Gazeteciler bile açlıktan ölürse
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Türkiye’deki yoksulluk ya da açlık sınırından söz etmiyorum.
Gerçi bilseniz kaç gazeteci ya üç kuruş beş para ücret aldığı.. Hatta bazen aylarca onu bile alamadığı için açlıkla sınanıyor..
Ama gazetecilerin açlıktan ölme tehlikesiyle “gerçekten” karşı karşıya olduğu yer, Gazze.
Son 48 saatte 20 kişi DAHA açlıktan ölmüş.
Henüz aralarında gazeteci yok. Ancak uluslararası gazeteci örgütleri her an böyle bir haber alabileceklerini duyuruyor. Tehlike gerçek ve büyük olduğu için de gazetecilerin tahliye edilmesinin düşünüldüğü açıklanıyor.
Fransız Haber Ajansı AFP “Cesaretlerine, mesleklerine olan bağlılıklarına ve örnek teşkil eden direnişlerine rağmen durumları artık sürdürülemez hale geldi” diyor açıklamasında.
Adına savaş denilen, bebeklerin bombalarla veya açlıkla öldürüldüğü bu korkunç kıyım, insanoğlunun acımasızlığına korkunç bir örnek oldu.
AFP bu örnekte bir şeye dikkat çekiyor: “Bugüne kadar meslektaşlarımızın çatışmalarda öldürüldüğüne tanık olduk ama açlıktan öldüğünü hiç görmedik..”
Açlıktan kolay ölünmüyor. Bir vakitler gündemin değişmez maddesi haline gelen ölüm oruçları vesilesiyle öğrenmiştik. Çok zor, çok acılı bir süreç belli ki. Hele bunları neden yaşadığını bilmeyen, bilemeyecek bebekler için. Nasıl bilebilirler ki! Daha yaşamayı öğrenememişler… Dünyanın en sıcak yerine doğmuş, üç beş gün sonra da ölüp gitmişler..
*. *. *
Kim bilir kaç kez yazdım.. Yazıldı..
Erdoğan her fırsatta Gazze’den söz eder, ama iş aktif rol almaya gelince gölgeye çekilir. İsrail ile ticaret devam eder.
Yazmaya cüret eden gazeteciler ise ya cezaeviyle müşerref olur ya da işten atılıp medeni ölü haline getirilir.
Gazetecilik son zamanlarda en riskli meslek grubu. Hele bu memlekette.
BirGün muhabiri İsmail Arı mesela. Yaptığı bir haber yüzünden, eşi dahil, ölüm ve taciz tehditleri alıyor. Günlerdir sesini duyurmaya çalışıyor ama anladığım kadarıyla Ankara sessiz.
Sessizliği kırabilmek umuduyla en son şu paylaşımı yaptı:
“Daha önce 80 küsur yaşındaki anneannemi, teyzemi dahi ‘Sülalenizi ortadan kaldıracağız’ diye tehdit ettiler. Emniyet’e gidip şikâyetçi oldum ama ne arayan ne de soran oldu. Karşımdaki çete ise tehditlerine devam ediyor. Peşime adam takmışlar. Mesajları aynen paylaşıyorum. Başıma bir şey gelirse sorumlusu bu çeteye dokunmayan Emniyet ve İçişleri Bakanlığı yetkilileridir..”
İçişleri Bakanı ve bakanlık yetkilileri şu sıralarda “ahlaki güvenlik” projesi üzerinde yoğunlaşmış. O nedenle İsmail’e “ses verememiş” olabilir.
Proje pek önemli zira!!!
Stadyumlarda artık protokol tribünlerinde de elektronik bilet uygulaması olacak… Böylece kim geldi kim ne yaptı, takip edilebilecekmiş!
Şaka gibi memleket!!!!
Gazeteciler, haberleri ve hatta sosyal medya paylaşımları yüzünden cezaevinde.
İsmail Arı gibi mesleğimizin yüz akı isimler ağır tehdit altında.
İmamoğlu ve ekibi görülmemiş bir kumpasla Silivri hücrelerinde.
Ankara’nın derdi ne!!!
*. *. *
İmamoğlu demişken.. Zaten bu yazıların amacı da günü kayda geçirmekse Fatih Altaylı’nın son Silivri notunu paylaşmadan bitiremem:
“Dün tanımadığım bir avukat ziyaretime geldi. Söylediği kadarıyla AKP'ye yakın inşaat şirketlerinden Gül İnşaat'ın patronlarının avukatıymış. Bilmiyorum, vekaletnamesini görmedim. Bir süre dinledim anlattıklarını, sonra da gitmesini rica ettim. Verdiği bilgiler ilginçti. Belediye başkanlarının iddianameleri Eylül sonu, Ekim başı hazır olur. Yargılamalarla beraber tahliyeler başlar dedi. Başkanları tutuklayabilmek için irtikap ve örgütlü suça soktuklarını iddia etti. Ekrem İmamoğlu ile ilgili iddianamenin ise yılbaşından sonra hazırlanacağı konusunda gayet emin konuştu. Şaşırdım.”
Mesaj başlı başına ilginç.
Ancak akla getirdiği sorular daha da ilginç.
Bu mesajın, Fatih Altaylı’nın cezaevinden bile gazetecilik yapma yöntemiyle kamuoyuna duyurulacağı açık.
Peki bunu duyurmak isteyen kim / kimler?
Amaçları ne?
Son günlerde sık sık konuşulur olan “Erdoğan yolun sonuna geldi” dedikodularıyla ilgisi var mı?
İlginç zamanlarda yaşıyoruz.
Daha ilginç günlere hazır olun.


