Hakan Fidan dan Fırat ve Dicle açıklaması
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile Bakanlıkta bir araya geldi.
Görüşmenin ardından yapılan basın açıklamasında konuşan Fidan, "Komşumuz ve kardeşimiz Irak'la ilişkilerimize stratejik bir zaviyeden bakıyoruz. Samimi arzumuz ve önceliğimiz Irak'ın bölgemizde istikrar, güvenlik ve refah üreten bir ülke olması. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması ve terör örgütlerinden tamamıyla arınması da Türkiye ve bölgemiz bakımından son derece önemli. Irak'ta 11 Kasım'da temsilciler meclisi seçimlerinin yapılması planlanmakta. Bu seçimler Irak demokrasisinin daha da güçlenmesi bakımında son derece önemlidir. Seçim sonuçları ne olursa olsun, Irak ile olan iş birliğimizi her alanda daha da ilerletme yönündeki irademiz tamdır. Irak halkının iradesine saygı duyuyoruz" dedi.

Görüşmelerin önemli bir ayağını su konusunun oluşturduğunu belirten Hakan Fidan, “Irak'tan su bakanı kardeşimiz buradaydı. Bizim heyetimizde Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan da bakan yardımcısı ve Devlet Su İşleri'nden çok kıymetli yönetici arkadaşlarımız da bizimle beraberlerdi" diyerek şunları söyledi:
"Hep beraber Irak'ın şu anda baş başa içinde bulunduğu su problemiyle ilgili neler yapılabilir? Türkiye bu konuda zaten yardım ediyor, daha fazla nasıl yardım edebiliriz? Onun yollarını heyetlerimiz aradılar. Özellikle Bağdat'taki, Musul'daki, Basra'daki kardeşlerimize burada seslenmek istiyorum. Yaşadığınız sıkıntıları çok iyi biliyoruz, anlıyoruz. Biz bu coğrafyada kardeşiz.""Fırat'ın ve Dicle'nin suları hepimizin. Bu konuda Devlet Su İşleri Teşkilatımız neler yapabiliyorsa, Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatla yaz boyunca yapmaya çalıştı. Ama biliyorsunuz karşılaştığımız bir kuraklık var. İklim değişikliği sebebiyle karşılaştığımız sorun, ortak bir sorun. Su sıkıntısı, su azlığı Türkiye'nin de şu anda baş başa kaldığı bir sorun. Barajlarımızdaki doluluk oranın düşük olması, yağış miktarlarının mevsimden dolayı az olması ve enerji üretiminde de su miktarına bağlı olmamız, bizi son derece zor şartlar altına itiyor. Özellikle Basra'ya kadar, nehirler inene kadar suyun daha da azaldığını, zayıfladığını biliyoruz. Tarımcıyı, çiftçileri etkilediğini, oradaki kardeşlerimizin daha fazla suya ihtiyacı olduğunun farkındayız.""ISLAH PROJELERİNİN HAYATA GEÇİRİLMESİ ÇABASINDAYIZ""İki sene önce Sayın Sudani ile ortak bir mekanizmada mutabık kalmıştık" diyen Fidan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Birincisi; Irak'la Türkiye arasında Irak'taki su dağıtım sistemi başta olmak üzere diğer suyla ilgili altyapının rehabilitasyonu meselesi. Bu konudaki çalışma komitesi çalışmalarını epey ileri bir noktaya getirdi. İkincisi Türkiye ve Irak arasında su paylaşımını düzenli bir istişare mekanizmasına bağlamayı öngören bir çalışma grubu oluşturmasıydı.Burada gerçekten kardeşçe iki taraf teknik heyetler bir araya geliyor. Ellerindeki rakamları paylaşıyorlar. Bu mekanizma da iyi işliyor. Ama tekrar ediyorum yani bizim konuyu kendi aramızda iyi istişare ediyor oluşumuz su azlığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor.Bunu, ıslah projelerinin hayata geçirilmesi ve diğer tedbirlerle beraber nasıl daha iyi yönetiriz, onun arayışı içindeyiz. Ayrıca ülkelerimiz arasındaki elektrik ticaretinin kapasitesinin arttırılmasına önem veriyoruz. Bu konuda ilgili birimlerimiz çalışmakta. Türk firmalarının Irak'ın enerji altyapısını geliştirmeye yönelik projelerde yer almasını istiyoruz.""HER ÜLKENİN KENDİ VATANDAŞINI GERİ ALMASINI BİZ DE DESTEKLİYORUZ"Bakan Fidan, Irak makamlarının IŞİD ile mücadeleye yönelik çabalarını da memnuniyetle takip ettiklerini belirterek, “Bu kapsamda Suriye'nin kuzey doğusundaki kamp ve cezaevlerinden vatandaşlarını geri alma konusunda samimi ve kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini görüyoruz. Bu çalışmalar hem Irak vatandaşlarının selameti, hem de Suriye'nin güvenliği açısından çok önemli bir katkı sağlamakta. Suriye'nin kuzey doğusundaki kamp ve cezaevlerinin boşaltılmasını, her ülkenin kendi vatandaşını geri almasını biz de stratejik ve politik olarak desteklemekteyiz“ diye konuştu.
"Asıl konu su sorunu meselesi ve bunu nasıl yöneteceğimizdi. Aramızdaki müzakereler yaklaşık 2 sene önce başlamıştı. Bugün 2 hedefe ulaştık. Birincisi uzun vadeli hedef. Su meselesine ilişkin bir çerçeve anlaşması ve firmalar ile hükümetin rollerine ilişkin" diyen Iraklı Bakan Hüseyin ise şöyle konuştu:
"Bu taslağı en kısa zamanda Bağdat’ta imzalamak üzere kıymetli arkadaşımı davet ettim. İkinci konu ise yöntemle ilgili müzakerelerimize devam edeceğiz. Biz siyasi diyaloğumuzdan memnunuz ve bu diyalogların sonuca ulaşmasını, bölgede güvenliğin tayin olmasını temenni ediyoruz. Özellikle Türkiye-Suriye ve Irak arasında. Bizler, Kuzey Irak bölgesinden petrol boru hattının tekrar çalışmasından memnunuz. Kuzey Irak ile merkezi hükümetin anlaşmasının sonucuydu bu. Ancak Türkiye’nin destek ve onayları da etkili oldu.Suriye ve Irak Dışişleri Bakanları sürekli görüşüyorlar. Terörist DEAŞ çeteleriyle mücadele konusunda çalışmalarımız var. Yetkililer sınır ötesinde de bu çeteleri takip ediyor. Bazı ülkeler çocukları tekrar ülkelerine almayı kabul etti. Diğer uyruklularla ilgili sorunlar var. Suriyeliler ve 50’den fazla ülke vatandaşı mevcut. Binlerce terör unsuru var, zamanında DEAŞ unsuruydular. Temennimiz o ki bölge ülkeleri arasındaki görüşmeler devam etsin. Bazı IŞID unsurlarının sınırda hareketleri söz konusu. Dolayısıyla görüşmelerin ve müzakerelerin devamı önemli"
MİT Başkanı Kalın: Gazze'de soykırım politikaları sona ermiştir
Son Dakika | Erdoğan: Tekrar soykırım ortamına dönülmesinin bedeli çok ağır olacaktır
Bakan Fidan, açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Fidan, Gazze’de iki aşamalı ve hızlıca devam etmesi gereken bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Altı maddelik uygulama planında birinci aşamada 72 saat içerisinde rehinelerin ve tutukluların değişimi var. Onun inşallah kazasız belasız uygulanması, bu esnada insanların yardımları girmeye başlaması, yerinden edilmişlerin yerlerine doğru gitmesi ve İsrailli birliklerin tekrar haritada belirtilen anlaşılmış yerlere çekilmeleri hususu birinci aşama planının esas maddelerini oluşturmakta. Bunun hayata geçirilmesi fevkalade önemli. Şimdi biz uluslararası toplum olarak neler yapabiliriz? İki tane husus var burada anlaştığımız. Birincisi, bu anlaşmanın bir kazaya uğramadan yürümesi önemli. Özellikle İsrail tarafından herhangi bir provokasyonun gelmemesi, savaşı tekrar başlatacak, soykırımı devam ettirecek, yerinden edilmeyi devam ettirecek bir hususun olmaması gerekiyor. İkincisi, bu birinci aşama hayata geçerken bir sonraki aşamaların aksamadan hayata geçmesi, gidilecek yeni menzillerin olması, sürecin durmaması önemli. Çünkü sürecin durması demek Allah muhafaza tekrar katliamlara dönülmesi manasına gelecek” değerlendirmesinde bulundu.
"ŞU ANDA HİÇBİR VATANDAŞIMIZ, AKTİVİST KARDEŞİMİZ GERİDE KALMADI"Yabancılar dahil tüm aktivistlere aynı hassasiyetle yaklaşıldığına vurgu yapan Fidan, “Kimsenin burnu kanamadan bütün vatandaşlarımızı, 3 milletvekilimiz de dahil olmak üzere tahliye etme imkanımız oldu. Türkiye'nin ortaya koyduğu bu çaba sadece vatandaşlarımız için değildi. Cumhurbaşkanımız, bütün aktivistleri bu konuda aynı değerde bulmakta. Sadece Türklerin değil, yabancıların da tahliye edilmesi konusunda büyük bir titizliği ve hassasiyeti vardı. Biz de bu konuda Türk aktivistlerin yanı sıra 21 ülkeden 76 aktivisti de ikinci parti olarak bugün gerçekleştirilen operasyonda tahliye ettik. Çok şükür şu anda hiçbir vatandaşımız, aktivist kardeşimiz geride kalmadı” diye konuştu.


