Fidel Castro dan kaçıp Donald Trump a yakalanmak: Amerikalı Kübalıların ikilemi!
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Donald Trump, Beyaz Saray’da daha uzun süre kalmaktan bahsediyor; Fidel Castro ise gücü elinde o kadar uzun süre tuttu ki, neredeyse yarım yüzyıl boyunca Küba'yı yönetti. İlki ideolojik saldırılara ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara başladı; ikincisi ise bunları tamamen ortadan kaldırmıştı.
Bu ve diğer nedenlerle, 63 yaşındaki Küba kökenli Amerikalı berber Carlos Icaza için, ABD’deki Küba topluluğunun büyük bir kısmının hâlâ Cumhuriyetçi lideri savunması akıl almaz. “Kübalılar asla demokrasinin ne olduğunu bilmedi” diyor. “Her zaman onlara ne yapacaklarını söyleyecek birine ihtiyaç duydular.”
Manikürcü Daimarys Hernández de aynı fikirde. Eşi Florida’daki Krome gözaltı merkezinden sınır dışı edilmek üzere olan Hernández, “Halkımızın bir diktatörün nasıl davrandığını anlamıyor olması inanılmaz” diyor. “Yıllardır burada yaşayan Kübalılar bile Trump’ın tıpkı Fidel gibi davrandığını fark etmiyor.”
Florida’daki Kübalı seçmenler, dokuz ay önceki seçimlerde Trump’a yüzde 68 oy vermişti. Bu süreçte birçok göçmen sınır dışı edildi, sığınma başvuruları reddedildi, gözaltılar yaşandı ve insanlar işe, okula veya ülkeye giriş çıkış sırasında sürekli korku hissetti. Yine de Florida International University’den antropoloji profesörü Jorge Duany, şu ana kadar bu seçmen kitlesinin Trump’a olan desteğinde ciddi bir değişim olmadığını söylüyor: “Anketler, seçimin bugün yapılması halinde seçmenlerin çoğunun yine aynı şekilde oy kullanacağını gösteriyor.”
Ancak Jessica Ruiz artık bu grubun içinde değil. 20 Ocak’ta Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüne oy vermişti ama şimdi pişman: “Ekonomide iyileşme, daha çok iş fırsatı ve istikrar ummuştum. Ama tam tersi oldu. Bölünme, işçiyi gözetmeyen kararlar ve zayıf bir ekonomi gördüm. Eğer oyumu geri çekebilseydim, kesinlikle yapardım.”
TRUMP'IN EKONOMİK VAATLERİNİN HİÇBİRİNİ YERİNE GETİRMEMESİFlorida’da hayat pahalılığı değişmedi: yumurtalar hâlâ pahalı, benzin ucuzlamadı, kiralar artıyor. FIU’dan sosyolog Guillermo Grenier’e göre bu ekonomik tablo, Trump’ın vaatlerini yerine getirmediğini kanıtlıyor. Ancak bu, topluluğun tamamen hayal kırıklığına uğradığı ya da Cumhuriyetçilerden koptuğu anlamına gelmiyor.
Bunun yanında göçmenlere yönelik baskılar yoğunlaştı. Miami Havalimanı’nda Kübalılara, Küba’ya seyahat ederlerse oturum kartlarının iptal edilebileceği söylendi. ICE ajanları, bazılarını mahkeme çıkışında gözaltına aldı. Trump döneminde kurulan Alligator Alcatraz gözaltı merkezinde, kötü koşullar yüzünden pek çok Kübalı zor günler geçirdi.
Bazı Kübalılar bu durumdan şikâyetçiyken, bazıları da tam tersi göçmenlere yönelik sert tutumları destekliyor. Daimarys Hernández’in müşterisi ona, “Kağıtsız olanları deport etsinler” dedi. Hernández ise karşı çıktı: “Onlar bizim yapmayacağımız işleri yapıyor. Çocuklarımızın bile yapmadığı işleri.”
Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio son aylarda Havana’ya karşı baskıları artırdı. Ancak bu, ABD başkanının öncelikleri arasında değil; Küba yönetimini devirmek için ciddi bir adım da atılmadı. Buna rağmen Kübalıların büyük kısmı hâlâ ABD’ye göç etmek istiyor. İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre, ankete katılanların %78’i adadan ayrılmayı düşünüyor.
Son dönemde:
4.248 Kübalı sınır dışı edildi (tarihin en yüksek sayısı),
Bazıları Afrika’daki Sudan ve Esvatini’ye gönderildi,
42.084 kişinin kesinleşmiş sınır dışı kararı var,
550.000 Kübalı oturum iznine ulaşamıyor.
Florida’daki göçmenlik avukatı Liudmila Marcelo, Kübalıların durumunun artık diğer göçmenlerle neredeyse aynı olduğunu söylüyor. Yalnızca “Küba Ayarlama Yasası” (Ley de Ajuste Cubano) hâlâ özel bir yol sunuyor. Ancak bu yasa da tartışmalı. Kimileri bu ayrıcalığın kaldırılması gerektiğini savunuyor; kimileri ise bunun göçmenler için bir güvence olduğunda ısrar ediyor.
Marcelo’ya göre, Trump’ın sert göçmen politikalarıyla yayılan bu korku aslında siyasi amaçlara hizmet ediyor: “Bu yasa korunaklıdır. Ancak Küba’da özgür ve demokratik seçimler yapılırsa ve Kongre’de bir uzlaşı olursa kaldırılabilir.”
Yaquelín Boni, Küba’da muhalif Damas de Blanco grubunun üyesi. Oğlu politik nedenlerle hapse atıldıktan sonra ülkeyi terk etti, şimdi diğer oğlu ABD göçmenlik makamlarının elinde. “Artık vatandaş olmak istemiyorum” diyor ve ekliyor: “Bayrak önünde yemin etmeyeceğim. Küba’dan kaçarken burada böyle şeyler yaşayacağımı asla hayal etmemiştim.”


