Görünen casuslar, görünmeyen cepheler: Gizli operasyonlar artık gizli değil! ‘WhatsApp üzerinden yaşananlar korkutucu, bu daha başlangıç!’
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
İsrail ve ABD’nin İran’a yönelik hava saldırıları ve İran’ın karşılık vermesi bölgedeki gerilimi bir süredir tırmandırdı. Ancak etkisi derin olan bir başka cephe daha var: Casusluk ve gizli operasyonlar!
Tel Aviv yönetiminin askeri operasyonlarının hemen öncesinde ve sırasında, MOSSAD ajanlarının İran topraklarında aktif olarak görev yaptığı İsrailli yetkililerce açıklandı. Bu açıklama, yalnızca bir bilgi paylaşımı değil; aynı zamanda psikolojik savaşın bir parçasıydı.
İsrail, bu ‘başarısını’, MOSSAD tarafından gerçekleştirilen bir operasyonun görüntülerini içeren, grenli ve kasıtlı olarak amatörce düzenlenmiş bir video ile tüm dünyaya gösterdi. Videoda, İran’daki ajan faaliyetleri ve insansız hava aracı saldırılarının sahneleri yer aldı.
Bu tür operasyonlar eskiden gizli tutulurken artık sergileniyor, hatta stratejik olarak medyaya servis ediliyor.
BİR ZAMANLAR GİZLİ GÖREVLER, ANCAK YILLAR SONRA ANLATABİLİYORDU
Bir zamanlar ajanlık ya da casusluk görevleri özellikle de Birinci Dünya Savaşı’ndaki gizli görevler kitaplarla veya filmlerle ancak yıllar sonra anlatabiliyordu. Arabistanlı Lawrence (Lawrence of Arabia) buna çok iyi bir örnek.
Aynı şekilde İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefiklerin, Nazilerin şifrelerini çözme operasyonları uzun yıllar sonra açığa çıktı. CIA’in Sovyet denizaltısını kaldırma operasyonu, 1970’lerde bir ofis soygunu sayesinde basına yansımıştı. Şimdi ise bilgi sadece bir telefon kamerası kadar uzakta…
Savaşların yüzünün artık değiştiği çok açık: Ukrayna’nın Rusya içindeki hedeflere gerçekleştirdiği insansız hava aracı (İHA) saldırılarının görüntüleri sosyal medyada dakikalar içinde milyonlara ulaşıyor. İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırıları neredeyse gerçek zamanlı izleniyor. ABD, operasyonlarını yalnızca başarı değil, aynı zamanda bir mesaj aracı olarak da sosyal medyada paylaşıyor.
CASUSLUKTA YENİ DÖNEM: GÖSTERİLEN GİZLİLİK
The Wall Street Journal’a konuşan Virginia merkezli Deniz Analizleri Merkezi Danışmanı Samuel Bendett’e göre Ukrayna, saldırılarını sadece askeri başarı için değil, halkın ilgisini çekecek şekilde planlıyor.
Örneğin Moskova’daki sıradan vatandaşlar bile artık savaşın gerçekliğini ekranlarından izleyebiliyor. Bu ayın başında yayımlanan bir videoda, Ukrayna İHA'larının Rus uçaklarına yönelik saldırısı hem bir askeri başarı hem de bir propaganda malzemesi olarak dikkat çekti.
İsrail’in Tahran içindeki operasyonlarını açıkça duyurması da benzer bir mantığa dayanıyor. Bu, sadece İran rejimine değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyuna da verilmiş bir mesaj.
‘KISA VADELİ SİYASİ KAZANÇLAR UĞRUNA RİSKE ATILIYOR’
ABD'li eski üst düzey istihbarat yetkilisi Norman Roule, bu tür operasyonların yalnızca askeri değil, diplomatik ve psikolojik etki yaratmak amacıyla da gerçekleştirildiğini belirtip uyardı: “Bu tür kritik operasyonları yalnızca kısa vadeli siyasi kazançlar uğruna riske atmak, değerli kaynakları tehlikeye sokabilir.”
King’s College London’dan savaş çalışmaları uzmanı Ofer Friedman ise “Artık hükümetler bilgi ortamını kontrol etmiyor, sadece orada yön bulmaya çalışıyor” dedi.
Öte yandan artık arşivler dijitalleşti, belgeler hack'lenebilir hale geldi. Edward Snowden (2013’te dünya çapında büyük yankı uyandıran devasa boyuttaki gizli istihbarat belgelerinin basına sızdırılması olayı) ve Jack Teixeira (2023’te ABD’nin Ukrayna savaşı, müttefikleri ve düşmanları hakkında son derece gizli askeri belgelerinin çevrimiçi platformlara sızdırılması olayı) gibi sızıntılar, istihbarat camiası için büyük travmalar yarattı.
Her operasyon, her belge, her ses kaydı potansiyel bir sızıntı riski taşıyor.
İKİ BANKA VE KRİPTO PARA BORSASI SİBER SALDIRIYA UĞRADI
Savaşların siber teknoloji tarafı da var. The Times of Israel’in haberine göre, İsrail ile bağlantılı olduğu belirtilen ‘Gonjeshke Darande’ adlı hacker grubu, X sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Açıklamada, grubun, Nobitex’e yönelik siber saldırı düzenlediği ve kripto para borsasının ‘kaynak kodu ile iç bilgilerinin 24 saat içinde paylaşılacağı’ öne sürüldü. Nobitex'te kalan varlıkların risk altında olduğu savunulan açıklamada, İran’ın bu firmayı yaptırımları ihlal etmek için kullandığı iddia edildi.
İran Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacerani de siber saldırılar nedeniyle ülkede internet sorunu yaşandığını belirterek, iki bankanın da siber saldırıya maruz kaldığını söyledi.
İran resmi ajansı IRNA’ya göre Hükümet sözcüsü Muhacerani, ülkede aksaklık yaşanan bankacılık sistemine ilişkin açıklamasında, Sepah ve Pasargad bankalarının siber saldırıya uğradığını belirterek söz konusu saldırının veri sızıntısına yönelik olmadığını, bankacılık işleyişini aksatmayla ilgili olduğunu aktardı.
İRAN'DA AJANLARA KARŞI ÇOK SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
The New York Times da geçtiğimiz günlerde bu meseleye dikkat çekti. Habere göre, İran'ın üst düzey kadroları arasında suikast ve sızma endişeleri o kadar yaygın ki, İstihbarat Bakanlığı bir dizi güvenlik önlemi açıkladı. Yetkililere iletişim için cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazları kullanmamaları söylendi. Gazeteye konuşan iki İranlı yetkili, tüm üst düzey sivil ve askeri yöneticilere, yerin altında kalmalarının emredildiğini söyledi.
İstihbarat Bakanlığı ya da İran Silahlı Kuvvetleri neredeyse her gün halka, şüpheli gördükleri şahıs ve araçları ihbar etmeleri, hassas tesislere yönelik saldırıların fotoğraflarını ve videolarını çekmekten kaçınmaları için çağrı yapıyor. İran'ın dış dünyayla iletişimi de oldukça sınırlı. İnternet bağlantısı neredeyse tamamen kesilmiş durumda ve başka ülkelerden İran'a telefonla yapılan aramalar engelleniyor.
Telekomünikasyon Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bu önlemlerin sahadaki düşman ajanlarını bulmak ve saldırı başlatma becerilerini ortadan kaldırmak için alındığı vurgulandı. Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın iletişim direktörü Ali Ahmediniye de "Güvenlik aygıtı, bu kritik dönemde internetin sivillerin hayatlarına ve geçimlerine zarar verecek şekilde kötüye kullanıldığı sonucuna varmıştır. İnterneti kapatarak internetimizin emniyetini koruyoruz" ifadelerini kullandı.
‘AMAÇ MOSSAD GİBİ KURUMLARIN YALNIZCA SAHADA DEĞİL, ZİHİNLERDE DE ÜSTÜNLÜK KURDUĞUNU GÖSTERMEK’
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde görevli bilişim teknolojileri uzmanı ve siber güvenlik alanında çalışmaları olan Prof. Dr. Ali Murat Kırık da “Gizli operasyonların artık kamuoyuna açık şekilde sunulması, klasik anlamda ‘gizli’ kavramının sınırlarını tamamen değiştiriyor” yorumunu yaptı.
“İsrail’in İran’daki hedeflere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar artık yalnızca fiziksel ve askeri bir müdahale değil; aynı zamanda psikolojik üstünlük kurma stratejisinin de bir parçası” diyen Prof. Dr. Kırık, “Operasyonların sosyal medyada anında video veya açıklamalarla paylaşılması, hem hedef ülkede hem de uluslararası kamuoyunda bir algı yaratmayı hedefliyor. Buradaki temel amaç, MOSSAD gibi kurumların yalnızca sahada değil, zihinlerde de üstünlük kurduğunu göstermek” dedi.
‘OPERASYONUN KENDİSİ KADAR, O OPERASYONUN NASIL SUNULDUĞU DA ÖNEMLİ HALE GELDİ’
Ayrıca “Bu tür görsel ve dijital anlatılar, hedef alınan ülkenin güvenlik zafiyetlerini gözler önüne sererek caydırıcılığı artırıyor” diyen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Yani artık operasyonun kendisi kadar, o operasyonun nasıl sunulduğu da önemli hale geldi” ifadelerini kullandı.
Bu değişimin istihbarat dünyasında radikal bir paradigma kaymasına işaret ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Kırık, şöyle devam etti:
-- Geleneksel olarak istihbarat servisleri, sessizlikle, perde arkasında faaliyet göstererek etki yaratmayı tercih ederdi. Ancak artık operasyonların görünür olması, ‘güç gösterisi’ haline geldi. Mossad’ın operasyonları kamuoyuna açık şekilde duyurması, diğer istihbarat servislerine hem meydan okuma hem de örnek teşkil etme niteliği taşıyor. Bu durum aynı zamanda yeni bir rekabet alanı oluşturuyor.
-- Artık hangi ülke, rakibine daha çarpıcı bir dijital anlatımla üstünlük sağlayabilir sorusu önem kazandı. İstihbarat servisleri yalnızca bilgi toplama değil, aynı zamanda stratejik iletişim kurumu gibi davranıyor. Bu yeni dinamik, istihbaratın ‘sessiz güç’ olmaktan çıkıp ‘görünür güç’ haline gelmesini sağlıyor.
‘SAVAŞ, SOSYAL MEDYADA BİR HABER OLMAKTAN ÇIKIP GÖRSEL ŞOVA DÖNÜŞÜYOR’
Günümüzde gizli operasyonların sosyal medyada anlık paylaşılması, halkların ve uluslararası toplumun savaş algısını nasıl değiştiriyor?
Gizli operasyonların anlık paylaşımlarla duyurulması, toplumların savaşlara olan ilgisini artırırken, aynı zamanda yönlendirilmiş algılar da yarattığına dikkat çeken Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Bu durum özellikle genç kuşaklar üzerinde etkili; çünkü bilgiye ilk olarak sosyal medyadan ulaşıyorlar. Böylece savaş, bir haber olmaktan çıkıp bir görsel şova dönüşebiliyor. Uluslararası kamuoyu açısından ise bu durum, taraf seçme ve tepki oluşturma süreçlerini hızlandırıyor. Savaşların meşruiyeti artık diplomatik açıklamalardan çok, sosyal medyadaki içeriklerin etkisiyle şekilleniyor. Bu da bilgi savaşının önemini artırıyor” dedi.
‘SİBER SALDIRILARLA GÖRÜNMEYEN CEPHELERDE DE ÜSTÜNÜZ MESAJI VERİLİYOR’
Siber saldırılar da artık savaşların ayrılmaz bir parçası haline geldi. İsrail ile bağlantılı olduğu iddia edilen hacker grubunun Nobitex ve İran bankalarına yönelik siber saldırıları gelecekte bölgesel dengeler üzerinde nasıl bir etki yaratabilir?
“Siber saldırılar artık yalnızca dijital tehdit değil, doğrudan ekonomik ve stratejik silah haline gelmiş durumda” diyen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, şu bilgilerin altını çizdi:
-- Nobitex gibi İran’ın kripto para platformlarına yönelik saldırılar, ülkenin finansal sistemine olan güveni sarsmakla kalmaz, aynı zamanda halkın günlük yaşamını da etkileyerek iç karışıklık yaratabilir. Bu tür saldırılar, İran gibi dış baskılara açık ülkelerde istikrarı bozma ve toplumun devlete olan güvenini zedeleme potansiyeline sahip.
-- Aynı zamanda bu saldırılar bölgesel mesaj da içeriyor: Görünmeyen cephelerde de üstünüz! İsrail’in bu tür operasyonlara destek verdiği iddiaları, İran’la yaşanan çatışmanın yeni bir safhaya geçtiğini gösteriyor. Artık savaş yalnızca sınır hattında değil, sunucular ve veri merkezlerinde de sürüyor.
İRANLI KOMUTANLARA WHATSAPP KISKACI İDDİASI
“İsrail istihbaratının İranlı komutanlara yönelik gerçekleştirdiği bazı operasyonlarda, WhatsApp gibi yaygın kullanılan mesajlaşma uygulamalarını istismar ettiği iddia ediliyor. Bu oldukça korkutucu” diyen Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Bu kapsamda, sahte hesaplar veya mesajlarla komutanlarla irtibat kurularak çeşitli içerikler gönderilmiş” dedi.
Bu içeriklerin bir kısmının kullanıcıyı bir bağlantıya tıklamaya teşvik ederek ve bu bağlantılar sayesinde hedefin cihazına sızılarak konum bilgilerinin elde edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kırık, “Hatta bazı olaylarda komutanların bulundukları bina içindeki odaları dahi tespit edebilecek düzeyde veriler toplandığı iddia ediliyor. Bu yöntemler, klasik fiziksel takip yerine dijital gözetimin ne kadar önemli hale geldiğini gösteriyor. Aynı zamanda, bireylerin kullandığı basit uygulamaların, yüksek profilli hedeflere ulaşmak için nasıl birer araç haline geldiğini de ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
‘SİBER SALDIRILAR HENÜZ POTANSİYELİNİN TAMAMINI GÖSTERMİŞ DEĞİL’
“Siber saldırılar henüz potansiyelinin tamamını göstermiş değil” diyerek uyaran Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Gelecekte bu saldırıların enerji altyapılarına, su sistemlerine, sağlık hizmetlerine ya da ulaşım ağlarına yönelmesi durumunda çok daha yıkıcı sonuçlarla karşılaşabiliriz” dedi. Prof. Dr. Kırık, konuyu şu örneklerle açıkladı:
“Örneğin, bir şehirdeki elektrik şebekesinin çökmesi, hastanelerin devre dışı kalması ya da tren sistemlerinin hack'lenmesi gibi senaryolar gerçekçi hale geliyor. Ayrıca yapay zekâ destekli siber saldırılarla 'deepfake' videoların kullanılması, liderlerin sahte konuşmalarla yönlendirilmesi gibi psikolojik savaş araçları da ciddi tehdit oluşturuyor. Kısacası, siber savaş geleceğin değil, bugünün gerçeği haline geldi ve daha fazlasını henüz görmedik.”


