İlişki uzmanlarına göre romantik olduğunu düşündüğünüz ama aslında toksik olan 4 hareket Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Yıllardır sinema ve edebiyat, aşkı idealize ederek kırmızı güller, havaalanı kovalamacaları ve yağmur altındaki tutkulu sahnelerle süsledi. Ancak uzmanlara göre bu romantik klişeler, gerçek ilişkilerde sorunlu davranışları maskeleyebilirken, asıl kıymetli olan küçük jestler göz ardı ediliyor.
Psikologlar ve ilişki uzmanları, popüler kültürün sevgiye dair çizdiği çarpıcı tablonun gerçekte karşılığı olmayan beklentiler yarattığını vurguluyor.
Filmlerde “hayır” cevabına rağmen ısrarcı davranışlar romantik olarak sunulsa da, gerçek hayatta bu tür tutumlar kişisel sınırlara saygısızlık anlamına geliyor. Journal of Interpersonal Violence'de yayınlanan bir araştırmaya göre kadınların %54’ü, net bir reddin ardından ısrara maruz kaldığını bildiriyor.
Romantik görülen ama toksik olan 4 hareketKamuya açık jestler
Stadyumda evlilik teklifi ya da kalabalıkta yapılan aşk ilanları, hedef alınan kişiyi baskı altında bırakabilir. Psikolog Esther Perel’e göre bu tür kamuya açık jestler, anın samimiyetinden çok “gösteri”ye odaklanıyor.
Kıskançlıkla gelen sahiplenme
Sinemada tutku gibi sunulan kıskançlık, ilişkide güvensizlik ve kontrol dürtüsüne işaret ediyor. Psikiyatrist Robert L. Leahy, patolojik kıskançlığın ilişkileri zehirleyebileceğine dikkat çekiyor.
"Büyük jest" miti
Bir tartışmayı pahalı bir hediye ya da dev bir çiçekle telafi etme alışkanlığı, duygusal sorunların üstünü örter. Gerçek ilişkilerde çözüm, duygusal emeğe ve karşılıklı anlayışa dayanıyor.
Süslü sözler
Uzmanlara göre sağlıklı ilişkilerin temelini süslü sözlerden çok gündelik, dikkatli davranışlar oluşturuyor. Partneri gerçekten dinlemek, küçük ayrıntıları hatırlamak ve yanında olmak kalıcı bağlar kurmanın anahtarı.
Gerçek ilişkiler, bireysel farklılıkların kabulüyle olgunlaşırGörünmeyen çabalar: Sabah kahvesini hazırlamak, zor bir gün sonrası destek olmak gibi jestler, en samimi sevgi göstergeleri olarak öne çıkıyor.
Kırılganlık paylaşımı: Güvensizliklerini ifade edebilen bireyler, ilişkide daha derin bir bağ kurabiliyor.
Aşkın tanımı herkes için farklı olabilir. Psikologlar, sağlıklı bir ilişkinin karşılıklı anlayış, açık iletişim ve kişinin sevgi dili doğrultusunda şekillendiğini vurguluyor.
Her çift, kendi romantik dilini birlikte inşa edebilir. Filozof Simone de Beauvoir’ın dediği gibi, “Çift, iki egemenlikten oluşan bir kimlik olmalıdır.” Bu yaklaşım, kalıplaşmış romantizm anlayışını geride bırakıp, kişiselleştirilmiş bir ilişki biçimi yaratmayı teşvik ediyor.
Sonuç olarak, gerçek aşk; büyük jestlerden değil, duyarlılıkla kurulmuş küçük bağlardan ve iki bireyin ortak çabasıyla şekillenen özel bir dilden doğar.


