Gazze Mahkemesi’nde Gazze için seferberlik çağrısı: BM Genel Kurul’u İsrail’e silahlı müdahale gücü oluşturmalı Avrupa Haberleri
Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk, İstanbul’da, Gazze’deki sivillerin korunması ve kalıcı barışın sağlanması için düzenlenen "Gazze Mahkemesi Acil Durum Basın Toplantısı"nda konuşuyor.
Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk.
Falk, açıklamalarına şu şekilde devam etti;
İsrail’in işgal kararı karşısında acil silahlı uluslararası koruma gücü oluşturulmalı. Birleşmiş Milletler, bu aciliyeti gündeme getirmesi gerekiyor.
Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanındaki hükümetleri, şimdiye dek Gazze’deki soykırımı, savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçları durdurma girişimlerinde engellenmiş olan, ancak dünyanın neredeyse tüm ülkelerini temsil eden BM Genel Kurulu’nu veto engeli olmaksızın yetkilendirmeye davet ediyoruz.
İsrail’in suçlarının ciddiyeti, halen Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı’nda görülen davalarda yargısal değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Aç bırakmanın bir silah olarak kullanılması ve soykırım eylemlerinin inandırıcılığı bu süreçlerde değerlendirilecektir. Ancak bekleyemeyiz. Acil müdahale için şimdi harekete geçmeliyiz. Durumun ağırlığı ve Gazze’deki vahamet göz önüne alındığında, Genel Kurul’u, İsrail’in soykırımını sona erdirmek üzere derhal ve acilen uygun donanıma ve finansmana sahip bir silahlı müdahale gücü oluşturma yetkisini vermeye çağırıyoruz.
Bu uluslararası koruma gücü, İsrail güçleri tamamen ve kalıcı olarak Gazze’den çekilene kadar konuşlanmalı ve uluslararası denetim altında yardımın İsrail müdahalesi olmadan güvenli şekilde ulaştırılmasını sağlamalıdır. Ardından Gazze’de, Filistin halkının gelecekteki siyasi liderliğini seçme egemen hakkına saygı gösterilerek uluslararası gözetim altında özgür seçimler organize edilmelidir.2 Sadece bu tür köklü adımlar, zamanımızın en büyük ahlaki krizini çözme umudu taşımaktadır. Bugün harekete geçilmezse, bu, insanlığın tarihi bir utancı olarak hatırlanacaktır.
Deklarasyonda şu bilgiler dikkat çekti;
SOYKIRIMIN ÖNLENMESİ ADINA ŞİMDİ NE YAPILMALIDIR?
Tecrübelerimiz bize göstermektedir ki, gerekli eylemler, soykırımı durdurmak ve Filistin’in meşru haklarını gözeten kalıcı bir barışa giden yolu açmak için siyasi iradenin seferber edilmesine bağlıdır. Biz, bundan daha azını değil, Gazze’de derhal silahlı müdahale yetkisi verilmesini ve başarının garanti altına alınması için gereken tüm imkânların sağlanmasını öneriyoruz.
Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanındaki hükümetleri, şimdiye dek Gazze’deki soykırımı, savaş suçlarını ve insanlığa karşı suçları durdurma girişimlerinde engellenmiş olan, ancak dünyanın neredeyse tüm ülkelerini temsil eden BM Genel Kurulu’nu veto engeli olmaksızın yetkilendirmeye davet ediyoruz. İsrail’in suçlarının ciddiyeti, halen Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı’nda görülen davalarda yargısal değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Aç bırakmanın bir silah olarak kullanılması ve soykırım eylemlerinin inandırıcılığı bu süreçlerde değerlendirilecektir. Ancak bekleyemeyiz. Acil müdahale için şimdi harekete geçmeliyiz. Durumun ağırlığı ve Gazze’deki vahamet göz önüne alındığında, Genel Kurul’u, İsrail’in soykırımını sona erdirmek üzere derhal ve acilen uygun donanıma ve finansmana sahip bir silahlı müdahale gücü oluşturma yetkisini vermeye çağırıyoruz. Bu uluslararası koruma gücü, İsrail güçleri tamamen ve kalıcı olarak Gazze’den çekilene kadar konuşlanmalı ve uluslararası denetim altında yardımın İsrail müdahalesi olmadan güvenli şekilde ulaştırılmasını sağlamalıdır. Ardından Gazze’de, Filistin halkının gelecekteki siyasi liderliğini seçme egemen hakkına saygı gösterilerek uluslararası gözetim altında özgür seçimler organize edilmelidir.2 Sadece bu tür köklü adımlar, zamanımızın en büyük ahlaki krizini çözme umudu taşımaktadır. Bugün harekete geçilmezse, bu, insanlığın tarihi bir utancı olarak hatırlanacaktır.
Gazze Mahkemesi, İsrail’in ve suç ortaklarının işlediği suçları belgeleyen güvenilir bir arşiv oluşturmayı kendine adamıştır. Ayrıca Ekim ayı sonunda yapılacak bir nihai oturumda, dünya çapında sivil toplum aktivizmini harekete geçirerek ulusal hükümetlere, Gazze soykırımını doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyen tüm faaliyetleri durdurmaları için baskı yapmayı ve 1970’ler ile 1980’lerdeki apartheid karşıtı kampanyalar gibi etkili dayanışma girişimlerini teşvik etmeyi planlamaktadır. Ancak mevcut acil durumda, Güney Afrika’daki apartheid’e karşı mücadeleyle kıyaslandığında, Gazze’de yaşananların ölçüsü ve korkunçluğu çok daha büyük olup, bu yaklaşım tek başına yeterli değildir. Güney Afrika direnişi, apartheid rejiminin tüm acımasızlığına rağmen, bugün Gazze’deki Filistin halkını kıskaca alan açlık ve hastalık düzeyinde bir çaresizlikle asla yüzleşmemişti. Duruma yanıt verebilmek için Gazze nüfusunu soykırımın son aşamalarından kurtarmak amacıyla silahlı bir uluslararası kurtarma operasyonunun uygulanması yönünde iki yol öneriyoruz. Her iki yol da geçmiş BM Genel Kurulu kararlarına dayalı meşruiyete sahiptir, ancak hiçbiri şimdiye kadar Gazze’deki acil durumun şiddeti ve büyüklüğü karşısında uygulanmamıştır.
Eğer BM üyeleri arasında birleşik bir siyasi irade sağlanabilirse, her iki yol da soykırımı sona erdirme potansiyeline sahiptir:
• Barış için Birleşme Kararı (377(V) sayılı karar) – Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden durumlarda harekete geçmezse, Genel Kurul’un yetkisini kullanabilmesini sağlar.
• Koruma Sorumluluğu (R2P) – 2005 BM Zirvesi’nde oy birliği ile kabul edilmiş ve özellikle
soykırım ve diğer ciddi uluslararası suçlara karşı BM’nin etkili bir şekilde harekete geçmesini zorunlu kılmıştır.
Bu bildiriyi BM üyesi hükümetlere ve onların diplomatik temsilcilerine dağıtırken, silahlı müdahale çağrısına destek amacıyla şu adımlar da atılabilir:
• İsrail’e tüm silah ve mühimmat sevkiyatlarının askıya alınması;
• İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerin askıya alınması;
• İsrail ile ticaret ve yatırımların askıya alınması;
• İsrail’in kültürel, eğlence ve sportif faaliyetlere katılımının boykot edilmesi;
• İsrail’in belirli BM faaliyetlerine katılım haklarının askıya alınması;
• Güvenlik Konseyi kararı veya Genel Kurul girişimiyle harekete geçirilebilecek bir insani koruma
gücünün oluşturulması, BM Genel Sekreteri’ne acil toplantı çağrısı yapma yetki ve sorumluluğu
verilmesi.
• Uluslararası Adalet Divanı’nın 19 Temmuz 2024 tarihli danışma görüşüne uygun olarak İsrail’in
İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki hukuki varlığının tanınmasının geri çekilmesi;
• Güney Afrika’nın başvurusu üzerine 26 Ocak 2024’te verilen ICJ kararında belirtildiği üzere,
Gazze’deki İsrail soykırımına karşı tüm imkanlarla harekete geçilmesi;
• Gazze’deki açlık ablukasını kırmak için “özgürlük filosu” oluşturulmasına destek verilmesi;
• “Barış için Birleşme Kararı” ve “Koruma Sorumluluğu” çerçevelerinin İsrail soykırımının sürdürülmesini gözlemlemek ve önlemek için zorunlu mekanizmalar olarak yeniden canlandırılması


