Gazeteci Ercüment Akdeniz bu sebeplerden dolayı 3 ay daha içeride kalacak!
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
"Örgüt üyeliği" (TCK 314) iddiasıyla yargılanan tutuklu gazeteci Ercüment Akdeniz'in davasının ilk duruşması, 31 Temmuz 2025'te İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme, Akdeniz'in tutukluluk halinin devamına hükmederek bir sonraki duruşmayı 23 Ekim tarihine erteledi.
P24'ten Cansu Pişkin'in takip ettiği duruşmada, tutuklu sanık Ercüment Akdeniz ve avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu. Duruşmayı izlemek üzere gelen çok sayıda kişi, salonun fiziki yetersizliği nedeniyle içeri alınmadı. Akdeniz'in avukatı Özcan Karakoç, yargılamanın aleniyeti ilkesini hatırlatarak duruşmanın daha büyük bir salonda yapılması yönündeki talebini iletti ancak bu talep mahkeme tarafından kabul görmedi.
Kimlik tespiti işlemlerinin ardından savunmasını gerçekleştiren Ercüment Akdeniz, kendisine yöneltilen suçlamaları kategorik olarak reddetti. Akdeniz, mesleki geçmişini özetleyerek, "2010'da gazeteciliğe başladım, Hayat TV'de haber koordinatörlüğü ve Evrensel gazetesinde haber müdürlüğü görevlerinde bulundum. Hâlen İlke TV'de çalışmalarıma devam etmekteyim. Göç üzerine yayımlanmış beş kitabım var. 2023'te Emek Partisi'nden (EMEP) ayrıldım. Hiçbir siyasi parti veya örgütle üyeliğim bulunmamaktadır. 163 gündür haksız yere tutukluyum" ifadelerini kullandı.
"İDDİANAME ZAMANIN RUHUNA VE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR"Akdeniz, iddianamenin 'haksız, yanlış ve kurgusal suçlamalarla' dolu olduğunu ve anayasal haklarının suç gibi gösterilmeye çalışıldığını belirtti. Savunmasında iddianameyi eleştiren Akdeniz, "İddianame, zamanın ruhuna ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Halkları Demokratik Kongresi (HDK) dosyası gerekçesiyle tutukluyken, devletin izniyle bir HDK heyetinin bizi cezaevinde ziyaret etmesi bir çelişkidir. Barış için oluşturulan bir komisyonda da HDK eş sözcüsünün yer aldığı dört kişilik bir heyet bulunmaktadır. Suçlamaların siyasi bir zemine oturtulması nedeniyle bu açıklamaları yapma gereği duydum" dedi
"NE ŞAHSIMIN NE DE EMEP'İN BİR İLGİSİ YOKTUR"İddianamede yer alan "Taksim yayalaştırma ve Gezi Parkı projeleri aleyhine eylemlere katıldığı, grupla birlikte hakaret ettiği ve kitleyi yönlendirdiği" suçlamasına da yanıt veren Akdeniz, "Gezi Parkı eylemlerinin bir lideri olmamıştır. Benim de bu yönde bir öncülüğüm söz konusu değildir. Şiddet çağrısı içermediği sürece barışçıl gösteriler, Anayasa ile güvence altına alınmış demokratik bir haktır. İddia edilen sloganlar, pankartlar ve şiddet olaylarıyla ne şahsımın ne de EMEP'in bir ilgisi yoktur" şeklinde konuştu.
"TAHLİYEMİ VE BERAATIMI TALEP EDİYORUM"Telefon dinlemelerine (tapelere) ilişkin de konuşan Akdeniz, şunları söyledi:
"İddianamedeki tapelerde 14 kişiyle doğrudan görüşmem bulunuyor; bu kişilerin 13'ü EMEP üyesidir. HDK üyeliğiyle suçlanmama rağmen tape kayıtlarımda görüştüğüm tek bir HDK'lı dahi yoktur. Olması da bir suç teşkil etmez, ama mevcut değil. Bu 14 kişiyle yaptığım görüşmelerde dolaylı olarak 25 kişinin adı geçiyor ve bunların 24'ü de EMEP'lidir. Bu durum, görüşmelerin tamamen EMEP'in parti içi faaliyetlerine ilişkin olduğunu somut bir şekilde göstermektedir. Ben hiçbir silahlı terör örgütünün üyesi değilim; hakkımdaki suçlama tamamen hayal ürünüdür. İddianamede HDK toplantılarına katıldığım iddia edilse de buna dair tek bir delil sunulmamıştır, çünkü katılmadım. Yalnızca 2020'de bir gazeteci olarak göç konulu bir toplantıya iştirak ettim. Bu iddianame maddi hatalarla dolu, delilsiz, temelsiz ve kurgusaldır. Fikir ve ifade hürriyetimi ve Anayasal haklarımı kısıtlamaktadır. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum."
Akdeniz'in savunmasının ardından dinlenen iki tanıktan her ikisi de 14 yıl önce emniyette verdikleri ifadeleri anımsamadıklarını belirterek kabul etmediklerini söyledi. Tanıklardan birinin Doğubayazıt'taki mahkemede hazır bulunmasına karşın SEGBİS bağlantısı kurulamadı. Bir diğer tanığın ise 2017 yılında vefat etmiş olduğu anlaşıldı.
"SORUŞTURMANIN NEDEN BAŞLATILDIĞINA DAİR DOSYADA HİÇBİR YANIT BULUNMUYOR"Duruşmada söz alan Akdeniz'in avukatlarından Umut Akdeniz, dosyada müvekkili aleyhine somut bir delil olmadığını vurgulayarak, "Müvekkil hakkında neyden şüphelenildiği ve soruşturmanın neden başlatıldığına dair dosyada hiçbir yanıt bulunmuyor" dedi ve tahliye ile beraat talep etti.
"HİÇBİR SİLAHLI ÖRGÜT TABELASINI ASARAK FAALİYET GÖSTERMEZ"Avukat Özgür Urfa ise HDK'nın 'silahlı örgüt' olduğuna dair kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını hatırlatarak, "HDK, halen İstanbul'un merkezinde, Beyoğlu'nda tabelası olan bir binada faaliyetlerini sürdürmektedir. Hiçbir silahlı örgüt, tabelasını asarak faaliyet göstermez" dedi ve tutuklu yargılamayı gerektirecek bir durum olmadığını belirterek müvekkilinin serbest bırakılmasını istedi.
"HDK YASAL BİR ŞEKİLDE FAALİYET GÖSTERMEKTEDİR"Avukat Özcan Karakoç da "Bir suç isnadında bulunmadan önce, isnat edilen örgütün hukuken bir örgüt olduğundan emin olunmalıdır. HDK hakkında 'terör örgütü' kararı yoktur, yasal bir şekilde faaliyet göstermektedir. Müvekkilin tutukluluğunun devamını gerektiren hiçbir delil yoktur" diyerek tahliye ve beraat taleplerini yineledi.
2017'DE VEFAT EDEN TANIK HAKKINDA ZORLA GETİRME KARARI VERDİİddia makamı, dinlenemeyen tanıkların dinlenmesini ve Akdeniz'in tutukluluk halinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, 2017'de vefat eden tanık Mehmet Devran Ayırbaz ile SEGBİS bağlantısı kurulamayan tanığın da aralarında bulunduğu dört tanık hakkında zorla getirme kararı verdi. Mahkeme, Ercüment Akdeniz’in tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 23 Ekim’e erteledi.
"İŞTE BÖYLE CİDDİYETSİZ KARARLARLA İNSANLARIN HAYATLARI ÇALINIYOR"CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "163 gündür tutuklu gazeteci #ErcümentAkdeniz dün hakim karşısındaydı. Bir tanık 8 yıl önce ölmüş, diğeri Amerika’da, üçüncüsünün SEGBİS’i bulmuş! Tanıklar dinlenemedi diye 3 ay daha zindanda kalacak! İşte böyle ciddiyetsiz kararlarla insanların hayatları çalınıyor!" diyerek tepki gösterdi.
DAVANIN GEÇMİŞİGazeteci Ercüment Akdeniz, Halkları Demokratik Kongresi'ne (HDK) yönelik İstanbul merkezli bir operasyon kapsamında 18 Şubat 2025'te, aralarında bulunduğu 50 kişiyle birlikte evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmıştı. Savcılık, Akdeniz ve diğer şüphelilerin "HDK yapılanması içinde İstanbul'da faaliyet yürüttüğünü" iddia etmişti. İddianamede HDK, "legal görünümlü bir cephe yapılanması" ve "TBMM'ye alternatif bir meclis" olarak nitelendirilmişti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan 50 kişinin avukatlarıyla görüşmeleri 24 saat süreyle kısıtlanmış ve dosyaya gizlilik kararı getirilmişti. Dört günlük gözaltı süresinin sonunda 21 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne sevk edilen şüphelilerden Ercüment Akdeniz'in de aralarında olduğu 30 kişi tutuklanmıştı.


