İlber Ortaylı dan Selimiye Camisi uyarısı: Kim çıplak gözle baksa görür; restorasyondan takım kayırma kokusu geliyor!
SonTurkHaber.com, T24 kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
T24 Haber Merkezi
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Mimar Sinan'ın Edirne'deki eseri Selimiye Camisi'nin restoraston çalışmasında kubbede yapılan değişikliği paylaştı. Restoratörler hakkında Ortaylı, "Burada da grup işbirliği kokusu geliyor" dedi. Orijinaline sadık kalınmadan çalışma yapıldığını söyleyen Ortaylı, "Eski mevcut strüktür ile yeni arasındaki zevk farkını kim çıplak gözle baksa görür. Anlaşılan bu iş ya ehliyetsizce karar altına alınıyor yahut da takım kayırmasıyla" ifadelerini kullandı. Çalışmaların luslararası kuruluşların denetiminde yapılması gerektiğini belirten Ortaylı, "Nasıl futbolda milli hakeme güvenmeyip uluslararası hakem çağırıyorsak tehlike altındaki dünya mirası milli eserlerimizi ne diye aynı işleme tabii tutmalıyız. UNESCO ile ihtilaflı değerlendirme varsa 72 milletin uzman restoratörlerini bir araya getirirsiniz ona göre işler yürütülür" önerisinde bulundu.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı sosyal medya hesabından Edirne'de bulunan Selimiye Camisi'nin restorasyon çalışmaları hakkında paylaşım yaptı. Paylaşımda restorasyonların orijinaline uygun yapılamdığını belirten Ortaylı, çalışmanın sonucunu fotoğraflarla paylaştı. Ortaylı paylaşımında çalışma hakkında "Maalesef ehil olmayan restoratörler her işe karışıyor" diyerek restoratörleri eleştirdi.
Selimiye Camisi'nin kubbesi restorasyondan önce ve sonraOrtaylı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"TÜRKİYE, Küçük Asya bütün zamanların en zengin mirasına sahiptir. En sonuncu dönem de Selçukî ve Osmanlılar dönemidir. Maalesef ehil olmayan restoratörler her işe karışıyor. Kimler ehil diyeceksiniz? Akademik unvan taşıyanların bile felaket işleri var. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi uzun zamandır restorasyondaydı. Şimdi kubbedeki tezyinatın (kalemişi ve hatlar) tamamen kazınıp yerine yeni bir kubbe tezyinatı yapılması kararı tartışılıyor. Burada da grup işbirliği kokusu geliyor. Eski mevcut strüktür ile yeni arasındaki zevk farkını kim çıplak gözle baksa görür. Anlaşılan bu iş ya ehliyetsizce karar altına alınıyor yahut da takım kayırmasıyla. Bu yaklaşımı zamanında İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasında da gördük. Berbat bir bina yıkım tehlikesi de geçirdiği halde arkadaşlar tarafından “milli eser” olarak tescil edildi.
Nasıl futbolda milli hakeme güvenmeyip uluslararası hakem çağırıyorsak tehlike altındaki dünya mirası milli eserlerimizi ne diye aynı işleme tabii tutmalıyız. UNESCO ile ihtilaflı değerlendirme varsa 72 milletin uzman restoratörlerini bir araya getirirsiniz ona göre işler yürütülür. 3-5 kişiyle, hatırla teşekkül ettirilen anıtlar kurullarıyla çözülecek bir mesele olmadığı ortada.
Mimar Sinan imparatorluk coğrafyasına, imparatorluğun sanatına kendi üslûbunu ve merkezî Osmanlı havasını veren dâhidir. Lütfen herkes 16. asır Türk mimarisine, büyük ustanın en büyük eserine sahip çıkmayı öğrensin. Sinan’ın eserleri her kulun hatta her toplumun kendi tekeline alıp harcayacağı miras değil. Koca Sinan’ın örneğinin mevcut olmadığını dünya biliyor, söylüyor. Dedelerin büyük mirasına karşı bu uyuşuk halimizden kurtulalım. İşi yürütenlerin, yönetenlerin kontrolü, denetimi şart. Varşova yeniden inşa edilirken her gün referandum yapılıyordu ve insanlar ilgileniyordu. Biz neden uyuyoruz? Bu ilgisizlik uygarlık seviyemizi göstermez mi?"


