Film üretimi ve dağıtımı bağımsızlaşmalı Sinema Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Sinema için yeni fon, dağıtım ve üretim kanallarına ihtiyaç var. Yaşanan her yeni olay ve tartışma bize bun gösteriyor. Son olarak Gazze’deki ablukayı kırmak için Global Sumud Filosu’na katılma hazırlığı yapan Yönetmen Necmi Sancak’ın başına gelenler, bu acı gerçeği yüzümüze vuruyor. Yönetmenin, 3 Ekim’de vizyona sokmayı planladığı “Ayşe” isimli filmi, ABD’li United International Pictures (UIP) firması tarafından dağıtılması planlanıyordu. Ancak UIP, Sumud Filosuna katılmayı planladığı için Sancak’ın filmini dağıtmaktan vazgeçti. Gerekçe “şirket politikası”. Oysa gerçek çok açık!
Yaşananlar sonrası dağıtımcıyı kınadık. Evet…
Sektördeki malum durumu telin ettik. Tamam…
Sesimizi yükselttik. “Siyonist lobiler sinemada çok etkili. Dünyanın her yerine elleri uzanır” tespitini yaptıktan sonra sosyal medyada da herkeslere duyurduk.
Peki, sonra?
Birileri tepkisini dile getirirken, birilerinin de çare üretmesi gerekmez mi?
Bu sayfada daha da önce defalarca dile getirdiğimiz ve hep haykıracağımız gibi…
Avrupa Film fonları ve Batılı festivallere, sinema destek organizasyonları mahkum film üretimi için çare üretilmeli.
ELEŞTİRİYİ BIRAKIP ÇARE ÜRETMELİYİZ
Teklifler de açık…
Öncelikle fon çeşitliliği artırılmalı. Bağımsız sinemanın ve ticari üretimin yeni kanallara ihtiyacı var. Asya, Körfez Bölgesi, Türk cumhuriyetleri yeni yönelimlere girmeli.
Türk dünyası sinema sektörleri arasında bir fon oluşturulması için Korkut Ata Film Festivali kapsamında protokol imzalanmıştı. Ne oldu? Hâlâ ortada bir şey yok.
Körfez ülkeleri sinemaya özel ihtimam göstermeye başladı. Katar’da Doha FF ve Suudi Arabistan’da Kızıldeniz FF var. Ancak öncelikleri elbette Arap film üreticileri. Oysa bölgesel iş birliği şart.
Türkiye, Afrika’da çok güçlü. Bu güç gittikçe artacak. İş birliği alanları çoğalacak. Afrika’da ve çevresinde de yeni kanallar ve kaynaklar oluşturulamaz mı?
SİNEMADA RUSYA-ÇİN ORTAKLIĞI BÜYÜRKEN…
Bakın Rusya ile Çin arasında sinema konusunda yeni bir yönelim var. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açıkladı. Şanghay İş birliği Örgütü’nün Tianjin Zirvesi öncesi bir röportajda konuşan Putin, “Yakın gelecekte birçok yeni Rus-Çin filminin vizyona girmesini bekliyoruz. Sağlam ahlaki ilkeleri ve geleneksel manevi değerleri teşvik eden, aynı zamanda tarihi olayların gerçekçi anlatımlarını sunan filmler yapmalıyız. Bu amaçla, sinema için önyargılardan ve siyasi entrikalardan uzak, benzersiz bir platform olan Açık Avrasya Film Ödülü adlı yeni bir girişim de başlattık” dedi.
Çin, sinema alanında dünyanın en hızlı gelişen ülkesi. Son yıllarda en çok izlenen filmler Çin yapımı. Nüfusun avantajıyla sektörü hızla büyütüyorlar. Bunu görüp bir şeyler yapmak gerekmez mi?
Türkiye’nin dizi sektörü dünyada en çok ihracat yapan üçüncü ülke. Güney Kore geçen sene bizi geçene kadar ikinciydik. Sinema sektörümüz de hatırı sayılır şekilde ilerliyor. O halde Türkiye neden böyle bir ihtiyaca merkez olamaz?
FİLİSTİNLİ SİNEMACILAR NEDEN DAHA FAZLA DESTEKLENMİYOR?
Bir de Filistin sineması boyutu var olayın. Türkiye, Filistinli sinemacıları destekliyor. TRT ve Kültür Bakanlığı bazı projelere ortak oluyor ya da fon sağlıyor. Ama dünyanın en etkili dizi sektörlerinden birine sahip bir ülkenin yapması gereken sadece bu kadar mı?
Dizi sektörümüzün önemli yapımcıları, yönetmenleri, oyuncuları, Filistin direnişinde çok önemli bir yer tutan Filistin Sinemasına neden doğrudan destek olmaz. Ortak filmler üretmez. Film yapmak isteyen Filistinli sinemacıları desteklemez?
Nasıl ki insanlığın vicdanını temsil eden Sumud Filosu’nda en çok Türk vardı, Filistin direnişini dünyaya en etkili şekilde duyuran sinema konusunda da görev Türk yapımcılara ve sektöre düşer. Yetkililerin de buna önayak olması gerekir.


