Hadis meclislerinin selâtîn camilerde yeniden ihyâsı: Yavuz Selim Camii’nde Sahîh i Buhârî Meclisi Mahmut Ay
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Efendimiz (sav), nübüvvet sürecinden sonra hem kendisine gönderilen vahiyleri izah etmek hem de uhdesine tevdi edilen bu kutlu vazifenin detaylarını bildirmek üzere müminlere pek çok sözlü açıklama yaptı. Ashab, bu sözleri ilk anlardan itibaren çok hassas bir şekilde genellikle hafızalarına, bazen de yazılı olarak kaydetmeye çalıştılar. Ayrıca O’nun (sav), nübüvvet sonrasındaki gerek dinî uygulamalarına gerekse günlük yaşantısına dair detaylar, sahâbîlerin dikkatli gözlemleri neticesinde dakik bir şekilde sonraki nesillere aktarıldı. Böylece O’ndan (sav) nakledilen binlerce söz ve amel/davranış, zamanla kitaplaştırıldı; hiçbir medeniyette olmayıp yalnızca Müslümanlara has olan “isnat sistemi” ve çeşitli yöntemlerle O’ndan nakledilen bu hadislerin, güvenilir olanlarını güvenilir olmayanlardan ayırt etmek üzere hadis âlimleri çok yoğun gayretler sarf etti. Zamanla hadis âlimleri, çeşitli ölçüleri dikkate alarak seçtikleri hadisleri kitaplarında derlediler. Bunlar içerisinde hadislerin en güvenilir olanlarını cem eden altı kitaba (Buhârî, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce’nin derlemelerine) “Kütüb-i sitte” adı verildi. Bunlar içerisinde özellikle Buhârî ve Müslim’in “Sahîh” isimli derlemeleri en muteber kitaplar oldu. Bu kitaplar, hem ilim meclislerinde ilmî usullere riayet edilerek tedris edildi hem de savaş ve afet zamanlarında ya da çeşitli vesilelerle teberrüken okundu. Hadis âlimleri, icazet yolunu çok önemsediler. Buna göre hadis ilminde güvenilir bir üstat olabilmek için mutlaka bu ilimde mücaz olan bir hadis âliminden icazet alıp hoca-talebe zincirinin teselsülen Resûlullah’a (sav) ulaşmasını murat ettiler.
Türkler, İslâmî ilimler içinde daha çok aklî ilimlere yoğunlaştılar. O ilimlerde kitaplar ve risaleler telif ettiler; naklî ilimlerle aklî ilimler kadar meşgul olmadılar. Bununla birlikte, Türk âlimler içerisinde hadis ilminde önemli bir yeri ve eserleri olan pek çok muhaddis, ilim tarihinde yerini aldı. Selçuklu ve Osmanlı Devleti; Konya, Erzurum, Bursa, Edirne ve İstanbul gibi büyük şehirler başta olmak üzere bazı şehirlerde hadis ilminin okutulduğu “dâru’l-hadîs”ler inşa ederek hadis ilminin ihtisas düzeyinde tedris edilmesine imkân sağladı.
Buhârî ve Müslim’in “Sahîh” isimli hadis derlemeleri, Osmanlı döneminde medreselerin yanı sıra camilerde de yaygın olarak okutulmuştur. Ebu’l-Ula el-Mardinî’nin “Huzur Dersleri”nde bu hususta önemli bilgiler yer alır. Mardinî’nin verdiği bilgiye göre Huzur-ı Hümâyun derslerine iştirak eden yirmi kadar âlim, Buhârî-i Şerîf’i camilerde okutmaktaydı. Mesela Osmanlı’nın son dönemlerinde Arabgirli Abbas Efendi, Fatih Camii’nde salı ve cuma dışındaki günlerde minberin sağ tarafındaki demir parmaklık içindeki bölmede Buhârî-i Şerîf okuturmuş. (Merhum Emin Saraç Hocamız da Fatih Camii’ndeki bu demir parmaklıkla çevrili bölümün Sahîh-i Buhârî okunmasına tahsis edildiğini söylerdi). Bu ilim meclisinde ulemâdan on iki kişi bulunurmuş. Aynı ulemâ heyeti salı ve cuma günleri de Yavuz Sultan Selim Camii’nde Buhârî-i Şerîf okurlarmış (Mardini, Huzur Dersleri, s. 213).
Ülkemizde, son elli yıl içerisinde İlahiyat fakültelerinde hadis ilminde ihtisas yapmış olan çok değerli ilim adamları yetişmiştir. Ancak bu ilim adamlarının hizmetleri daha çok üniversitelerde akademik çalışmalar şeklinde kendini göstermektedir. Hadis meclisleri hususunda, İslam ülkelerinin pek çoğunda geleneksel olarak yapılagelen, ancak ülkemizde örneğini pek göremediğimiz bir güzelliği yaşıyoruz son yıllarda. Bu güzel gelişme, selâtîn camilerde umuma açık hadis meclislerinin tertip edilmesidir. Bu meclislerde, yaklaşık on gün içerisinde bir hadis kitabı baştan sona kadar icazetli bir hadis âlimi tarafından okunuyor ve yüzlerce ilim talebesi de bu derslere iştirak ederek geleneksel yolla hadis icazeti almış oluyor. Sanırım cumhuriyet sonrasında İstanbul’umuzda selâtîn camilerde büyük çaplı ilk icazetli hadis meclisi, 2019’da Suriyeli âlim Muhammed Ebu’l-Hudâ el-Yakubî Hoca tarafından Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’nde yapıldı. Geçen sene de Yavuz Sultan Selim Camii’nde Sahîh-i Müslim on gün içinde baştan sona okundu. Dünyanın çeşitli ülkelerinden ilim adamları ve ilim talebeleri Yavuz Selim Camii’nde buluşarak bir hadis meclisinde günlerce birlikte oldular. Bu meclislerin tamamına katılan yaklaşık bin beş yüz ilim talebesi, programın sonunda Sahîh-i Müslim icazeti aldı. Bu sene de yine Yavuz Selim Camii’nde İsmailağa Vakfı’nın tertip ettiği çok kıymetli bir hadis meclisi yapılıyor. Geçtiğimiz salı günü başladı; 29 Haziran Pazar gününe kadar devam edecek. Bu hadis ziyafetinde, Pakistan, Suriye ve Mısır başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinden âlî senet sahibi muhaddislerin huzurunda Sahîh-i Buhârî baştan sona okunmuş olacak. Son gün, katılanlara icazetleri verilecek. Aldığım bilgiye göre üç binden fazla ilim talebesi, bu meclise katılmak için kayıt yaptırmış. Geçen sene olduğu gibi bu sene de Yavuz Selim Camii’nin, muhaddisler ve ilim talebeleriyle dolu olduğunu görmek, bizim için çok büyük bir bahtiyarlıktı.
Bu tür ilim faaliyetlerinin çok yönlü faydaları var. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
1
. İlmî bir gelenek ihya edilmiş oluyor.
2
. Hadis ilminin ülkemizde yaygınlaşmasına ve bu ilme rağbetin artmasına katkı sağlıyor.
3
. Camilerimizin, yeniden ilim merkezleri olmasına katkı sunuyor.
4
. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen âlimler ve ilim talebeleri bir araya gelip tanışmış ve kaynaşmış oluyor.
5
. İstanbul’umuzun, geçmişte olduğu gibi bugün de İslâmî ilimler sahasında önemli bir ilim merkezi olmasına katkı sağlıyor. Bu program başlamadan iki gün evvel Yavuz Selim Camii civarında İngilizce konuşan iki genç ile sokakta konuştuk. Kendileri, bu hadis meclisi için Güney Afrika’dan gelmişler. Bu, fevkalâde kıymetli bir şey. Muhammed Yakubî Hoca’nın 2019’daki hadis meclislerine katılanların epey bir kısmı da yurt dışından gelen gençlerden oluşuyordu. Bu tür uluslararası ilmî faaliyetlerin İstanbul’da yapılması hem İstanbul hem de katılanlar için önemli bir fırsat.
Yavuz Selim Camii’ndeki bu hadis ziyafetinde katkısı olan, başta caminin baş imam-hatibi Abdullah Kılıç Hoca olmak üzere bütün hocalarımıza ve talebelerimize takdir, tebrik, hürmet ve şükranlarımızı arz ediyoruz. İlim ehlini de hiç olmazsa bir kereliğine bile olsa bu hadis ziyafetinden feyiz almaya davet ediyoruz. Özellikle programın son günü olan 29 Haziran Pazar günü, başta Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali Karadâğî Hoca ve Suriye Müftüsü Üsame Rifâî Hoca olmak üzere dünya çapında meşhur pek çok önemli âlimin katılımı ve konuşmasıyla zenginleşecek. O gün imkânı olanlar, bu fırsatı değerlendirmeliler. Fizikî olarak katılamayanlar, bu hadis meclisini online olarak şu linkten takip edebilirler: https://www.youtube.com/watch?v=u_84FSzNuDw


