İdeolojik yönüyle Ecevit
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Bülent Ecevit, 100. doğum günü vesilesiyle, çeşitli etkinliklerle anıldı.
Bu etkinliklerden biri de Ecevit Vakfı Başkanı Emrehan Halıcı ve Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner’in düzenlediği “Her Yönüyle Bülent Ecevit” paneliydi.
Benim de konuşmacı ve panel yöneticisi olarak katıldığım panelin diğer konuşmacıları Altan Öymen, Hikmet Çetin, Ayşe Gürocak ve Süleyman Çelebi’ydi.
Konuşmacılar, Ecevit’in siyaset ve devlet adamlığını, insancıllığını, dürüstlüğünü, halkçılığını, şairliğini, yazarlığını, dostluğunu, cesaretini, kahramanlığını anılarıyla anlattılar.
Panele ilgi çok büyüktü, katılımcıların Ecevit özlemi ve heyecanı çok yüksekti.
Konuşmalar sık sık alkışlarla kesildi.
Ecevit sadece bir parti genel başkanı değil ideolog bir liderdi.
Türkiye’yi ve CHP’yi solla tanıştıran isimdi.
CHP’nin ideolojisini değiştiren, önce ortanın soluna sonra demokratik sola çeken liderdi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurduğu Demokratik Sol Parti (DSP) Ecevit ideolojisinin sonucuydu.
Ecevit Türkiye solunu Avrupa merkez solundan ayrı tutardı.
“Sosyal demokrasi” kavramıyla “demokratik sol” kavramını aynı anlamda kullanmazdı.
Demokratik sol kavramını kullanmayı tercih ederdi.
Bu tercihinin temel gerekçesi olarak Avrupa merkez solunun Marksizm kökenli olduğu ancak Türk merkez solunun Marksizm kökenli olmadığı düşüncesi oluştururdu.
Ecevit bu tezini şöyle özetliyordu:
“Avrupa sanayi devrimini gerçekleştirmiş ve ayrıca dinde reform yaşamıştır.
Avrupa solu bu iki önemli aşamadan sonra gelişmiş ve Marksist temelden türemiştir.
Oysa Türkiye’nin böyle bir geçmişi yoktur.
Dinde reform yaşamamış, sanayi devrimini zamanında yakalayamamış, bu nedenle de feodal üretim ve toplumsal ilişkileri tam olarak çözememiş, laiklik sorununu tam olarak aşamamıştır. Bu nedenlerle Ecevit’in demokratik sol anlayışı, Marksizm kökenli Avrupa merkezli solundan farklıdır.”
Ecevit’in bir diğer tezi ise solculukla milliyetçiliğin çelişmediği teziydi.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın gerçekleştirilmesi ve Türkiye’nin Ege denizindeki haklarının Deniz Kuvvetleri’nin gücüyle korunmasıyla da bu tezini hayata geçirdiğini vurgulardı.
Ecevit’in solculuğun milliyetçilikle çelişmediğini vurgulayan kavramı ise “ulusal sol” kavramıydı.
Ecevit’in demokratik sol anlayışının ekonomi politikası ise katı devletçiliğe ve özel sektör tekelciliğine karşıydı.
Demokratik sol ideolojiye göre ekonomiye halk girişimciliğinin hakim olması gerekirdi. Bunun da yolu kooperatifçilikti. Kooperatifler üzerinden sermayenin tabana yayılması sağlanmalıydı.
Ecevit’in demokratik sol ideolojisine göre katı bir laiklik anlayışı yerine “inançlara saygılı laiklik” anlayışına geçilmesi gerekirdi
Demokrasiyi ve sosyal adaleti benimsemiş ancak toplumdaki duruşu itibarıyla sağ kesimde kalmış yurttaşlara ulaşmanın yolu inançlara saygı gösteren bir laiklik anlayışıydı.
Ecevit’in, Avrupa merkezli, Marksizmin eleştirisinden doğan “sosyal demokrasi” yerine “demokratik sol” kavramını kullanılmayı tercih etmesinin nedenlerini ekonomi, din ve laiklik konusundaki bu görüşleri oluşturur.
Siyasi yaşamı boyunca bu ideolojiyi savunan Ecevit, kısa sürelerle iktidar olduğu dönemlerde bu görüşlerini hayata geçirmeye çalıştı.
Bülent Ecevit’i 100. doğum gününde rahmet, özlem ve saygıyla anıyorum.


