Dicle ve Fırat neden hedefte? Sıfır Günü ne çok yaklaştık
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Dünyanın yüzde 70'i sularla kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı sadece yüzde 3 seviyesinde. 2018 yılında temiz suyun biteceği günü hesaplayan Güney Afrikalılar günlük su tüketimini sınırlayan bir kampanya başlatmış ve "Day Zero" yani "sıfır günü" adını vermişlerdi. Güney Afrika'nın yaşadığı deneyimin dünya genelinde gerçekleşebileceğinden korkulsa da temiz su kaynaklarının kullanımıyla ilgili plansızlık devam ediyor. Son derece kurak bir yaz mevsimi geçiren Türkiye'de de alarm zilleri çalıyor. Pek çok ilde barajların bir ayı bile çıkaramayacağı belirtiliyor. Haber Global Web Özel'e açıklamalarda bulunan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyo-çeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, su krizinin boyutlarını ve olası siyasi sonuçlarını anlattı.

Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın; su savaşları çağına ilerleyen dünyada Dicle ve Fırat nehirlerinin önemiyle ilgili açıklamalarını hatırlattığımız Prof. Dr. Yaşar, bu bölgede su krizine bağlı savaşların tarihiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2012 yılında "Doğu Akdeniz'de Küresel Satranç" adlı bir kitap da yayımlayan Prof. Dr. Yaşar şunları söyledi: "Doğu Akdeniz ilklerin yeridir. ilk yazı, ilk devlet... Fırat ve Dicle bu açıdan önemli. Tarihte bütün büyük savaşlar Mezopotamya'da geçiyor. Dünyanın soğuma dönemlerinde Kuzey yarım küre buz tutmuştu. Bu yüzden Güney'e saldırılar yapıldı. Binli yıllarda Avrupa'ya soğumaya başlamıştı. O yüzden Kuzey Avrupa halkları birbirlerine girdiler. Buzullar büyüdükçe açlık başladı. En sonunda Haçlı ordularıyla Mezopotamya'ya saldırdılar. Haçlı savaşları aslında din değil iklim savaşlarıdır. Sebebi de soğuk ve kuraklıktır."
SEBEBİ AÇLIK VE KURAKLIKProf. Dr. Yaşar Dicle-Fırat havzasının hedef olması ve iklim kaynaklı savaşlarla ilgili "Mezopotamya'da karın doyuracak üretim var. Bu bölge aynı sebeple Moğolların da hedefi haline gelmişti. Çin Seddi'nin inşa edilme sebebi de iklim kaynaklıdır. Orta Asya'dan Anadolu'da gelmemiz de öyle" dedi. Dünyanın son 18 bin yıldır ısınma döneminde olduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar, "Fırat ve Dicle'nin su yönetiminde hem Avrupa'nın hem de bütün dünyanın gözü var. Biz henüz kuraklık görmedik. Şimdiki normal sınırda kuraklıklar. Çok büyük kuraklık geldiği zaman Dicle-Fırat bölgesi çok önemli olacak" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de aslında su yönetimi sorunu var" diyen Prof. Dr. Yaşar şunları söyledi: "Bizler suyu kullanmasını bilmiyoruz. Gelişmiş ülkelerde barajlardan tarlalara kapalı ortamda su gelir. Damlama, püskürtme; en avantajlı ne ise o şekilde kullanılır. Bu alanda yapay zekaya geçildi. Biz suyun yüzde 70'ini tarımda kullanıyoruz. Gelişmiş ülkeler yüzde 40'ını. Bu oran planlama konusunda hangi noktada olduğumuzu gösteriyor." Sulama metotlarının kesinlikle değişmesi gerektiğini belirten Yaşar, "Açık sulamada kanaletler kırılıyor, patlıyor. Suyu bıraktığın zaman yüzde 50'i heba oluyor. Kirli sular da bu kanallara veriliyor. Barajlardan kapalı ortamda gelse sorun çözülecek. Birinci adım bu olmalı" dedi.

Gümünüzde tarımsal sulamada "gri su" kullanıldığını belirten Yaşar, arıtılmış su anlamına gelen gri suyun, tasarruf için etkili olduğunu söyledi. 2009 yılında kuraklıkla ilgili bir kitap yayımlayan Prof. Dr. Yaşar, "2020'den sonra kurak döneme gireceğimizi o tarihte belirttik. 2004 yılında Pentagon, dönemin başkanı George Bush'u 2020 yılı için uyarmıştı. 2020'den sonra su kullanımıyla ilgili kısıtlamalar başladı. ABD'de bir sürü yasak devreye girdi. Fransa'da bütün yüzme havuzlarından suyu boşalttılar. İspanya'da çok su isteyen ağaçların dikimini yasakladı. Biz 2024'te ilk kez kararlar almaya başladık. Mısır ekimi sınırlandı."
[email protected]
Kaynak: Web Özel


