WhatsApp üzerinden akraba zorbalığı
Sabah sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Bir zamanlar bayramlarda bir araya gelen, yılda birkaç kez telefonda konuşan aile üyeleri, artık aynı dijital odada: WhatsApp grubu'nda. Görünürde iletişimi kolaylaştırıyor ama perde arkasında sessiz kıyaslamalar, pasif agresif sitemler, kırgınlıklar ve görünmez baskılar birikiyor. Birinin torununu paylaşması, diğerinin paylaşmaması; birinin yazdığına üç kişi emoji koyarken diğerinin mesajının "görülmemesi"... Tüm bu küçük hareketler büyük duygular yaratıyor. Aile ilişkileri, artık ekran üstünde yeniden yazılıyor. Uzmanlar dijital iletişim uygulamalarının, gündelik hayatın bir yansıması olduğuna dikkat çekiyor. Avukatlar, gruplardaki ufak laf dokundurmalarının, verilerin izinsiz paylaşımının, sinirle yazılan bir kaç cümlenin ağır hukuki yaptırımla sonuçlanabileceğine vurgu yapıyor. Psikologlar ise gruplardaki paylaşımların bireyi ruhen çökertebileceği ve reel hayatında da karartmalara neden olabileceği uyarısında bulunuyor. Sosyal medya araştırmacıları da yavaş yavaş ortaya çıkan dijital mobbingin, zorbalığın en korkunç türü olduğuna dikkat çekiyor. Bu hafta merceğini aile WhatsApp gruplarını mercek altına tuttuk. Pek gün yüzüne çıkıp dillendirilmese de bu gruplarda üstü örtülü bir rekabet ya da mobbingin olduğu biliniyor. Artık 'göndermeler' ve 'laf dokundurmalar' emojiler sayesinde yapılıyor. Aile üyeleri arasındaki 'gelenekselleşmiş' ve 'kronikleşmiş' rekabet dijital ortamda da kendini iyiden iyiye belli ediyor. Aile grupları arasında yapılan yazışmalarının herkesle paylaşılmasının doğuracağı hukuki sonuçları, sürekli iletişim halinde olmanın ve bu iletişimin yazılı ve emojiler üzerinde gerçekleşmesinin insan psikolojisine etkisini ve bu tür grupların olası handikaplarını işin uzmanlarıyla konuştuk.

YAZIŞMALARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU VARDIR
Hukukçu Muhammet İnceyılmaz, iletişim gruplarında yazışmaların hukuki sorumluluğunun olduğuna işaret ediyor. İnceyılmaz, "WhatsApp gruplarındaki konuşmalar ve paylaşımlar, gruptaki katılımcıların sayısı, ilişkisi ve içeriklerin niteliğine göre "özel alan" kapsamında kabul edilir. Özellikle aile, arkadaş veya küçük kapalı çevre gruplarında yapılan yazışmalar mahremiyet kapsamında değerlendirilir. Ancak grup katılımcı sayısı arttıkça ve paylaşımlar daha geniş çevreye yayılabilir hale geldikçe, özel alanla kamusal alan arasındaki çizgi bulanıklaşır. Aile gruplarında da bu durum geçerlidir ve bu gruplar genellikle özel alan içinde değerlendirilir. Bu sebeple aile gruplarındaki kişilik haklarını ihlal eden paylaşımların hukuki sorumluluğu mevcuttur" dedi.
AMAN BUNLARA DİKKAT!
İnceyılmaz, anlık iletişim platformlarında hukuki bir sorunla karşılaşmamak için dikkat edilmesi gereken hususları da şu şekilde ifade etti: "Kişisel ve özel bilgiler izinsiz paylaşılmamalı, hassas ve özel bilgileri açık şekilde paylaşmaktan kaçınılmalı, hakaret, ima ve aşağılayıcı ifadelerden uzak durulmalı, çocukların ve üçüncü kişilerin bilgileri yayılmamalı, grup içeriğini dışarı taşınmamalı, hukuki sonuçları olan paylaşımlardan (örneğin iftira, yalan haber) uzak durulmalı, paylaşımların mahremiyetine saygı gösterilmelidir."

BABAYA CEZA VERİLDİ
"Başka bir örnekte, boşanma aşamasında olan kadının babası, damadı olan erkeğe WhatApp ve SMS yoluyla tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gönderdi. Tüm bu mesajların ekran görüntüleri alınarak gerekli şikayetler yapıldı ve yargılama sonrasında mesajları gönderen baba ile ilgili cezaya hükmedildi."
SAĞLIKLI BİR DİJİTAL İLETİŞİM NASIL OLUR?
Psikolog Şenel, sağlıklı bir dijital iletişimin adımlarını şu şekilde sıralıyor: "Katılım gönüllü olmalı, zorunlu değil. Konu dışı paylaşımları sınırlandırılmalı. Eleştiriler, grubunu geneline değil özel mesaj yoluyla yapılmalı. Paylaşım saati belirlenmeli."
SORUN HIZLI BÜYÜYOR
Dijital İletişim Araştırmacısı Ümit Sanlav ise bilginin en hızlı yayıldığı mecranın WhatsApp grupları olduğuna değiniyor. Sanlav, "Ve We are Social verilerine göre Türk internet kullanıcılarının yüzde 90,6'sını kullandığı WhatsApp mecrası bu mecraların başını çekiyor. Bir çok WhatsApp grubunda buna benzer sıkıntılar yaşanırken aile WhatsApp gruplarında da bu sorunun hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Eskiden sofrada, ailece yapılan işlerde, belki aile meclislerinde olan tartışmalar, az önce ifade etmeye çalıştığım gerçek hayatın sosyal medyaya taşınması ile birlikte artık WhatsApp gruplarında yapılır oldu. Eskiden herkesin göz göze bakıp, yüz yüze yaptığı tartışmalar Şimdlerde, cep telefonlarının soğuk ekranlarında yaşanıyor hatta çoğu zaman farkına bile varılmıyor" dedi.

FARKINA VARMADAN SUÇ İŞLEYEBİLİRSİNİZ
Bireylerin farkında olmadan birçok suçu, anlık iletişim platformlarında işlediğine de değinen Hukukçu İnceyılmaz, "Kişilerin izni olmadan fotoğraf paylaşmak, sağlık, mali durum, özel yaşam gibi hassas bilgileri yaymak, ima yoluyla veya doğrudan hakaret ya da dışlayıcı dil kullanmak, dini, siyasi veya özel hassasiyet taşıyan konularda kırıcı söylemler kullanmak en yaygın suçlar arasında gösterilebilir" ifadelerini kullandı.
DAVA KONUSU OLMUŞ ÖRNEKLERİ MEVCUT
İnceyılmaz, WhatsApp gruplarında başlayıp mahkeme koridorlarına taşınan bazı davalardan da örnekler verdi. İşte o örnekler: "Bir WhatsApp aile grubunda, kardeşler arasında uzun süredir süregelen gerginlik üzerine yaşanan tartışma esnasında kardeşlerden birisi diğerine ağır hakaretler içeren mesajlar gönderdi. Bunun üzerine mesajların ekran görüntüsü alınarak savcılığa şikayette bulunuldu ve yapılan yargılama neticesinde Mahkeme hakareti sabit bularak sanık olan kardeşi cezalandırdı. "
Ümit Sanlav
BASKI UNSUR UNA DÖNDÜ
Psikolog Tuğçe Betül Şenel ise WhatsApp gruplarının artık bir baskı aracına döndüğünü kaydederek, "Aile gruplarının ilk bakışta temel amacı, iletişimi kolaylaştırmak ve aile üyeleri arasındaki bağı kuvvetlendirmek gibi görünür. Ancak bir süre sonra bu gruplar, bireylerin sosyal rollerinin, onay ihtiyacının ve bastırılmış duygularının sahnesi haline gelebilmektedir. Bir danışanım şöyle anlatmıştı: 'Annem gruba bir şey yazdıktan sonra hemen cevap vermezsem arıyor ve neden görmezden geldiğimi soruyor. Bu yüzden sürekli tetikteyim, bildirim sesinden bile gerilmeye başladım.' Bu örnek, aile gruplarının bazen bireyin günlük yaşamında baskı unsuru haline geldiğini gösteriyor. Görülmek, onaylanmak ve "ayıplanmamak" için verilen çaba, ilişkileri güçlendirmekten çok, yıpratıcı hale getirebiliyor" ifadelerini kullandı.
HAKARET VE TEHDİT ÇOK KARŞILAŞILAN BİR DURUM
İnceyılmaz, aile gruplarında en sık karşılaşılan bilişim temelli hukuk ihlallerini ise şu şekilde sıralıyor: "Hakaret ve tehdit içerikli mesajlar. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden paylaşımlar. Başkalarının izni olmadan fotoğraf veya video paylaşımı. Kişisel verilerin (sağlık bilgisi, adres, banka bilgisi vb.) rıza alınmadan yayılması. Başkalarının ses ya da görüntüsünü izinsiz kaydetme ve paylaşma. Özel bilgi paylaşımı, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve TCK madde 136'ya göre değerlendirilebilir. Özel bilgilerin izinsiz yayılması hukuka aykırıdır. Gizlice kaydedilmiş görüntü/ses paylaşımı ise TCK madde 134 ve 133'e göre özel hayatın gizliliğini ihlal ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturur."
Tuğçe Betül Şenel
İZİNSİZ GÖRÜNTÜ PAYLAŞIMI KİŞİSEL HAK İHLALİ
WhatsApp gruplarındaki yazışmaların ve ya görüntülerin izinsiz paylaşımının suç kapsamına girdiğini kaydeden İnceyılmaz, "Kişinin izni ve/veya açık rızası olmadan görüntüsünün paylaşılması, kişilik haklarının ihlali sayılır ve tazminat davası ya da ceza davası konusu olabilir. Bu tür paylaşımlar gerek kişisel verilerin korunması kapsamında gerekse de özel hayatın gizliliğini koruyan hükümler uyarınca hukuka aykırıdır. Çocukların görüntüsü söz konusuysa, ayrıca Çocuk Koruma Kanunu da devreye girer" dedi.
YETERSİZLİK HİSSİNE DİKKAT
İletişim plartformlarındaki yazışmaların, bireylerde yetersizlik hissi oluşturabileceğine dikkat çeken Şenel, "Bir anne danışanım okul velilerinin olduğu grupta sürekli çocuklarının başarılarını paylaşan diğer velilerden ötürü kendini yetersiz hissettiğini anlatmıştı. 'Benim çocuğum öyle çok takdir almıyor, paylaşacak şey bulamayınca suçlu gibi hissediyorum' demişti. Dijital platformda bile bireyler, sosyal kıyaslama yaparak kendi değerlerini sorgulamaya başlıyor. Bu da zamanla özsaygı düşüklüğüne, sosyal anksiyeteye ve içe kapanmaya neden olabiliyor" şeklinde konuştu.
Muhammet İnceyılmaz
GÜNLÜK HAYATIN YANSIMASIDIR
Gruplardaki konuşmaların gündelik hayatın yansıması olduğuna değinen Şenel, "WhatsApp grupları, gerçek hayatta var olan ilişkilerin dijital yansımasıdır. Nasıl ki yüz yüze ilişkilerde kişisel alanı, sınırı, üslubu gözetmek gerekiyorsa; dijital ortamda da bu özeni göstermek şarttır. Aksi takdirde, iletişim kolaylığı olarak başlayan bu gruplar zamanla duygusal zorlanmaların, yanlış anlaşılmaların ve hatta çatışmaların kaynağı haline gelir" dedi.
DÜŞMANLIK YAVAŞÇA ORTAYA ÇIKIYOR
Aile WhatsApp gruplarında problemlerin zaman içerisinde meydana geldiğine değinen Sanlav, "Aile WhatsApp gruplarında dijital zorbalık, çoğunlukla açık bir düşmanlıkla değil, bazen pasif bazen de agresif imalarla, laf sokmalarla, görmezden gelmelerle, o konunun minvalinde anlamlı emojilerle veya bir mesajı okundu veya görüldü bilgisine rağmen yanıtlamayarak ya da görmezden gelerek ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
'İYI GÜNLER' MESAJINA TEPKİSİZ KALMAK
Dijital mobbingin en kapsamlı zorbalık çeşidi olduğunu vurgulayan Sanlav, "Beş ana zorbalık türü vardır psikolojik, fiziki, sözlü, cinsel, dijital zorbalık. Dijital zorbalık bütün bu zorbalık türlerinin tamamını barındırdığı için günümüzde zorbalık türlerinin en ciddisidir. Zira sadece ağır bir sözle ya da fiziksel şiddetle gelmez; bazen bir mesajı görmezden gelmek, muhatabınızı derinden yaralayabilir. Mesela 'İyi günler' mesajı sadece bir kişiden sürekli yanıtsız kalıyorsa, ya da bir kuzenin gönderdiği çocuk fotoğrafına kimse emoji bırakmıyorsa, bu bir dışlama anlamı taşıyabilir" şeklinde konuştu.


