Filo Günlükleri 12: Turkuaz kurdele dalgası ve İsrail’in son hamleleri Ersin Çelik
Yenisafak sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Avrupa’da yükselen insani dalga ve özellikle de İtalyanların Filo’ya tam destek vermeleri tarihi bir kırılmanın habercisi. Bu misyonu, Gazze soykırımı karşısında büyük bir çaresizlik yaşayan insanlığın eldeki en etkin müdahale gücüne dönüştürmekten başka bir işimiz olmamalı.
Bugün Filo Günlükleri’nde size biraz işin mutfağından bahsetmek istiyorum. Dün ilk defa denize açılsak da henüz “teknede bir günümü” yazacak kadar yol katetmedik. Sicilya Adası kıyısındayız. Akdeniz’in turkuaz sularına açılmamıza ise saatler olduğunu biliyorum. Tunus’taki tekne sorunları, bir takım teknik aksaklıklar giderilse de birilerinin “teknelere karadan kanca atma girişimleri” devam ediyor.
Neden gecikildi sorusu çok geliyor. Görünen şu: Tunus’taki tekneler çıkamadığı için biz de açılamıyoruz. Dün çıktık ancak akşam limana çağırdılar, geri döndük. Aktivistler ise yeniden açılmak için teknelerde kaldı. Tüm Filo birbirine entegre hareket ediyor, bir limanda ortaya çıkan bir aksama tüm operasyonu etkiliyor. Bu büyük bir yapı; insanlık tarihinin en büyük sivil filosu aynı zamanda. Eğitimlerde bu tür olası senaryoları tartıştığımız için psikolojik ve mental olarak hazırlıklıydık, tüm ekip olağan karşıladık.
Açıkçası Tunus’taki organizasyonun büyüklüğü, hem gemi hem aktivist sayısının fazlalığı, İspanya’dan kalkan teknelerin de Tunus limanına yanaşmasıyla Filo’nun nabzı burada atmaya başladı. Tunus’taki süreci yakından takip ederken, Avrupa delegasyonuna dâhil olduğumuz için çok şükrettim. Zira burada daha az tekne ve daha az aktivistle oldukça rafine bir sürecin içinde kendimizi bulduk. Böylesine, tüm insanlığın gözünü diktiği bir hareketin aktivistleri, her şeyi göze almışken, bekleme zorunluluğu ile baş etmek için ayrı bir efor gerekiyor. Zira belirsizlikler diğer tüm süreçlerden çok daha fazla yorucu olabiliyor. Ancak bizler biliyoruz ki Allah sabredenlerle beraberdir. Zaman zaman heyecanımıza kapılsak da bu süreci kafilemizdeki arkadaşların samimi dayanışması ve ana hedefimiz olan Gazze’ye odaklanarak yönetiyoruz.
Bu arada Sumud Filosu’nun Türk delegasyonunun hakkını ve özellikle de Türkiye Koordinatörü Dr. Hüseyin Durmaz’ın hakkını teslim etmek gerek. Çok çaba gösterdiğini, Filo’nun bir an önce yola çıkması için stratejiler geliştirdiğini yakından biliyorum. Hüseyin Bey sakin mizacı ve ön plana çıkmaktan imtina eden tavrıyla alışık olmadığımız bir sivil toplumculuk örneği sergiliyor. Gecesini gündüzüne katarak, ülkelerdeki limanları dolaştı. Filo’nun en etkin ve güveli biçimde Gazze ablukasını delmesi için sahadan hiç ayrılmadı ve çözüm yolları üretti. Şu satırlar için kendisi bana sitem edecektir belki fakat ben de bir gazeteci olarak gözlemlerimi yazma hakkımı kullanıyorum.
Alışık olmadığımız bir sivil toplumculuk örneği olduğunu vurgulamak istiyorum. Filo’nun organizasyonunda aktif görevli yaklaşık 90 kişi var. Bu insanların çoğu birbirlerini hiç görmedi, birçoğu farklı ülkelerde yaşıyor. İletişim teknolojilerini çok etkin kullanıyorlar. Açıkçası bizim sivil toplum yapımızda bu kadar kişinin birbirini görmeden, aynı mekânda buluşmadan karar alıp uygulayabileceğini çok mümkün görmüyorum. Burada bir karar alınacağında elbet çoğunluğun görüşüne riayet ediliyor ancak itirazın niteliğine bakılmaksızın her itiraz ve görüş tartışmaya açılıyor ve çok uzun sürse de tüm tartışmalar bittikten sonra karar veriliyor. Karar verildikten sonra 50’ye yakın ülkede yerel delegasyonlar oldukça hızlı ve uyumlu bir şekilde bu kararları uyguluyorlar.
Bu sivil toplum kültürünün, Global Sumud Flotilla Türkiye Delegasyonu aracılığıyla ülkemizde de yaygınlaşmasını diliyorum. Doğrudan görüş bildirme, her itirazın ciddiyetle tartışılması -bakın değerlendirilmesi demiyorum zira değerlendirmede de üstenci bir yaklaşım var- ve karara herkesin uyumlu katılımına dair aşamaları çok net gözlemledim. Bunları nereden mi biliyorum? Bizzat tecrübelerimi anlatıyorum. Burada sadece gazeteci sıfatımla bulunmuyorum, aynı zamanda Global Sumud Filotilla Türkiye Delegasyonu’nun İtalya Saha Sorumlusu’yum. Doğrudan ve açık iletişim, hızlı ve hiçbir ayrıntının gizlenmediği bilgi akışı sağlanıyor. Yoruluyorum ancak bu tarihi misyonun mutfağına girip-çıkmak bana büyük tecrübeler katıyor.
İtalya’ya hareket öncesi dahil 20 gündür tek gündemim Filo’nun yola çıkması. Çıkış günü kaç kez ertelendi saymadım. Eleştirecek, ülke gündemini Filo’nun rotasından uzaklaştırabilecek gelişmeleri hem kendi gündemime almadım hem de gündeme getirmekten kaçındım.
Avrupa’da yükselen insani dalga ve özellikle de İtalyanların Filo’ya tam destek vermeleri tarihi bir kırılmanın habercisi. Bu misyonu, Gazze soykırımı karşısında büyük bir çaresizlik yaşayan insanlığın eldeki en etkin müdahale gücüne dönüştürmekten başka bir işimiz olmamalı.
***
Dün Augusta’dan hareket ederken yaptığımız Filo’ya destek için turkuaz rengi (mavi de olabilir) kurdele takma çağrısı olağanüstü bir karşılık buldu. Sosyal medyadaki hareketlilik Filo’yu bir anda karadan yola çıkarmış oldu. Kurdeleler okyanusa atılan bir taş gibi dalga dalga yayıldı. Basit, maliyetsiz ama herkeste, her kesimde karşılık buldu. Yazıyı yazarken baktım, Filo’ya kurdeleli katılım dünyada da karşılık bulacak görünüyor. Tüm halkların, büyük bir kararlılıkla Gazze’nin yanında durduğunu ilan etmesi aynı zamanda “İsrail’i ablukaya almak” demektir.
Bu yazıda size biraz işin mutfağından bahsetmek istedim. Gecikmelerden, karar süreçlerinden, görünmeyen kahramanlardan... Ama dün başlattığımız o küçük turkuaz kurdele çağrısı gösterdi ki, bu filonun asıl mutfağı dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca vicdanlı insanın kalbiymiş. Biz burada limanda beklerken, onlar bu davayı sokaklara, sosyal medyaya, hayatın her alanına taşıdılar. Evet, İsrail filoyu durdurmak için her yolu deneyecek; belki Gazze’ye göstermelik yardım koridorları açmayı teklif edip, manipülasyonlarla yolumuzu kesmeye çalışacak. Ama artık çok geç. Asıl filo, dün o turkuaz kurdelelerle birlikte karadan çoktan yola çıktı. Bu filo, milyonlarca insanın sessiz ama kararlı direnişidir. Bu filonun demir atacağı liman, sadece Gazze sahilleri değil, küresel vicdanın ta kendisidir. Gemilerimiz denize er ya da geç açılacak. Ama insanlık, Gazze için çoktan yola çıktı bile. Ve bu yolculuğu hiçbir güç durduramaz!
Turkuaz kurdele dalgası: Augusta’dan hareket ederken Filo’ya destek için turkuaz rengi (mavi de olabilir) kurdele takma çağrımız olağanüstü bir karşılık buldu.


