Fransa 15 yaşından küçüklere başörtüsünü yasaklama konusunda fikir ayrılığı yaşıyor

Fransız hükümetinin talimatıyla istihbarat kurumu tarafından "Müslüman Kardeşler ve Fransa'da Siyasal İslam" raporunun geçen hafta yayımlanmasının ardından, ülkede başörtüsü yasağı tekrar gündeme geldi.

Le Parisien gazetesi, 20 Mayıs tarihli haberinde, Attal'ın "siyasal İslam'la" mücadele kapsamında 15 yaşından küçük kızların kamusal alanda başörtüsü takmasını yasaklayan teklifi getireceğini aktardı.

Eğitim Bakanı Elisabeth Borne ise 25 Mayıs'ta BFMTV kanalına yaptığı açıklamada, Attal'ın bu teklifinin, anayasa uygunluğu konusunda ciddi tereddütleri olduğunu belirtti.

Attal, dün başkent Paris'teki bir etkinlikte yaptığı konuşmada, reşit olmayanları başörtüsünü takmaya zorlayanlara yönelik yeni bir suç tanımı oluşturulmasını teklif ederek bu "dini simge"yi kız çocuklarına zorla taktıran ebeveynleri veya aile çevresindeki kişilere cezai işlem uygulanmasını istedi.

Eski Başbakan Attal, "ayrılıkçılıkla" mücadeleye ilişkin yeni bir yasal düzenleme yapılması beklentisini de dile getirdi.

Bu sabah BFMTV kanalına konuk olan Başbakan François Bayrou'ya, Attal'ın başörtüsü yasağına ilişkin teklifi soruldu.

Bayrou, selefi Attal'ın bu teklifle neyi kastettiğini anlamadığını ifade ederek "Nasıl yapacaksınız? Polisler sokakta bir kıza 'Yaşınız tutuyor mu' diye 'kimliğinizi gösterin mi' diyecek?" diye konuştu.

Öte yandan İçişleri Bakanı Bruno Retailleau dün, Müslüman Kardeşlerle ilgili mücadele kapsamında atılacak adımları tanıttı.

Retailleau, Ulusal İstihbarat Müdürlüğü Başkanı Bertrand Chamoulaud'yu, "İslamcılıkla" mücadeleyi koordine etmek üzere istihbarat alanında baş sorumlu olarak görevlendirildiğini açıkladı.

Fransa Cumhuriyeti'nin prensiplerine aykırı yabancı paylaşımların daha fazla kontrol edilmesi gerektiğini dile getiren Retailleau, 2026 belediye seçimlerinin aday listeleri konusunda daha ihtiyatlı olunması beklentisi ifade etti.

Hükümetin talimatıyla hazırlanan "Müslüman Kardeşler ve Fransa'da Siyasal İslam" raporunda, Fransa'daki 139 ibadethanenin ve yakın zamanda kamu desteği kesilen Müslümanların gittiği bazı özel okulların Müslüman Kardeşler Hareketi ile bağlantılı olduğu ileri sürülmüştü.

Ülke genelindeki 21 okulun 18'inin doğrudan, 3'ünün dolaylı olarak harekete bağlı bulunduğu ileri sürülen raporda, Müslüman Kardeşlerin Fransa yapılanmasını Avrupa'daki diğer yapılanmalarından ayıran noktanın eğitim sektörüne öncelik vermesi olduğu iddia edilmişti.

Raporda, Fransa'daki Kur'an kurslarının etrafında kurulan "ekosistemler" ile Müslümanların sosyal hayatlarının ve eylemlerinin, Müslüman Kardeşler hareketinin bir unsuru yapıldığı savunulmuştu