Gülen in ölümü sonrası FETÖ’de taht savaşları: Darbeden vasiyete çöküşün haritası
SonTurkHaber.com, Haber7 kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
GİRİŞ 15.07.2025 18:52 GÜNCELLEME 15.07.2025 18:52
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
Gazeteci Ertuğrul Cingil, FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9. yıl dönümünde örgüt içindeki liderlik boşluğunu, artan iç çekişmeleri, yolsuzluk iddialarını ve miras kavgalarını Haber7.com için detaylı bir analizle ortaya koydu. Cingil, örgütün içten içe çürüdüğünü ve çözülme sürecine girdiğini belirtti.

İşte Cingil’in Haber7 için kaleme aldığı o analiz:
Ülkemizin bağımsızlığını, milli iradeyi ve demokrasimizi hedef alan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) gerçekleştirdiği 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. Karanlık örgüt ihaneti nedeniyle 253 vatan evladı şehit olurken 2 bin 740 kişi de yaralandı.
15 Temmuz’da kalkıştıkları hain darbe girişiminin milletimizin dünya tarihinde eşi görülmemiş demokratik duruşuyla başarısızlığa uğratması FETÖ’nün dengesini bozmuştu. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde yürütülen çok yönlü mücadele ile de bu karanlık yapının unsurları devlet kurumundan sökülüp atılmaya başlandı.

Ülkenin askeri birimlerinden emniyetine, eğitiminden adaletine, siyasetinden diplomasisine kadar her yapısını hedef alan ihanet şebekesi mensupları yargı önünde hesap verilmeye başladı.
Örgütün hiyerarşisinde üst konumlarda bulunan bir çok isim yurt dışında kaçarak Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine devam etti.
Türkiye FETÖ’ye karşı en büyük mücadelelerden biri ise uluslararası alanda verdi. Başta bu yapının arkasında olan Amerika ve Avrupa olmak üzere 116 ülkeden 1813 FETÖ mensubu için 1964 iade talebiyle ilgili işleminde bulunuldu..
Uluslararası hukuk ilkeleri ve dostluk ilişkilerinin tersine Amerika başta olmak üzere birçok ülke bu karanlık örgüte sahip çıkarak mensuplarını himaye etti.
Ancak Türkiye’nin ısrarlı mücadelesi, MİT ve Dışişleri Bakanlığı’nın başarılı çalışmalarıyla özellikle Türki Cumhuriyetler ve Afrika başta olmak üzere bir çok örgüt yöneticisi yakalanarak ülkemize getirildi.
Örgütün elebaşı Gülen ve tepe yöneticilerin yaşadığı Amerika, Türkiye’den gönderilen bir uçak dolusu belgeye, Cumhurbaşkanından Dışişleri Bakanına, Adalet Bakanından Parlamento yetkililerine kadar çok yönlü girişimlerine rağmen örgüt üst yapısını himaye etmeye devam etti.

Aradan geçen 9 yılın ardından son yıllarda örgüt içerisinde başlayan iç çekişmeler, kavgalar, yolsuzluk ithamları ve ifşalar Gülen’in son günlerinden iyice ivme kazandı.
Karanlık örgütün elebaşı Fetullah Gülen’in geçen yıl 20 Ekim’de ölümüyle birlikte örgüt içerisindeki iç çatışmalar derinleşirken yeni bir dönemin kapısı aralanıyor.
FETÖ, yıllar boyunca ruhani anlamlar yüklenen sözde kült liderlik modeline dayalı hiyerarşik bir yapı olarak öne çıktı.
Teorik bağlamında, güçlü liderlerin örgütsel bağlılığı artırma ve normları pekiştirmede kritik işlevi olduğu bilinmektedir. (Weber, 1947)
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen, FETÖ içinde sadece ideolojik sözde lider değil, aynı zamanda örgütün kurumsal ve operasyonel mimarisini mutlak anlamda elinde tutan bir figürdü.
Gülen’in ölümüyle birlikte bu liderlik yapısının ortadan kalkması, örgüt içinde ciddi bir boşluk yaratmış ve içsel çöküş süreci hızlanmıştır.
“Ali Heyeti” adı altında oluşturulan yönetim, kolektif karar alma iddiası taşımasına rağmen, örgüt içinde birleştirici bir etki oluşturamamış, sözde liderin kişisel otoritesini ve tabanla simbiyotik bağlılığını aynı şekilde sağlayamamıştır.
Herkesin karar vermeye çalıştığı bir yapıda aslında hiç kimse ortak karar alamaz.
Kült liderlik otoritesinin yerini bürokratik karar süreçlerinin alması, FETÖ’nün ideolojik ve yönetsel meşruiyet zeminini zayıflatmıştır.
Örgütsel psikoloji çalışmalarında görüldüğü gibi, otorite boşluğu olan yapılarda normların ve ideolojilerin zayıflaması kaçınılmazdır. (Meyer & Rowan, 1977) FETÖ’nün ideolojik çekirdeği, sözde liderin ruhani ve mutlak gücü olmadan dağılma sürecine sürüklenmektedir.

Örgütün içinden Gülen’in en yakın çevresinden yükselen ifşalar bugüne kadar ustaca gizlenmiş gerçekleri bir bir ortaya döküyor. Yakın dönemdeki ilk örgüt içi kriz Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen’in 2024 yılı Mayıs ayında yaptığı ifşalarla yaşandı. Ebuseleme Gülen'in itirafları, örgütün içinde ağırlığı olan diğer FETÖ mensuplarının sosyal medya üzerinden birbirini hedef alan açıklamalarla restleşmesine yol açtı.
Ebuseleme Gülen örgütün elebaşı amcası Fetullah Gülen ve birçok üst yöneticinin 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olduğunu, aylar öncesinden hazırlık ve görevlendirmelerin yapıldığını açıkladı. Ebuseleme Gülen, 15 Temmuz’un kilit isimlerinden firari Adil Öksüz'ün darbe girişimini hazırlarken bizzat elebaşı Gülen ve diğer üst yöneticilerle irtibatta olduğunu tüm detaylarıyla anlattı.
Sonrasında Ebuselleme Gülen amcası Fetullah Gülen'in Pensilvanya'da kaldığı kamptan kaçırıldığını duyurarak örgütteki kavganın tabana iyice yayılmasını sağladı. Gülen, amcasını kaçıranların Adil Öksüz'le birlikte 15 Temmuz darbe girişimini hazırlayan ekip olduğunu aktardı. Özellikle yıllarca Örgüt elebaşının yanında tüm özel ve mahrem işlerini yürüten Cevdet Türkyolu’nu hedef alan Gülen, Türkyolu'nun kamptaki güçlü pozisyonunu kişisel servetini daha da artırmak için kullandığını, bunun da örgütün birçok kesimi tarafından bilinen bir gerçek olduğunu paylaştı.

Örgütteki bu gerilim devam ederken FETÖ elebaşısı Gülen’in 20 Ekim 2024’te ölmesiyle örgüt içerisindeki kavgalar farklı bir aşamaya evrildi.
Gülen’in en yakınındaki başmollalarından olan ve özel yazışmalarını yapan Osman Şimşek’in açıklamaları ise örgüt içindeki çatlağın derinliğini gözler önüne serdi.
Şimşek, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla Cevdet Türkyolu ile FETÖ kampında yaşadığı kavganın detaylarının yanı sıra terör örgütünün mahrem birçok bilgisini ortaya döktü.
2017 yılında örgütün 10 ülke imamının imzasını taşıyan ve Cevdet Türkyolu’nun yolsuzluklarını konu alan bir mektubun Gülen’e ulaştırılmak üzere kendisine gönderildiğini açıkladı. Şimşek, mektupta Türkyolu ve örgütün liderlik mücadelesinde öne çıkan isimlerinden Mustafa Özcan gibi isimlerin örgüt imkanlarıyla kişisel servet edindiklerine ilişkin bilgilerin yer aldığı belirtildi.
Mektubu önce “Ali Heyet” denilen FETÖ’nün en üst yönetim yapısına sunduğunu ve tüm üyelerle birlikte Gülen’e iletilmesi kararı alındığını ancak bu durumu öğrenen Türkyolu’nun “Kampa geleceklerin bacaklarını kırarım” tehdidiyle heyet üyelerinin geri adım attığını anlattı.
Türkyolu’nun tüm engelleme çabalarına rağmen fiziki saldırıya uğradığını ama mektubu Gülen’e sunmayı başardığını açıkladı. Gülen’in mektubu okuduktan sonra ağladığını “Ben (Türkyolu’nun) sadece bir evi olduğunu biliyordum” dediğini ifade etti.
Şimşek, 15 Temmuz hain darbe girişiminin kilit ismi Adil Öksüz’ün sürekli FETÖ kampına geldiğini Gülen’le ve kendisiyle de görüştüğünü anlattı.
Hem Ebuseleme Gülen, hem de Osman Şimşek’in ifşaatlarıyla Fetullah Gülen’in Adil Öksüz’ü tanımadığına ilişkin daha önceki açıklamaları örgüt içinden en güçlü şekilde yalanlanmış oldu.
Tüm bu açıklamalar, örgüt içindeki çürümüşlüğü gösterdiği kadar, içeriden gelen güven kaybının da en güçlü işaretleri olarak ön çıktı.

2015- 208 yılları arasında Anadolu Ajansı Amerika Temsilcisi olarak FETÖ terör örgütünün kirli ilişki ağı, elebaşlarının lüks yaşamları ve Türkiye aleyhine yürüttükleri faaliyetlere yönelik çok sayıda referans niteliğinde araştırma dosyası hazırlamıştır.
Kaynakça:
Weber, M. (1947). The Theory of Social and Economic Organization. Meyer, J.W., & Rowan, B. (1977). Institutionalized Organizations: Formal Structure as Myth and Ceremony. American Journal of Sociology. Suchman, M.C. (1995). Managing Legitimacy: Strategic and Institutional Approaches. Academy of Management Review. Halbwachs, M. (1992). On Collective Memory.KAYNAK: HABER7
Ahmet Aydemir Haber7.com - Muhabir

Editör Hakkında İstanbul Üniversitesi, “Gazetecilik” bölümünden mezun oldu. Gündem, siyaset, yaşam, magazin, spor ve SEO editörlüğü yaptı. Meslek hayatına Ocak 2024’ten beri Haber7’de devam ediyor.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


