İdrar yolu darlığı hayatınızı esir almasın!
SonTurkHaber.com, Mynet kaynağından alınan verilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Yaşam kalitesini düşüren üretra darlığı, basit bir idrar yolu daralmasından çok daha fazlasıdır. Bu ciddi sağlık sorunu, eksik ya da yanlış müdahalelerle hastanın ömür boyu mücadele edeceği kronik bir probleme dönüşme riski taşır.
Medipol Koşuyolu Üniversite Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Selami Albayrak, tekrarlayan darlıklarda hastayı bu dertten kalıcı olarak kurtaracak en etkili çözümün açık üretroplasti yöntemi olduğunu belirtti.
AĞRISIZ AMA IZDIRAPLI BİR SÜREÇÜretrayı tüm yönleriyle ele alan Prof. Dr. Albayrak, "Üretra, mesaneden dış ortama idrarı taşıyan borudur. Bu kanalın herhangi bir nedenle daralması, idrarın atılmasını güçleştirir. Darlığın en yaygın nedenleri arasında cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, fiziksel travmalar ve idrar yoluna yerleştirilen kateter gibi yabancı cisimler yer alıyor. Üretra çok nazlı bir organdır, en ufak bir travmaya dahi şiddetli tepki verir" dedi. Prof. Dr. Albayrak, belirtilerin şiddetlenmeden önce fark edilip değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Üretra darlıklarında ilk müdahalenin genellikle kapalı yöntemlerle yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Albayrak, “Endoskopik yöntemle darlık açılabiliyor. Ancak bu işlem sık tekrarlama riski taşıyor. Eğer bir darlık bir endoskopik tedaviden sonra tekrarlamışsa mutlaka açık üretroplasti uygulanmalı. Tekrarlayan vakalarda önerilen açık üretroplasti yöntemi, darlığın olduğu bölgenin tamamen çıkarılması ve sağlam uçların birbirine yeniden bağlanması esasına dayanıyor. Eğer darlık çok uzun bir mesafeye yayılmışsa bu kez bölgeye yama uygulanıyor. Bu yama, genellikle kılsız deri ya da ağız mukozasından alınan doku ile yapılıyor” diye konuştu. Prof. Dr. Albayrak, bu yöntemle yapılan tedavilerde başarı oranının oldukça yüksek olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Albayrak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Hangi tedavi yönteminin uygulanacağı, hastanın yaşı, darlığın yeri ve uzunluğu, daha önce geçirdiği operasyonlar, dokuların durumu gibi birçok faktöre bağlı olarak belirleniyor. Bu yüzden tedavinin kişiye özel planlanması gerekiyor. Her tedavi yöntemi her hasta için aynı sonucu vermez. Önemli olan, doğru yöntemi doğru hastaya uygulayabilmek."


