Göz sağlığında sessiz tehlike... Sarı nokta kör ediyor! Uzmanlar uyardı: Bu belirtileri yaşıyorsanız vakit kaybetmeyin
Mynet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Sarı nokta hastalığının genetik yatkınlık, sigara kullanımı, hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıklar sebebiyle ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Numan Alp, “Erken tanı koyulduğunda hastalığın ilerlemesini engellemek mümkün olabilmektedir. Ancak geç kalındığında geri dönüşü olmayan görme kayıpları oluşabilir.

Merkezi görmede bulanıklık, okuma veya yüzleri tanımada zorluk, düz çizgilerin dalgalı veya kırık görünmesi, kontrast duyarlılığının azalması ve renkleri soluk görme gibi durumlarda mutlaka uzman bir göz doktoruna başvurulmalı" diye konuştu.
"SON EVREYE GELMİŞ HASTALARDA BU TEDAVİ UYGUN DEĞİL"Valeda tedavisinin özellikle kuru tip sarı nokta hastalığının erken ve orta evresindeki hastalar için uygulayabildiğini ifade eden Prof. Dr. Alp, "Son evreye gelmiş, ilerlemiş hastalarda ise bu tedaviyi tercih etmiyoruz. Bunun sebebi, yaş sınırı farketmeksizin, genel göz sağlığı iyi olan ve gözünün anatomik yapısı uygun hastalarda bu tedavinin daha etkili olduğunun gözlemlenmiş olmasıdır" dedi.

Kuru tip ve yaş tip olarak 2 şekilde görülebilen sarı nokta hastalığının daha çok kuru tipine rastlandığını ifade eden Prof. Dr. Alp, "Hastalığın bu tipinde makula'da bir takım birikmeler oluşur. Buna bağlı olarak görme kaybı zaman içinde, kademeli olarak artar. Valeda tedavisinde, düşük seviyeli, farklı dalga boylarında (kırmızı, sarı ve yakın kızılötesi) özel ışıklar kullanılarak gözün arka kısmındaki hücreler uyarılır. Bu tedavide amaç, gözün beslenmesini sağlayan retina hücrelerindeki enerji üretimini artırmak, hücre yenilenmesini desteklemek ve oksidatif stresi azaltarak hasarın ilerlemesini yavaşlatmaktır" dedi.
Valeda tedavisinin her hastaya uygulanamayacağı konusunda uyarıda bulunan Prof. Dr. Alp, "Yapılan detaylı muayene ve test sonuçlarına göre hastanın gözünün bu tedaviye uygun olup olmadığı belirlenir. Tedavi, hastanın gözlerine belirli sürelerde ve kontrollü şekilde ışık uygulamak şeklinde gerçekleşir. Her seans yaklaşık 4 dakika sürer ve genellikle 3-5 hafta boyunca, haftada üç kez toplamda 9-12 seans uygulanır. İşlem sırasında hasta herhangi bir ağrı veya rahatsızlık hissetmez. Tedavi tamamlandıktan sonra hastalar günlük yaşamlarına hemen dönebilir" dedi.

Tedavinin yan etkilerinin az olduğunu belirten Prof. Dr. Alp, "Yapılan klinik çalışmalarda Valeda tedavisinin görme keskinliğini artırdığı, renk görmeyi iyileştirdiği ve gözdeki hücre fonksiyonlarını destekleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı gözlemlenmiştir. Cerrahi bir işlem gerektirmiyor olmasının yanında ilaç ya da enjeksiyona da ihtiyaç duyulmaz. Hastalar için antioksidan vitaminler (C, E, çinko, lutein, zeaksantin), sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma ve göz sağlığını destekleyen yaşam tarzı değişiklikleri önerilir" diye konuştu.
(DHA)Bu içerik Sedef Karatay tarafından yayına alınmıştır


