İklim yasasına sağlıkçılardan tepki yağdı: Kabul edilebilir bir yanı yok
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen Türkiye’nin ilk İklim Kanunu teklifine ilişkin görüşlerini ifade eden sağlık uzmanları, doğanın önemine dikkat çekti ve yasaya tepki gösterdi. İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve İklim Adaleti Koalisyonu Türk Tabipleri Birliği (TTB) Temsilcisi Dr. Demet Parlar konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet’ten Damla Polat’ın aktardığına göre, Osman Küçükosmanoğlu, ekolojinin önemini vurgulayarak “Sağlığın tartışıldığı bir ortamda sağlığın temel belirleyicilerinden bir tanesi de ekoloji konusudur. Ekolojik felaketlerin yaşanmaması için önlemler alınması gerekirken sermayenin çıkarları doğrultusunda bir takım değişiklikler yapmak gerçekten kabul edilemez. Bugünlerde yaşadığımız orman yangınları bile bunu gösteriyor. Çıkarılan kanun daha çok sermayenin kazancını artıracak, onu kolaylaştıracak. Bahane olarak da ülkenin gelişmesi gösteriliyor. Doğa insanların geleceği” açıklamasında bulundu.
Demet Parlar ise, konuya ilişkin açıklamasında yaşadığımız dönemin krizler çağı olduğunu ifade ederek “En önemlilerinden biri de iklim krizi. Zaten hepsi birbiriyle çok bağlantılı krizler. İklim krizi de sanayileşme ile üretim ve tüketim ilişkileriyle kapitalist sistemin dayattığı bu sistem nedeniyle neoliberal politikaların hızlandırılmış sermaye birikim süreçlerinin doğada yarattığı büyük yıkım ve kıyımın sonucu olarak yaşadığımız bir süreç. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise dünyada 3.6 milyar insan yani neredeyse dünya nüfusunun yarısı iklim değişikliğine karşı oldukça hassas bölgelerde yaşıyor.” sözlerini sarf etti.
“İklim krizinin yaratacağı beklenilmeyen iklim olayları yalnızca gıda krizine değil bu krizden kaynaklı yetersiz beslenme ile ilişkili enfeksiyon hastalıklarına, vektörlerle bulaşan enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açabilecek.” diyen Parlar, “Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre 2050 yılına kadar en az 44 milyon, en fazla 216 milyon kişi bu sebeplerle iklim göçmeni olabilecek” ifadelerini kullandı.

Parlar, “Bu yasayla beraber çok iyi bilindiği gibi tarım alanları, meralar, ormanlar, zeytinlikler, zarar görecek. Türkiye olarak iklim krizinden en çok etkilenecek ülkelerin başında geliyoruz. Kayıplar bizi her şekilde çok etkileyecek. Bunu bir ticaret kanunu gibi değerlendiriyoruz. Çünkü Avrupa Birliği (AB) ile ihracatın sürebilmesi için zorunlu olarak yapılması gereken bir şey bu karbon emisyonları ile ilgili bu düzenleme. Dolayısıyla kabul edilebilir bir yanı ne yazık ki yok.” sözlerini sarf ederek “Doğayı hiç düşünmeden halk sağlığını düşünmeksizin bu torba yasasının çıkarılması da iklim krizi üzerine hiçbir önlem alınma gereği duyulmadığını gösteriyor. Dolayısıyla kabul edilebilir bir İklim Yasası değil. O nedenle İklim Yasası demeye insanın dili varmıyor” söyleminde bulundu.


