İletişim ve Diksiyon Eğitmeni Gülşen Eser Bilim açıklıyor: İyimser insanların hayatı neden daha kolay?
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Geçen hafta sonu bir arkadaşım ile oturmuş kahve içerken konu konuyu açtı ve iki iletişimci olarak yine kendimizi insan ilişkilerini tartışırken bulduk. Arkadaşım; "Bazen insanın içi sıkılır, ama dışarıdan bakınca her şey yolunda gibi görünür." deyince; bu cümle, bana iletişimdeki farklı bakış açılarını düşündürdü. Gel gör ki; günlük rutinimizde sıklıkla karşılaştığımız bu iletişim hali, kahve keyfimizi bir anda açık oturuma dönüştürüverdi.

Aslında hepimiz, olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşan insanlarla gün içinde sürekli karşılaşıyoruz. Kimileri her zorluğu fırsata dönüştürmeye çalışırken, kimileri de her adımda bir engel görüyor. Peki, bu tutumlar günlük yaşantımızı acaba nasıl etkiliyor? Çevremizdeki insanların pozitif ya da negatif yaklaşımları bizim günlük enerjimizi ne şekilde yönlendiriyor? Yazar Jim Rohn'un çok sevdiğim bir sözü vardır: "İnsan, birlikte en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır." Yani çevremizde kimlerin olduğu ve kimlerle vakit geçirdiğimiz çok çok önemli.

Bugün sizlerle, hayatın karmaşasında sıkça karşılaştığımız iki temel tutumdan bahsetmek istiyorum: Optimistlik ve Pesimistlik . Bu kavramları daha önce hiç duyduk mu ?
Öncelikle, optimist bir kişi düşünelim. Hayatında karşılaştığı zorlukları geçici ve aşılabilir olarak görür. "Bu da geçer" diyerek, olumsuzlukları büyütmek yerine, onlara çözüm odaklı yaklaşır. Bu tutum, çevresindekilere güven verir ve ilişkilerinde empatiyi artırır.
Diğer taraftan, pesimist bir birey olayları genellikle en kötü senaryoya göre değerlendirir. "Bundan hayır gelmez" yaklaşımı, çevresindekilere güvensizlik aşılayabilir ve iletişimi zorlaştırabilir. Bu tutum, stres ve anksiyete seviyelerini artırabilir ve ilişkiler arasında maalesef mesafe yaratabilir.

Dünyada, bu iki tutumun etkilerini gözlemlemek mümkündür. Örneğin, bir iş yerinde liderin optimist bir yaklaşım sergilemesi, çalışanların moralini yüksek tutarak, şirketin zorlu dönemleri daha kolay atlatmasını sağlayabilir. Diğer taraftan, liderin pesimist bir yaklaşımı, çalışanlarda güvensizlik ve motivasyon kaybına yol açabilir.
Psikolog Martin Seligman, insanların evrimsel olarak pesimistik bir bakış açısına sahip olduklarını, ancak bu bakış açısının öğrenilebilir bir şekilde değiştirilebileceğini savunuyor. Seligman'ın "öğrenilmiş iyimserlik" (learned optimism) kavramı, bireylerin olumsuz olayları geçici, özel ve dışsal olarak görmelerini teşvik ederek, daha olumlu bir bakış açısı geliştirmelerini amaçlıyor. Bu yaklaşım, stresle başa çıkma yeteneğini artırabilir ve genel yaşam kalitesini iyileştirebilir.

Diğer bir psikolog olan Suzanne Segerstrom ise, iyimser bireylerin bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu ve stresle daha etkili başa çıktıklarını söyler bizlere. Segerstrom'un araştırmaları, iyimserliğin sadece psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel sağlık üzerinde de olumlu etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Bu bulgular, bireylerin tutumlarının sağlıkları üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gösteriyor.
İletişim, insan ilişkilerinin temel yapı taşıdır. Ancak bazen, aynı ortamda farklı bakış açılarına sahip insanlar bir araya geldiğinde, bu yapı çatlamaya başlayabilir. Özellikle optimist ve pesimist tutumlar, iletişimi ya güçlendirir ya da zayıflatır. Yukarıda verdiğimiz bilimsel incelemeler sonucu ortaya çıkan örnekler de bunu kanıtlar nitelikte değil mi? Sürekli her şeyin olumsuz yanlarını görüp kötü senaryolar yazan pesimist kişilerle görüşmek istemeyiz. Hatta mecburi görüşmek zorunda kaldığımız dakikalar bile bize uzun saatlermiş gibi gelir. Pesimist kişilerin olumsuz cümleleri üzerinden karşı tarafa yaydıkları negatif enerji sizi boğar hatta ve hatta bu içsel sıkışıklığınız görüşme sonrasında bile devam edebilir.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; optimist kişilerin çözümcül ve pratiksel bakış açıları kendilerinin olduğu kadar iletişime girdikleri kişilerin de pozitif enerji hissetmelerine sebep olmaktadır. Dolayısıyla optimist bir arkadaşınız var ise çok şanslısınız. Onunla yaptığınız beş dakikalık sohbet bile bazen hiç bitmesin istersiniz. Her konuşmanızdan birbirinize bir şeyler katarak ve varsa bir sorun çözümlere odaklanmış hatta sorunu genellikle halletmiş olarak kalkarsınız. Siz siz olun çevrenizdeki optimist kişilerin sayısını çoğaltmaya ve onların kıymetini bilmeye bakın. Neden mi? Gelin birkaç cümle ile size optimist ve pesimist kişilerin iletişimsel olarak davranış şekillerini örnekleyeyim:

OPTİMİST VE PESİMİST İNSANLAR ARASINDAKİ FARKLAR
İyimser insanlar, olayları değerlendirirken olumlu yanlara odaklanma eğilimindedir. Karşılarına çıkan sorunları geçici, aşılabilir engeller olarak görürler. Onlara göre kötü geçen bir gün, sadece "bir gün"dür; yarın her şeyin daha iyi olma ihtimali vardır. Bu yaklaşım, sadece ruh halini değil, fiziksel sağlığı bile olumlu yönde etkiler. Pek çok bilimsel araştırma, iyimser insanların daha az stres hissettiğini, bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğunu ve hatta daha uzun yaşadıklarını gösteriyor.
Diğer tarafta ise pesimist bir dünya görüşü yer alıyor. Bu bakış açısına sahip kişiler, sorunları genellikle kalıcı ve kişisel bir başarısızlık olarak görme eğilimindedir. "Neden hep beni bulur?" sorusu sık sık zihinlerinden geçer. Bu düşünce biçimi, motivasyonu kırabilir, insanı hayallerinden uzaklaştırabilir.

Elbette yaşam siyah ve beyaz kadar keskin değil sevgili okurum. Hepimiz zaman zaman iyimser, bazen de karamsar olabiliriz. Önemli olan, hangi pencereye daha çok yöneldiğimiz ve bunun hayat kalitemizi nasıl etkilediğini fark edebilmemiz… Bazen olayları değiştiremeyiz ama onlara nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz.
Belki de en sağlıklısı, ne her şeyin mükemmel olacağına inanmak ne de her şeyin kötü gideceğini varsaymak… Gerçekçi ama umutlu bir denge kurmak aslında esas olan… Çünkü hayat, ne yalnızca iyimserlerin ne de yalnızca karamsarların hayatı. Her şeye rağmen sevmeye gönüllü olanların yolu çok açık ve aydınlık… Öyleyse bardağın dolu tarafından bir yudum alıp tazelenmek için ne duruyorsun?


