Hızlı ve sürekli faiz indirimi artık imkansız Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Ekonomi yönetiminin mevduat ve yatırım fonlarındaki vergileri artırması, piyasalarda şaşkınlık yarattı. Mevduatta stopaj kararı, herkesin beklediği hızlı faiz indirimlerini engelleyeceği gibi, ekonomideki büyümeye de fren anlamına gelecek.
Piyasalar ve iş dünyası mevduattaki stopajın neden artırıldığını henüz tam olarak anlayabilmiş değil. KOBİ’ler başta olmak üzere, şirketler bu kararın faiz indirimini engellediğini gördüklerinde, şikayetlerini iyice artırmaları beklenebilir. 24 Temmuz’daki Merkez Bankası faiz toplantısında kararın etkilerini görmüş olurlar.
Haziran enflasyon rakamlarından sonra, yerli ve yabancı bankacılar, 24 Temmuz’daki toplantıda Merkez Bankası’nın hızlı faiz indirimine başlayacağını beklemeye başladılar. Temmuz’daki faiz indiriminin 3.5 puan olacağı, yıl sonuna kadar indirimin 10 puana ulaşacağı konuşulmaya başladı. Bu beklentinin abartılı olduğunu zaten söylemiştik ama mevduat stopajının artırılmasını beklemiyorduk. Şimdi hızlı ve sürekli faiz indiriminin neredeyse imkansız hale geldiğini söyleyebiliriz.
Sebebi çok açık; özellikle vatandaşın dövize talebini artırması ekonomi yönetimi açısından en kritik nokta. Döviz talebinin yeniden canlanmasını engellemeleri gerekiyor. İşte bu nedenle, artık vergisi de arttığı için, TL tasarrufların faiz oranlarının yüksek kalması kaçınılmaz.
EKONOMİDE GÜVEN VERECEK İKTİDAR
Yani vergisini artırdığınız TL mevduat ve yatırım fonlarındaki net getiriyi fazla azaltamazsınız. Aksi takdirde, zaten son dönem kurlar da beklentinin üzerinde arttığı için, getirisi azaldığı takdirde TL mevduat sahibi buradan çıkıp dövize kayar. Bu da zaten zorlukla sürdürülen parasal dengenin bozulmasını neden olur. Ekonomi yönetiminin böyle bir riski göze alması mümkün değil. O nedenle ekonomi yönetimi, denge her bozulduğunda yaptığı gibi, son yaşanan olumsuzluklara çareyi de yüksek faizde buldu. Temmuzdaki politika faiz indiriminin, artı bir sıkıntı olmazsa, en fazla 2 puanla sınırlı kalması beklenebilir. Sıkıntı çıkarsa faiz indirimi bile yapılamayabilir.
Peki, denge yine neden bozuldu diye sorarsanız; zaten harcamaları kısmadan sadece vergi ve zamlarla bütçeyi sürdürmeye çalışıyorsunuz. Siyasi sıkıntıların da beslediği piyasadaki güvensizlik nedeniyle uzun süre yüksek faiz uygulamak zorunda kaldınız. Talep ve buna bağlı üretim daralıp, reel sektördeki sıkıntı büyüdüğü için, vergi gelirlerini istediğiniz gibi toplayamıyorsunuz.
Yarattığınız güvensizliğin maliyeti olan bütçedeki faiz harcamalarınız devasa boyutlara ulaştı. Bu nedenle bütçe açığının milli gelire oranı için bu yıl belirlediğiniz yüzde 3.1 hedefine ulaşmanız mümkün değil. Buradaki gelir kaybını karşılamak, bütçe açığını azaltmak için ister istemez, ek vergi gelirine ihtiyacınız oldu. Cumhurbaşkanı kamuda tasarruf yaptırmadığı için, çözümü tasarrufu vergilendirmekte gördünüz.
Kısacası kısır bir döngüye girilmiş durumda; aldığınız kararlar, yarattığınız siyasi krizlerle büyüttüğünüz güvensizlik nedeniyle, faizleri de indiremiyorsunuz, üretimi de zayıflatıyorsunuz.
Yüksek faizden herkes zarar görüyor ama yararlanan, vergi ödemediği için kısa vadeli yabancı fonlar oluyor. Faturası; başta dar gelirliler olmak üzere, tüm topluma. Bu gidişatla enflasyonun yüzde 20’lerin altına indirilmesi de imkansız, sürdürülebilir yüksek büyümeye geçmek de hayal. Güvenin kalmadığı mevcut iktidar değişmediği takdirde, toplumun tüm kesimleri, sürekli fakirleşerek bedel ödemeye devam edecek.


