Hoş seda! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İnsanoğlu ölümsüz olabilmenin sırlarını aradı durdu; bulamadı. Geriye sadece “hoş seda bırakmayı” başarabilmek kaldı. Manisa Belediye Başkanı için yüzlerce “hoş seda anlatan” cümle yazıldı, söylendi. Belli ki, genç yaşına çok değer sığdırmıştı. Halkın gözyaşı oldu. Alkışlarla uğurlandı.
Onunla çalışmış olanların, tanıyanların, yakınlarının sözlerinden ve kısa süren belediye başkanlığı döneminde kent için yaptıklarından anlıyorum ki; “Manisa’yı öyle bir düzeye taşıyalım ki, bu şehir iyilik arama sıkıntısına girmesin” diyebilen yeni politikacı kuşağından biriydi. Hayata gözlerini çok erken yumdu. Pusu kurmuş kaza! Bayram günü geldi.
Deneyim edinme, izlenim toplama, sorun çözme, bir kenti yeniden planlama, proje ve fikirlerini eyleme geçirme çağındaydı. Gücünü; “Sayın başkan… Sayın başkan…” denilmesinden değil gücünü “yaptıklarından ve yapmayı vaat ettiklerinden” alan birisiydi. Ayağıma bir fırsat geldi belediye başkanlığının keyfini çıkartıp rantını yiyeyim diyenlerden olmadı. Eyyamcılık yapmadı.
Onun hakkında bildiklerini anlatan; yaşlı genç, partili partisiz hemen herkes aynı özellikleri sayıp söyledi. Kibirli değildir. Tembellik etmez. Kendine güvenir. Yalan söylemez. Yorulmak bilmez. Çalmaz. Çaldırmaz. Sadece kent için çalıştı. Belli ki; “şehri yönetenler bu kentte yaşayan insanları ihmal ederse; o ihmal edilmiş halk, imar edilmiş kenti tahrip eder” düşüncesinde olan biriydi.
Ferdi Zeyrek, Türkiye’de ve hatta dünyada kentlerin “sorunlar yumağı salgınına uğradığı bir zamanda” Manisa Belediye Başkanlığı’na seçilmişti. Belediye Başkanlığını şişinme, kabarma, benlik taslama yeri değil özveri yapma, dürüst, bilgili, akıllı çalışıp, ahlaklı kalabilmeyi başarma fırsatı olarak görmüş olmalı ki; arkasından bütün bir şehir onun için ağladı. Bir kenti evi gibi seven ancak bu kadar sevilebilir.
Manisa Belediyesi’ne halkın da görüp, denetleyebileceği bir sistem getirdi. Belediye’nin gelirleri ile harcamalarını detaylı bir biçimde düzenli olarak yayımladı. Harcanan her kuruş belediye internet sitesine yazılıp, halkın denetimine açıldı. İhaleler, halkın gözetiminde yapıldı. Onu yakından izleyen gazetecilerden Gökmen Ulu’nun yazdığına göre Ferdi Zeyrek, “Belediye’nin parası bizim değil Manisa’nın dağ köylerinde yalınayak dolaşan çocukların parasıdır. Yolsuzluk yapanların karşısında Manisa’daki Spil Dağı gibi duracağım” diyordu. Ve duruyordu!
Çıkarcı, kurnaz, yalancı, gösterişçi siyasetçi tipinin yerine bilgili, dürüst, yemeyen, yedirmeyen yeni bir politikacı tipinin gelmekte olduğunun habercisiydi. Özlenen politikacı tipi için örnek oldu. Bu yüzden çok sevildi. Partisinin önde gelenleri, “en iyimiz ve en çalışkanımız oydu” dediler.
Hoş seda bıraktı. Yol açıcı. Çentik atıcı. İz bırakıcı. Buz kırıcı oldu Manisalılar böyle bir politikacıyı bulup fakat çok erken yitirdikleri için partili ayrımı yapmadan gözyaşı döktüler. Ben bu yazıyı; “Türkiye erdemli, ahlaklı, çalışkan, demokrat, hukuku öne çıkarmış politikacı tipini arıyor” demek için yazdım. Dün Manisa’daki cenaze töreni bu özlemin meydanlara yansıyan görüntüsüydü.
BİR TUTUKLU KADIN ANLATIYOR...19 Mart’ta tutuklandı. Silivri’de yatıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Medya A.Ş.’nin eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, arife günü avukat ve ailesine haber verilmeden Siliviri’den Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne nakledildi. Tutuklu kadın anlatıyor:
'YERDE YATIYORUM, EŞYAM ÇÖP TORBASINDA'"Tutuklu kadın anlatıyor: “72 gün hücrede kaldım. 5 gün koğuşta tutuldum. 7.5 saat bileklerim kelepçeli, zırhlı araç içinde Afyon’a sevk edildim. Bileklerim morardı. Yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. MASAK kaydım yok. HTS kaydım yok. Şüpheli mal varlığım yok. Belediye şirketindeki 20 aylık genel müdürlük dönemime dair tüm belgeler yargıda; tek bir yasadışı hizmetim olmadı. Aksi yönde bir soru da sorulmadı. Adalet Bakanı, bu işkenceye son verin."


