kadın liderler, vakıflarımızda daha yeni ve değişime açık kimlikleriyle başlangıç için ideal bir zemin oluşturdu. Şimdi bu diyaloğu daha da genişletmek için tüm yöneticilerimizi, cinsiyet gözetmeksizin aynı masaya davet ediyoruz.. Kadınlarla başlamanın mutluluğunu paylaştığımız anlarda gördük. Aynı masada oturduk, sorular sorduk ve fikirlerimizi dile getirdik. Genç ya da yeni olduğumuz için geri planda bırakılmadık; aksine, bizi içtenlikle dinleyip kendi hikâyelerini, motivasyonlarını ve beklentilerini paylaştılar. Biz de onları dikkatle dinledik ve bu görüşmeler, anketler ve birebir konuşmalara dönüştü.”
Ekip, 19 Haziran Perşembe akşamı, Feriköy Surp Vartanants Kilisesi Alacacyan Salonu’nda düzenlediği toplantıda projelerini duyurdu.
Kadınların yanı sıra erkek yöneticilerden de katılımın olduğu toplantının açılış konuşmasını Ayk Gezer yaptı. Ekipten Melani Kilci, “Hazır ve Dayanışmada Projesi” hakkında bilgiler verdi.
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Kilci, 6 Şubat 2023’te meydana gelen 7,7’lik Kahramanmaraş ve son yaşanan 6,2’lik İstanbul depremlerinin toplumların ne kadar hazırlıksız olduğunu bir defa daha gözler önüne serdiğini dile getirdi. Kilci, deprem sonrası insanların birbirlerine nasıl ulaşacağı, hangi binaların güvenli olduğunu ve kimlerin ilk yardım yapacağına ilişkin kendilerine sorular sorduklarını kaydetti.
Kilci “Afet anı geldiğinde kimin nerede olacağını, kimin ne yapabileceğini önceden bilmek mümkün değil. Bu yüzden sistem, kişilere değil, işleyecek bir yapıya dayanacak. Haritalar ve planlar öyle net ve anlaşılır şekilde hazırlanacak ki; afet anında bu belgeleri eline alan herhangi biri, hiç tereddüt etmeden ne yapacağını anlayacak, nereden başlayacağını bilecek” dedi ve yazılım uzmanı Sevan Haddeler ile görüşme halinde olduklarını belirtti.
Sarin İç de, “Masada Buluşuyoruz. 16 Okul, 1 Cemaat, Ortak Hafıza” başlıklı projesi hakkında bilgiler verdi. İstanbul’da 16 Ermeni okulu olduğunu ancak birbirleriyle ne kadar temas halinde olduklarını bilmediklerini söyleyen İç, “Neden bu çocukları ve aileleri bir masa etrafında buluşturmayalım? Bir masa metaforu üzerinden ilerledik aslında ama bu masada toplanma sadece yemek yemek için değil, tanışmak için, dinlemek için, birlikte üretmek ve hatırlamak için” dedi. İç, planlanan projenin dördüncü sınıf öğrencilerini kapsayacağını ve etkinliklerin hafta sonları yapılabileceğini söyledi.Gönüllülere çağrı
Jbid Luys Gezer ise diaspora projesiyle İstanbul Ermenilerinin tarihsel ve kültürel kimliğini diasporada tanıtmak istediklerini söyledi. Gezer, İstanbul’u tanıtmak için hazırlanacak bir tanıtım kitapçığının yanı sıra çok dilli tanıtıcı materyallerin de olabileceğini belirtti.
Gezer şöyle konuştu: “Toplumun farklı kesimlerinden insanların bir araya gelip bilgiyi, emeği ve karar alma süreçlerini birlikte paylaşabileceği bir alan yaratacağız. Kadın yöneticilerin deneyimlerinden yola çıkarak, gönüllü katılımın kurumsal yapıların dışında da nasıl örgütlenebileceğini birlikte düşünmek istedik.”
Gezer, projelerde gönüllü olarak toplum üyelerinin de yer alacağını söyledi.


