Gazeteci Ercüment Akdeniz Silivri den mektup yazdı: Absürt suçlamalar yüzünden özgürlükten mahrumum!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Halkların Demokratik Kongresi operasyonu kapsamında 18 Şubat Salı tarihinde düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan ve 22 Şubat tarihinde tutuklanan gazeteci Ercüment Akdeniz'in, tutukluluğunun 160’ıncı gününde, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı ilk duruşmada erteleme kararı çıkmış ve bir sonraki duruşma 23 Ekim tarihine ertelenmişti.
Ercüment Akdeniz'in tutukluluğuna devam kararı
Akdeniz tutukluğunun 200. gününde bir mektup yazdı. 'Üç mevsim, 200 gün' başlıklı mektupta, "Aziz Nesin hikâyelerine, Nasreddin Hoca fıkralarına esin kaynağı olacak son derece absürt suçlamalar nedeniyle özgürlükten mahrumum" ifadeleri yer aldı. Mektubunda taleplerinin tutuklu gazeteci ve siyasilerin vicdanların daha fazla kanatılmadan serbest bırakılması olduğunu ifade eden Akdeniz, mektubunu Goethe'den 'Işık, ışık, daha çok ışık' dizeleri ile sonlandırdı.
Gazeteci Ercüment Akdeniz bu sebeplerden dolayı 3 ay daha içeride kalacak!

Akdeniz'in bugün yazdığı mektup şu şekilde:
ÜÇ MEVSİM, 200 GÜN"Düşünüyorum Öyleyse Varım" demişti Descartes. Ama haksızlıklar dünyasında düşünmenin, düşünceyi sözle yazıyla ifade etmenin bedeli hep ağır oldu.
"Düşünüyorum Öyleyse Vurun" diye bir başlık atmıştı köşe yazısına İlhan Selçuk. Düşünceyi sayfalara taşıyan gazetecilerin vurulduğu zamanlardı.
"Düşünüyorum Öyleyse Tutuklayın" denecek zamanlardayız şimdi. Hakikatın peşinde koşan gazetecilerin "ödülü" bir cezalandırma sistemine dönüşen uzun tutukluluklar artık.
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>Üç mevsim, 200 gündür dört duvar arasında ve demir parmaklıklar arkasındayım.
Aziz Nesin hikâyelerine, Nasreddin Hoca fıkralarına esin kaynağı olacak son derece absürt suçlamalar nedeniyle özgürlükten mahrumum. İkinci duruşmam 84 gün uzağa, 23 Ekim tarihine ertelendi.
"Çok istisnai haller dışında tutukluluğa" itirazın yahut uzun tutukluluklara popüler siyasetçilerden gelen itirazın pratikte karşılığı yok.
Her şeye, tüm zorluklara ve yaşadığımız ağır hak ihlaline rağmen hakikâtın gün yüzüne çıktığına ve kazanacağına eminim.
Talebimiz; sadece benim değil, tutuklu bulunan tüm gazetecilerin ve elbette haksız hukuksuz biçimde cezaevlerinde turtulan siyasetçilerin (vicdanı daha fazla kanatmadan), serbest bırakılmasıdır.
Karda kışta yağmurda, kimi mevsim kızgın güneşin altında, kimi zaman adliye koridorlarında, haber ve köşe yazılarında; beni/biz gazetecileri yalnız bırakmayan, isimlerini saymakla bitiremeyeceğim herkese yürekten teşekkür ediyorum.
Halkın haber alma hakkı için; adalet, demokrasi, emek ve barış için tüm meslektaşlarımla birlikte hakikatın peşinde koşmaya, devam edeceğiz.
Sizleri Goethe'nin dizeleriyle selamlamak istiyorum:
" Işık, Işık, daha çok Işık..."Sağlıcakla kalın.
Ercüment AKDENİZ
6 Eylül 2024
SİLİVRİ


