Ey Amerika futbol senin neyine 1: Koç gerçek bir aptal, oyuncular ne yaptıklarını bilmiyorlar!

Cruyff tamamen ikna olmuş değil. All-star'lardan oluşan bir takımda olmaktan hoşlanmıyor, suni çimde oynamaktan hoşlanmıyor. Onu mütevazı bir takım bekliyor, Los Angeles Aztecas, spor vaftiz babalarından biri olan Rinus Michels tarafından çalıştırılıyor. O franchise'da, futbolu Amerikan endüstrisinin bir süslemesi olarak görüyor ve bunu değiştirmeye istekli.

Takımın tuhaflıkları arasında, kendi sahası olmadığı için, tarihin en büyük futbolcularından birini insanların zar zor tanıdığı halka açık bir parkta antrenman yapması yer alıyor. Cruyff'un tuhaflıkları arasında ise, soyunma odasında sigara içme alışkanlığı var; bu alışkanlık, orada bulunanları etkiliyor.

Cruyff , şampiyonanın en iyi oyuncusu seçildi ve sözleşmesini yeniledi; ancak kulübün sahipliğindeki bir değişiklik ona yer değiştirtti ve 1980'de Kaliforniya kıyılarını bırakıp Diplomatlar'ın evi olan Washington'a geçti.

Ülkenin başkentinde Cruyff sükunet içinde yerleşmiş durumda. İnişleri ve çıkışlarıyla parlaklığı, futbola karşı zayıf bir bakış açısına sahip halkı hayrete düşürüyor. Aynı zamanda şehrin sosyal yaşamında bir sünger gibi davranıyor ve pazarlama ile spor arasındaki verimli ilişkiyi araştırıyor.

Cruyff Amerikalıların futboldan hiç anlamadığını fark ediyor. "Koç gerçek bir aptal ve oyuncular ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ayrıca beni dinlemiyorlar."

Hollandalı, yardım etkinliklerinin poster çocuğu oldu ve çocuklara adanmış organizasyonların elçisi olarak adlandırıldı. Cruyff için her şey yolunda giderken, takımın sahipleri para kazandırmayan bir oyuncak olan futboldan bıktılar ve takımı dağıttılar. Böylece Cruyff'un Amerika macerası sona erdi.