Genelgeyle hak erozyonu: Miras masasında ‘eşitlik gölgesine’ kadın örgütleri ve barodan uyarı
T24 sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
T24 Ankara
Tapu işlemleri ve miras paylaşımına ilişkin son düzenlemeler kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Mirasın eşit paylaşılma zorunluluğunun yeni uygulamalarla fiilen ortadan kalkabileceği ve bunun kadınlar açısından hak kayıplarına yol açabileceği yönünde endişeler dile getirildi. Kadın örgütleri, özellikle dezavantajlı kadınların eşit pazarlık gücüne sahip olamayacağını vurguladı.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ise yaptığı açıklamada, yasal düzeyde herhangi bir mevzuat değişikliği bulunmadığını belirterek, “Bu iddiaların, Kasım 2024 tarihli Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi’nden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu genelge, ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk anlaşmalarının resmî senet olmadan tapuda tesciline izin vermektedir. Ancak bir genelge, Türk Medeni Kanunu’nun miras paylarına ilişkin açık hükümlerini değiştiremez” ifadelerine yer verdi.
Medeni kanundaki miras hükümlerinde değişiklik yapılmadıTürk Medeni Kanunu’nun (TMK) miras paylarını düzenleyen hükümleri açık ve değişmedi. Tartışmalara neden olan Tapu Sicilinde Arabuluculuk Genelgesi ise sadece arabuluculukla varılan anlaşmaların tapuda tesciline imkân tanıyor. Bu genelge, yasaların belirlediği miras hakkını ortadan kaldırmıyor veya değiştirmiyor. Ancak tapu ve miras haklarındaki değişiklik; kadınların hak kaybına uğrayabileceği iddiasıyla tepki çekti.
Aile arabuluculuğu uygulamasının, özellikle taraflar arasında güç dengesizliğinin bulunduğu durumlarda ciddi hak kayıplarına yol açabileceği uyarısı yapıldı. Kadın örgütleri ve hukukçular, ekonomik, sosyal ya da psikolojik açıdan dezavantajlı konumda olan tarafın baskı altında kalabileceğine ve yasal haklarından feragat etmeye zorlanabileceğine dikkat çekti.
Kadın örgütlerinden eleştiri: Kadınların mülkiyet hakkını zayıflatırTürkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, düzenlemenin kadınların miras hakkı için tehdit oluşturduğunu vurguladı. Federasyon, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile düzenleme hakkında şu eleştirilerde bulundu:
“Miras konusunda tapu işlemlerinde eşit paylaşımdan vazgeçilerek anlaşmalı paylaşıma geçilmesi, özellikle ekonomik, sosyal ve hukuki olarak dezavantajlı konumda bulunan kadınlar ve çocuklar için ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Anlaşmalı paylaşım, kadınların baskı altında karar verdiği, ekonomik bağımlılık nedeniyle eşit bir pazarlık gücüne sahip olamadığı koşullarda olabilir. Bu tür düzenlemeler, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirerek kadınların mülkiyet hakkını zayıflatır ve uzun vadede ekonomik güvencesizliğe yol açar."
“Yasal değişikliğe rastlamadık”Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) tarafından ise düzenleme şöyle eleştirildi:
“Aylardır basında, ‘Tapuda mirasın eşit bölüşülmesi zorunluluğu kaldırıldı’, ‘Kardeşler arasında miras kavgasına son’ ve benzer şekillerde haberler yayınlanıyordu. İktidar medyasında da, muhalefet medyasında da, hiç bir hukuki dayanak gösterilmeden bu konu sürekli işleniyordu. Haberlerdeki bilgiler ve üslup bilginin tek kaynaktan yayıldığını gösteriyordu. EŞİK olarak, kadınların miras hakkına ciddi bir tehdit olarak gördüğümüz bu haberlere karşı yaptığımız tüm araştırmalara rağmen herhangi bir yasal değişikliğe rastlayamadık. Benzer haberlerin yeniden sürüme sokulması üzerine İstanbul Barosu yaptığı bir açıklama ile söz konusu haberlerin 29/11/2024 tarihli ve 2024/5 sayılı Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi’nin uygulamasına dayandığını duyurdu.
Kadınların eşit miras hakkına sinsice saldıran tüm girişimleri kınıyoruz. Adalet Bakanı’nın bu konuyu kamuoyunun bilgisine neden kendisinin sunmadığını sorguluyor ve acilen bir açıklama yapmasını talep ediyoruz.
Anayasa vurgusuAnayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesini ifade eden 10. maddesine ve Türk Medeni Kanunu’na göre miras hakkı eşittir. Bu hak genelgelerle yok edilemez, Anayasa genelge ile ortadan kaldırılamaz. Söz konusu Genelge’nin uygulama örnekleri, kadınların miras hakkından yararlanmada eşitsizliğe, baskıya ve hak kayıplarına uğradığını ve daha da kitlesel olarak uğrayacağını göstermektedir.
Adalet Bakanı’nın kadınların ev içi emeklerine, nafakasına ve maddi-manevi tazminat haklarına yönelik davalarda arabuluculuk getirileceği açıklaması da korkunç bir tehdittir. Kadınlara yönelik aile içi ekonomik şiddetin devlet eliyle kurumsallaşması anlamına gelecektir. Bu girişimden derhal vazgeçilmelidir. Özellikle mülkiyet ve miras paylaşımı gibi konular, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin tarihsel olarak en belirgin olduğu alanlardan biridir. Arazi ve mülk ediniminin genellikle erkekler lehine şekillendiği, eşitsiz güç ilişkilerinin olduğu ataerkil toplumlarda, arabuluculuk süreçleri kadınlar aleyhine sonuç doğurmaktadır.
Aile içinde uzlaşma adı altında yürütülen arabuluculuk görüşmeleri, çoğu zaman kadınların aile içi hiyerarşi, ekonomik bağımlılık, toplumsal baskılar ve aile içi şiddet nedeniyle haklarından rıza göstererek vazgeçtiği alanlara dönüşmektedir.
“Ekonomik şiddete asla izin vermeyeceğiz”Eşit miras hakkı, Anayasa’ya ve kanuna açıkça aykırı bir genelgeye dayanan arabuluculuk süreçleriyle aşındırılamaz. Miras paylaşımı süreci; uzlaştırma ya da tarafları masaya oturtma meselesi değil, kadınların anayasal ve yasal güvencelerle sahip olduğu bir hak meselesidir. Devletin yükümlülüğü ise kadınların ekonomik güvencelerini pazarlık masasına koymak değil, kadınların eşit yurttaşlık hakkını korumaktır. Eşit miras hakkından kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Boşanma hukukundan kaynaklı haklara dokundurtmayacağız.
Kadınlara karşı ayrımcılığa ve ekonomik şiddete asla izin vermeyeceğiz.”
“Bir genelge, Türk Medeni Kanunu’nun miras paylarına ilişkin açık hükümlerini değiştiremez”İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ise haberlerde bahsi geçen, aile içi uyuşmazlıklar ile miras paylaşımındaki arabuluculuk süreçlerine ilişkin iddiaların yasal temelini araştırdıklarını ancak bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir mevzuat değişikliğine rastlanmadığı açıkladı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İddiaların, Kasım 2024 tarihli tapu sicilinde arabuluculuk uygulamaları genelgesi ile ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk anlaşmalarının resmî senet olmadan tapuda tesciline izin veren düzenlemeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bir genelge, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) miras paylarına ilişkin açık hükümlerini değiştiremez. TMK’daki eşit miras ilkesi yürürlüktedir; alt düzenlemelerle delinmesi hukuken mümkün değildir. Zira uygulamanın başlamasıyla birlikte, özellikle miras kalan taşınmazlar üzerinde kadın mirasçıların hak kayıplarına uğradığına dair başvurular ve somut örnekler dikkate değer biçimde artış göstermektedir.
Aile arabuluculuğu uygulamasının yeniden gündeme getirildiği bu dönemde, mevcut örnekler arabuluculuk mekanizmasının kadınlar açısından ne denli riskli sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Toplumsal eşitsizliklerin belirleyici olduğu aile yapılarında arabuluculuk, hak aramanın değil, haklardan vazgeçmenin zeminine dönüşmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, ekonomik bağımlılık ilişkileri ve güç asimetrileri gözetilmeksizin yürütülen arabuluculuk süreçleri, kadınların haklarından feragat etmeye zorlandığı ya da bu hakları dahi bilmeden imza attığı bir zemin haline gelmektedir.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak; arabuluculuk uygulamalarının kadınlar ve diğer kırılgan gruplar üzerindeki etkilerinin titizlikle değerlendirilmesini, yasal çerçeve ve uygulamanın acilen gözden geçirilmesini kamuoyunun ve yetkili kurumların dikkatine sunarız.”


