Fed in faiz indirimleri Türk bankaları için olumlu sinyal veriyor
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
HSBC Türkiye Genel Müdürü Burçin Ozan, ABD'de beklenen faiz indirimlerinin, fonlama açısından Türk bankaları için olumlu bir gelişme olarak öne çıktığını belirterek, "Bu durum, uluslararası yatırımcılar için fırsat maliyetinin düşmesi yoluyla bankaların değerlemelerine de olumlu yansıyacaktır." dedi.
HSBC Türkiye Genel Müdürü Burçin Ozan, AA muhabirine küresel ve yurt içi gelişmeleri değerlendirirken, bankanın faaliyetleri hakkında da bilgi verdi.
HSBC olarak, kurumsal bankacılık, bireysel bankacılık, hazine ve sermaye piyasası alanlarında kapsamlı çözümler sunduklarını söyleyen Ozan, Türkiye'nin ekonomik dönüşümüne katkıda bulunduklarını belirtti.
Ozan, kurumsal bankacılık alanında, Türk şirketleri ve çok uluslu şirketler için finansman, hazine işlemleri, yatırım bankacılığı, nakit yönetimi ve ticaret çözümleri alanlarında stratejik danışmanlık sunan güvenilir bir partner olarak yer aldıklarını kaydetti.
Sendikasyon kredileri, kulüp kredileri, proje finansmanı, ülke (ECA) kredileri, uluslararası piyasalarda bono ihraçları ve müşteri ihtiyaçlarına yönelik özel yapılandırma gerektiren her türlü borç finansmanına aracılık hizmetleri verdiklerini ifade eden Ozan, halka arz, pay piyasalarında blok satış, şirket birleşme, satın alma işlemlerinde HSBC Grubu ile koordineli çalıştıklarını aktardı.
Ayrıca Türkiye sermaye piyasalarına yatırım yapmak isteyen uluslararası yatırımcılar için aktif aracı piyasa yapıcı bankalar arasında yer aldıklarına vurgu yapan Ozan, "Türkiye'de devlet tahvili piyasa yapıcısı olan limitli sayıda uluslararası bankalardan biriyiz ve son 3 yıldır ikinci piyasa pazar payında lideriz. Hisse senedi aracılığında da en aktif 3 yabancı aracı kurum arasında yerimizi koruyoruz. Extel vb. prestijli firmaların sıralamalarda son 3 senedir en üst seviyede yerini alan Araştırma ve Satış ekiplerimiz ile Türkiye'nin sermaye piyasalarındaki yatırım elçisi misyonumuz ve vizyonumuz ile Türk ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyoruz." dedi.
ŞİRKETLERE KÜRESEL FIRSATLAR SAĞLIYORUZBurçin Ozan, Asya ve Orta Doğu arasında gelişen ticaret koridorunun, küresel ekonomik dengelerde önemli bir dönüşümü yansıttığını ifade etti.
Bu bölgenin dünyanın en büyük 10 devlet varlık fonundan 9'una, en büyük 20 emeklilik fonundan ise 8'ine ev sahipliği yapması sebebiyle küresel sermaye oluşumunda önemli bir güç olduğuna dikkati çeken Ozan, "Bu yeni jeo-ekonomik eksen bankacılık sektörü açısından da entegre ve ölçeklenebilir çözümler sunma ihtiyacını artırıyor. HSBC'nin iş süreçlerini sadeleştirme çalışmasının bir parçası olarak, Asya ve Orta Doğu bölgelerini daha fazla bütünleştirme kararı, iki bölge arasındaki hızla güçlenen ekonomik bağların ve stratejik iş birliklerinin doğal bir yansıması." değerlendirmesinde bulundu.
Ozan, HSBC'nin, bu yeniden yapılanma ile bölgesel iş birliklerini hızlandırmayı ve müşterilerine daha entegre bir hizmet deneyimi sunmayı hedeflediğini belirtti.
Bu stratejik adımın, aynı zamanda Türkiye gibi bu koridorun tam kalbinde yer alan ülkeler için de yeni bağlantılar ve büyüme fırsatları anlamına geldiğini söyleyen Ozan, bu bölgede HSBC Türkiye olarak, 2025 yılında havacılık, inşaat, demir-çelik, otomotiv ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren büyük ölçekli Türk şirketlerinin bu bölgelerde geliştirdikleri operasyonları, yeni kurdukları firma veya fabrika yatırımlarını ve her türlü dış ticaret ve bankacılık ihtiyaçlarını karşılayarak bölgesel oyuncular olmalarına katkı sağladıklarını anlattı.
Ozan, mayıs ayı itibarıyla HSBC Türkiye'nin Genel Müdürlük görevine atanarak kariyer yolculuğunun yeni bir evresine geçtiğini kaydetti.
Kurumsal bankacılık alanında, HSBC Türkiye olarak güçlü uluslararası ağları ve yetkinlikleri doğrultusunda kendilerini "Türkiye'nin Yatırım Elçisi" olarak konumlandırdıklarını söyleyen Ozan, "HSBC'nin 160 yıllık marka gücü ve uluslararası bağlantıları yoluyla, Türkiye'de ticaret yapan uluslararası şirketlere ve Türkiye merkezli uluslararası ticaret yapan şirketlere küresel fırsatlar sağlıyoruz. Dolayısıyla bu misyonumuzu devam ettirmek, ülkemizin hikayesinin uluslararası alanda doğru anlatılmasını sağlamak, ülkemize daha fazla yatırım çekmek ve Türkiye'deki şirketlerin yurt dışında açılımına katkı sağlamak önceliğimiz olmaya devam edecek." dedi.
Burçin Ozan, şirketlerin sürdürülebilirlik, dijitalleşme veya küresel büyüme gibi dönüşüm yolculuklarını desteklemenin öncelikler arasında yer aldığını dile getirdi.
"Müşterilerimizin dönüşüm yolculuklarında, kendi iş alanlarını ve uzmanlıklarını iyi anlayıp, sektörlerine özel fırsatlar ve seçenekler konusunda bilgilendiriyoruz." diyen Ozan, 2024 yılında sürdürülebilirlik alanında, telekomünikasyon, otomotiv, kağıt ve ambalaj sektör yatırımları, rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları, altyapı ve perakende sektörlerinde, müşterilerin uluslararası finansman ve danışmanlık ihtiyaçlarını desteklediklerini belirtti.
"BANKALARIN KARLILIĞININ 2025 YILININ 3. ÇEYREĞİNDEN İTİBAREN ARTMASINI BEKLİYORUZ"Burçin Ozan, küresel ve yurt içi gelişmelerin bankacılık sektörüne yansımalarını da değerlendirdi.
Yurt içinde enflasyonun yavaşlaması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimlerinin sektör adına öne çıkan iki olumlu gelişme olduğunu ifade eden Ozan, "Öte yandan, büyüme kompozisyonunun dengelenmesi, cari açığın geçmiş dönemlere oranla oldukça düşük seviyelerde devam etmesi ve enflasyonun düşüş trendi uygulanan makro ihtiyati tedbirlerin kademeli olarak kaldırılmasına imkan sağlıyor." dedi.
Ozan, makro dengelenmeye yönelik programın getireceği stabilite ve bu kapsamda makro ihtiyati tedbirlerin hafifletilmesinin bankaların verimliliği ve karlılığı açısından çok daha elverişli bir ortam sağlayacağını aktardı.
Fonlama maliyetlerinde başlayan düşüşle birlikte bankaların karlılığının 2025 yılının 3. çeyreğinden itibaren artmasını beklediklerini vurgulayan Ozan, "Küresel gelişmelere bakıldığında, ABD'de beklenen faiz indirimleri, fonlama açısından Türk bankaları için olumlu bir gelişme. Bu durum, uluslararası yatırımcılar için fırsat maliyetinin düşmesi yoluyla bankaların değerlemelerine de olumlu yansıyacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"EKONOMİSTLERİMİZ, YIL SONUNDA ENFLASYONU YÜZDE 31 OLARAK ÖNGÖRÜYOR"Burçin Ozan, dezenflasyon sürecinin doğal bir sonucu olarak yurt içinde faiz indirim dönemine girildiğine işaret etti.
Ozan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Önümüzdeki dönemde, bilançodaki varlıkların vade yapısının, yükümlülük vade yapısına göre daha uzun olması sektör karlarına pozitif katkı sağlayacaktır. Ekonomistlerimiz, 2025 yılı sonunda enflasyonu yüzde 31, 2026 yılında ise yüzde 19 olarak öngörüyor. Politika faizi varsayımlarını ise aynı dönem için sırasıyla yüzde 35,5 ve yüzde 23 olarak belirtiyorlar."


