İki haftadan uzun sürüyorsa dikkat: Ölümle sonuçlanabilir!
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
OMÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kaan Gündüz, vatandaşların ağız içi yaraları çoğu zaman önemsemediğini, tütün kullanımı, yetersiz ağız bakımı, güneş maruziyeti ve HPV virüsünün ağız kanserlerinin artışında etkili olduğunu ifade etti.

Ağızda 2 haftadan uzun süren yaralar, sebepsiz diş sallanması, uyuşukluk ve çene ağrıları mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Gündüz, ağız kanserinden korunma yolları arasında tütün ve alkol kullanımını azaltmak olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Gündüz, “Oral kanserler dediğimiz şey aslında başlangıçları çok hızlı ve sinsi gelişen durumlar. Bundan dolayı mutlaka hastaların 2 haftadan uzun süren ağızdaki yaraları eğer mevcutsa en yakın diş hekimlerine başvurmaları gerekmekte. En son yapılan, 2022 yılında Sağlık Bakanlığı yapmış oldu araştırmada 2 bin 246 tane ağız kanserine rastlanmış. Bu vakaların 551 tanesi ölümle sonuçlanmış. Bu da Türkiye kanser görülme olasılığını yüzde 1'ine tekabül ediyor ama şimdi şöyle bir durum var. Şimdi bizim insanlarımız kulağından bir damla kan gelince hemen işte gerekli doktora gider iken ağzından kan gelme durumunda çok fazla önemsemiyor. Yani ağız, dişler çok fazla önemsemiyor ne yazık ki. Ancak Özellikle son yıllarda artan tütün kullanımı ki bunun formasyonları var biliyorsunuz işte ne bileyim nargilesinden, piposundan, purosundan artmasından dolayı oral hijyenin, ağız bakımının eksikliğinden dolayı ve son yıllarda özellikle sizlerin de televizyonlarda veya işte bazı haber kanallarına duyduğunuz Human Papilloma Virüsü dediğimiz HPV'nin yaygınlaşmasından dolayı güneşe maruziyetinden dolayı insanlarda özellikle oral kanserler çok daha fazla sıklıkla görülüyor” diye konuştu.

Sağlıkta şiddete 'adli kontrol' kalkanı: Doktorun feryadı yine duyulmadı
Ağız kanserinde erken tanı gerçekleşirse hastaların ölümle sonuçlanmasının önüne geçilebileceğini ifade eden Prof. Dr. Gündüz, “Biz kurum olarak Karadeniz'in en büyük üniversitesiyiz ve de fakülte olarak da Karadeniz'de büyük bir hizmet vermekteyiz. Ortalama yaklaşık günde 500 hasta, aylıkta 10 bine yakın hasta bakıyoruz. Biz yapmış olduğumuz seminerlerde hem öğrencilerimizi hem asistanlarımızı hem de halkımızı bu konuda bilgilendirmeye çalışıyoruz. Erken tanı eğer gerçekleşirse bu hastalıkların ölümle sonuçlanmasının nispeten önüne geçmiş oluyoruz. Çünkü erken tanı biliyorsunuz her kanser vakasında çok önemli bir yer tutmakta. Herhangi birisi ağzında eğer 2 haftanın üzerine geçmeyen bir yara varsa mutlaka en yakın diş hekimine başvurması gerekmekte. Sebepsiz yere dişlerin sallanması, uyuşukluk olması, yüzde sebepsiz ağrıların, çene bölgesinde sebepsiz ağrıların oluşması kanserlerin başlangıç bulguları arasındadır. Zaten kanserlerin en fazla oluştuğu yerler ağız içerisinde dilin özellikle arka kenarlarıdır. Bunlar ne yazık ki başlangıçları da ağrısız olduğu için bir kısmının gözden kaçabilmekte. O yüzden insanlarımızdan, halkımızdan bu konuda dikkat etmeleri, eğer böyle bir lezyonla muhatap olurlarsa mesela bir yakınından ağız içerisindeki görüntüsünü çekmesini talep etmeli. 2 hafta sonra da aynı şekilde bu görüntü duruyorsa veya daha da büyümüşse en yakın merkeze gitmesini önermekteyiz” ifadelerini kullandı.
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Ağız kanserinden korunmanın en kısa yolunun tütün ve alkolden uzak durulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Gündüz, “Ağız kanserinden korunmanın en kısa çözümü tütünden uzak kalmak ve alkolden uzak kalmaktır. Şimdi tabii tütün bağımlılığı da ülkemizde büyük bir sorun teşkil ediyor. En azından bunu azaltmak, işte bu nargile, puro, pipo gibi çok daha yoğun nikotin ve tütün olan ürünlerden mümkün olduğu kadar azaltmakla geçmekte. Bir de alkolü mümkün olduğu kadar azaltırsanız bu tip problemler daha az bilimsel olarak da görülmekte. Son yıllarda Human Papilloma Virüsü (HPV) dediğimiz virüsün hem rahim kanserlerinde hem de ağız kanserlerinde rolü olduğu görüldü. Şimdi yapılan uygun yaşlarda aşılamalar bunlara karşı nispeten koruyuculuk sağlamakta. Ancak en önemlisi cinsel birlikteliğinizi yaşayacağınız partnerinizle güvenli cinsel birliktelik yaşamak ve de bu aşıları yaptırmak olarak düşünmekteyiz” dedi.

Ağız kanserinin bulaşıcı olmadığını belirten Gündüz, “Bir kere insanlar şöyle de düşünüyor, diş kanseri var mı? Şimdi diş kanseri diye bir şey yok. Oral kanserler dediğimiz şey, dudaklar değil, diş eti, yumuşak damak, sert damak dediğimiz bölgeyi kapsar. Oral kanserlerin, tüberküloz gibi, bir hepatit gibi bulaşma şansı bulunmamaktadır. Yani bireyin kendisinde olur, kaybolur veya hastayı ne yazık ki ölüme götürür. Yani bulaşmaz” diye konuştu.


