HÜLYA GÜLER Elektrikli satışında Almanya’yı geçtik
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Bütün büyük metropollerde olduğu gibi İstanbul'da da okula dönüş (back to school) aynı zamanda sanata dönüş demek. Aslında pazarlama dünyasının dilimize kazandırdığı bir terim. Okulların açılması, tatil sezonunun sona ermesi ve yazlık nüfusunun geri dönmesiyle birlikte büyük şehirlerdeki hareketliliğe daha doğrusu satış fırsatlarına göndermede bulunur. Okullar açıldı, alışverişi bitti ve şimdi şehir sanatseverlerin coşku karışık telaşına tanık oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, Kültür Yolu Festivali ve İKSV'nin Bienali ile birlikte İstanbul'un havasına geçen haftadan bu yana sanat hakim adeta. Mercedes Benz'in, Türkiye'nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern ile gerçekleştirdiği yeni iş birliğini tanıtması da bu döneme denk geldi. Sanatın sürdürülebilirliğine katkı sunmak amacıyla İstanbul Modern'in üyelik programının sponsorluğunu üstlenen Mercedes Benz'in İcra Kurulu Başkanı Şükrü Bekdikhan ile sohbetimiz şehri saran sanat atmosferiyle başlasa da piyasadaki genel ekonomik gidişat ve otomotiv satışları ile devam etti. Zira bir grup meslektaşımla birlikte gayri ihtiyarı sorulan 'işler nasıl gidiyor' sorusuna Bekdikhan'ın değerlendirmesi hiç de beklediğimiz gibi değildi. "Bizim satışlarımız iyi gidiyor, piyasa görece hareketli" diyerek söze başladı Bekdikhan ve bu hareketliliği enflasyonist ortamda tüketicinin parasını korumak için varlık edinme refleksine bağladı. Bunun üzerine Avrupa'da durumun ne olduğunu sorduk. Otomotiv şirketlerinin globalde de çeşitli zorlukları olduğuna işaret eden Bekdikhan'ın söylediklerini şöyle özetlemek mümkün:
Bizim gibi uluslararası otomotiv şirketleri globalde de zorlanıyorlar. Dünyada otomotiv endüstrisi birkaç açıdan baskı altında. Bir yandan Çin pazarı geliyor, diğer yanda kimi pazarlar küçülüyor, bütün bunların içinde bir denge bulmak gerekiyor.
Türkiye pazarının hareketliliği Avrupa'ya göre çok iyi. Şaşırtıcı bir şekilde iyiyiz. Otomotivde global olarak bir sorun olduğu için şaşırtıcı diyorum. Sonuçta biz Türkiye olarak şaşırtıcı bir şekilde ön plana çıkıyoruz. Bunu da enflasyonist dönemlerde hepimizin paranın değerini korumak için bir varlık edinme çabasına bağlıyoruz. Bu dönemde kolay olanı otomobil, daha zor olanı ev arsa almak. O yüzden lüks otomobile olan talep gerçek midir, bana göre kırılgan bir taleptir.
Türkiye Mercedes Benz içinde Avrupa pazarında 10-11. sıralarda. Avrupa çok büyük ve olgun bir pazar. Biz hala gelişen bir pazarız. Bizim pazarımızla ilgili en iyi şey ne diye sorarsanız elektrikli araç pazarı. Altını çizeceğim ilk konu bu, Avrupa'ya göre daha hızlı büyüyoruz. Avrupa ortalamasında yüzde 18'lik bir elektrikli araç pazarı söz konusu.
Elektrikli araç pazarının payı Türkiye'de yüzde 20'lere geldi, yüzde 22-25'lere doğru gidiyoruz. Çünkü Türkiye pazarı, vergi avantajı sayesinde elektrikli araç dönüşümünü daha çabuk kabul ediyor. Vergiler Avrupa'ya göre elektrikli araçta daha düşük olduğu için buraya yöneliyor. Piyasadaki alternatifler de arttıkça yavaş yavaş elektrikli araçlar ilk araç olmaya doğru gidiyor.
3 yıl önce yüzde 3-5 olan elektrikli araç payı bugün Türkiye'de yüzde 20'lere dayandı, bu hızlı bir yükseliş. Tabi satış sonrası servisler ve şarj üniteleri gibi altyapının da hazır olması önemli. Avrupa'da elektrikli araç dediğiniz zaman tüketici 'nerede şarj edeceğim' diye düşünüyor. Biz de yatırımcı da elektrikli şarj konusunda bir fırsat gördüğü için bu alan hızla büyüyor.
Bizim Mercedes Benz olarak Türkiye'deki satışlarımızın yüzde 30'u elektrikli. Bizim bu alandaki satışlarımız Almanya'nın üzerinde.


