Fidan’dan YPG’ye: Tolere etmekte zorlanıyoruz
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’da Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ve beraberindeki heyet ile görüştü. Geçen hafta Şam’da yapılan görüşmelerin ardından bu defa Ankara’da bir araya gelen heyetlerin gündeminde başta SDG/YPG ve İsrail tarafından ülkede yaratılmak istenen karışıklıkların yanında Suriye’nin geleceği de vardı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, düzenlenen ortak basın toplantısında Haseke’de düzenlenen konferansın ardından YPG’ye yönelik sert mesajlar verdi. Fidan, şunları söyledi:
HALKLAR VE İNANIŞLAR MUHAFAZA EDİLMELİ
“Lazkiye, Süveyda, YPG’nin kontrolündeki bölgelerde karışıklıklar çıkmıştı. Ama kardeşlerimiz sadece Arapların değil, diğer mezheplerin de kendilerini eşit hissedecekleri bir vizyon içindeler. Dürzilerin hakları, kimlikleri, canları, malları korunmalı. Aleviler, Esad yönetimin sorumlusu gösterilmemeli, intikam hareketleri içinde bulunulmamalı. Kürtlerin kimlikleri aziz kabul edilip onlara yönelik bir sıkıntı olmamalı. Yeni Suriye, Suriye’yi oluşturan halkların, inanışların muhafaza edildiği, bütünlük içinde bir Suriye olmalı. Biz Türkiye olarak bu yöndeki telkinlerimizi yapıyoruz. Kardeşlerimizin duruşu, görüşü o yönde.
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ ÖNEMLİ
Suriye’nin toprak bütünlüğü, tüm kesimlerin can ve mal güvenliği önemli. Yeni dönemde özellikle YPG/SDG tarafından çok açıklama yapılıyor. Şöyle bir tablo çıkıyor, ‘10 Mart mutabakatını biz böyle algılamıyoruz, Suriye ile yaptığımız anlaşma bizi bağlamıyor, ikincisi Türkiye’de yürüyen süreç de bizi ilgilendirmiyor’ gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
Peki sizi ne ilgilendiriyor? Aziz Kürt kardeşlerimizi İsrail’in maşası yapmak mı sizi ilgilendiriyor? Artık bu politikaya bir son vermeniz lazım. Bölgeden birisi gelecek, sizin örgütünüzün devamlılığını sağlayacak ve bu da sadece Kürtlerin aleyhine sonuçlanmakla kalmayıp Suriye’nin tamamına etki edecek. Böyle bir strateji içinde mi devam etmek istiyorsunuz?
TOLERE ETMEKTE ZORLANIYORUZ
Maalesef bu noktada bizim de artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeleri görmeye başlıyoruz. Halihazırda Türkiye’den, İran’dan, Irak’tan, Avrupa’dan gelen örgüt üyelerinin Suriye’yi terk etmediğini görüyoruz. Örgütün ne 10 Mart’tan sonra, ne Türkiye’de yürüyen süreçten sonra herhangi bir olumlu manada güven telkin edici, silahlı hareket tehdidini ortadan kaldırdığını ifade eden bir gelişme görmüyoruz. Tam tersine örgütün ömrünü uzatmak ve muhtemel bir krizden fayda için bir bekleyiş içinde olduğunu görüyoruz. ‘Türkiye’ye karşı operasyon yapan tüm grupları da burada tutmaya devam ederim, geçmişte başka ülkelerle işbirliği yapıyordum, şimdi İsrail’i yardıma çağırırım’ diye bir politika takip etmek iyi bir politika değil. Bunu yakından takip ediyoruz, umarım bunu anlarlar. ABD’nin atadığı yeni temsilci Tom Barrack’ın da bu yönde olumlu çabaları var.
BİZ ENAYİ DEĞİLİZ
Artık YPG yönetim kadrolarının zaman kazanma, zamana oynama politikasını bırakması lazım. Yol yakınken Kürt kardeşlerimizi riske atmaktan, onların geleceklerini rehin almaktan çıkmaları lazım. Bölgede, Türkiye’de yeni bir dönem yeni bir ruh var, olumlu bir süreç var.
Kusura bakmayın kimse enayi değil, biz enayi değiliz, ortaya koyduğunuz küçük kurnazlıkları görmüyor değiliz. Büyük bir devlet olmanın kuralı var, sizi buradan tekrar uyarıyoruz, durduğunuz yer yer değil. Bunu değiştirin. Suriye’yi beraber nasıl inşa edeceğinizi düşünün. Türkiye bölgede bir işgal ve dominasyon peşinde değil. Türkiye’nin güvenlik taleplerinin tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durma şansımız da yok. Biz, bu konuda aldatılan taraf konumunda olmayacağız. YPG yönetimine çağrım; Şam yönetimi ile olumlu bir angajmana girsinler, Suriye’nin geleceğini inşa etmek için çalışsınlar. Topladıkları silah ve teröristlerle bir tehdit olmaktan çıksınlar.”
KARANLIK TABLONUN AKTÖRLERİNDEN BİRİ DE İSRAİL
Hakan Fidan “Belli aktörlerin Suriye’deki süreci olumsuza çevirmek için belli eylemleri hayata geçirdiğini görüyoruz” diyerek İsrail’in rolüne dikkati çekti:
“Başta Lazkiye olmak üzere sonra Süveyda’daki hareketlilik, YPG’nin bir türlü sisteme entegre olmamadaki oyun bozanlık rolü gösteriyor ki Suriye’de açılan bu olumlu sayfanın umulan gibi gitmesi bir hayli zor olacak. Burada bir meydan okuma var.
Bu karanlık tablonun aktörlerinden biri de İsrail. Bölgedeki yayılmacı politikaların bir ayağını da İsrail oluşturmakta. Zayıf ve kaotik bir ortam İsrail’in kendi ulusal güvenlik parametreleri için bir öncelik haline gelmiş gibi görünüyor.”
FİDAN KATAR’A GİTTİ
Suriye Dışişleri Bakanı ile görüşmesinin ardından Botsvana Uluslararası İlişkiler Bakanı Phenyo Butale ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze’de yürütülen ateşkes süreci birinci önceliğimiz. İnsani yardımların Gazze’ye girebilmesi önemli. İki milyon insan açlıkla pençeleşiyor. İsrail, açlığı göstererek sürgün ve tehcire razı etmeye çalışıyor. Uluslararası toplumun bütün hücreleriyle direnmesi gereken bir durum” dedi. Fidan, dün akşam Katar’a gitti. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman El Sani ile görüşen Fidan’ın iki gün sürecek temaslarında gündem Gazze.
ŞEYBANİ: SURİYE’Yİ BÖLMEK İSTİYORLAR
Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani de açıklamasında İsrail’e tepki gösterdi: “Bugün yeni yeni sorunlarla karşı karşıyayız. Bunların başında İsrail’in tehditleri geliyor. Mezhepsel ve ideolojik olarak Suriye’nin bölünmesi istenmektedir. Biz çok büyük hizmetler, projeler başlattık. Suriyelilerin tekrar dönmesi için de zemin hazırlamaya çalışıyoruz. Dün Ürdün’de Sayın Safavi ve Barrack ile bir araya geldik. Süveyda konusunu ele aldık. Süveyda’da olanlar bizim halkımıza karşı oluyor. Suriye’de olup bitenler İsrail tarafından yapılıyor. O bölgede mezhepsel çatışmalar oldu. Biz istiyoruz ki orada bir barış süreci olsun. Süveyde’nin bizim ülkemizde tarihi bir yeri vardır. Dürziler bizim toplumumuzun bir parçasıdır. Onları dışlamak gibi bir niyetimiz yok.
KRİTİK BİR DÖNEM
Suriye’nin bu dönemi çok kritik. Öyle bir kimlik olsun ki Suriyelilerin olsun. Haseke’deki konferansa katılanlar Suriye halkını temsil etmiyor. Çok başarısız bir girişim oldu. Bildiğiniz gibi 10 Mart’ta bir anlaşma oldu. Tüm azınlıkların sorumluluğu Suriye hükümetindedir. Bazı olaylar oluyor, bunları istismar edenler var.”


