Hazal Filiz Küçükköse: Şöhret özgüven yaratıyor!
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Hazal Filiz Küçükköse, Mag dergisinin yeni sayısına röportaj verdi. Oyuncu, “‘Aşk beni...’ diye başlayan bir cümleyi nasıl tamamlarsınız?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Kendimle yüzleştirir. Aşk, duyguların aynası gibi. Seni sana gösterir.” Küçükköse röportajında evliliğe karşı bakışının değiştiğini de söyledi: “Eskiden evlilik bana ‘tamamlanma’ gibi gelirdi. Şimdi iki özgür ruhun birlikte yürümesi gibi düşünüyorum. Daha eşit, daha bilinçli bir bağ olarak görüyorum artık.”
ROMANTİK KOMEDİ İSTİYORUM
Yeni sezon için proje görüşmelerinin sürdüğünü belirten Hazal Filiz Küçükköse, bir romantik komediyle seyirci karşısına çıkmak istediğini açıkladı. Oyuncu, “Şu an hazırlık aşamasında olduğunuz ya da görüşmelerini yürüttüğünüz projelerden ipucu verebilir misiniz? Dram mı, aksiyon mu, psikolojik derinliği olan bir iş mi? Sizi bu kez hangi duygunun merkezinde göreceğiz?” sorusu üzerine şöyle konuştu: “Soruyu sorarken romantik komediyi belirtmemişsiniz. Ben bu aralar tam da bunu deneyimlemek istiyorum. Daha önce hep dramatik rollerde oynadım, belki de bu algıyı kırmak için romantik komedi beni çok heyecanlandırıyor. Şu an dijital projeler için devam eden görüşmelerimiz var. Sezonluk televizyon işleri için de görüşmelerim başladı.”
İç sesimden hiç uzaklaşmadım
Küçükköse, şöhretin hayatına “getirdikleri” ve “götürdükleri” hakkında da konuştu: “Şöhretin hem görüneni hem görünmeyeni var. Görünürlük özgüven ve etki alanı yaratıyor, evet; ama bir yandan içe dönük tarafını da bastırabiliyor. Benim için şöhret, derinleşmenin değil, yüzeyselleşmemenin sınavı oldu. Daha çok korumayı, daha çok filtrelemeyi öğrendim. Ama buna rağmen iç sesimden hiç uzaklaşmadım.”
HAYATIMDA TUTKU EKSİKTİ
Kimyagerlik eğitimi alan Hazal Filiz Küçükköse, eksikliğini hissettiği “tutku”yu oyunculukta bulduğunu söyledi: “Asıl kırılma, iç sesime kulak verdiğim andı. Okul hayatım boyunca bir şeylerin eksik olduğunu hep hissediyordum. Sanki büyük bir tablonun önemli bir parçası yerinde değildi. Tutku eksikti. Kendimi içinde hayal edemediğim bir yolun içindeydim. O eksik parça, bir gün karşıma ‘oyunculuk’ olarak çıktı. Kamera önünde kendim olduğumu hissettim. O tanımsız ama çok tanıdık gelen enerjiye güvendim. Bazen planladığınız değil, hissettiğiniz yol gerçekten size ait oluyor. Bu fırsatı deneyimleyerek öğrendim.”
NEW YORK’TA KENDİMİ KÜÇÜK HİSSETTİM
Dergi için New York’ta objektif karşısına geçen Hazal Filiz Küçükköse, “New York’ta kendimi hem çok özgür hem de çok küçük
hissettim. Şehir sana her şeyin mümkün olduğunu hissettiriyor” dedi. Oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ruhuma en iyi gelen şehir ise hâlâ Milano. Sadelikle zarafetin buluştuğu, zamanın yavaş aktığı ama ilhamın hep canlı kaldığı bir şehir. İçimdeki
estetik duygusuna dokunan bir ritmi var Milano’nun.”


