İlk çeyrekte ılımlı bir büyüme performansı
SonTurkHaber.com, Sabah kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Türkiye ekonomisi 2025'in ilk üç ayında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2 oranında büyüme kaydetti. Çeyreklik bazda ise ekonomi yüzde 1 büyüdü. İlk çeyrek verileri ekonomide ciddi bir soğumaya işaret etmiyor. Fakat büyüme performansının Türkiye'nin potansiyelinin altında kaldığı oldukça açık. Bu durumu ılımlı bir büyüme performansı olarak nitelendirebiliriz.
Yüzde 2'lik büyümenin 1.6 puanı hanehalkı tüketim harcamalarından gelirken, kamu tüketim harcamaları büyümeye 0.2 puan destek verdi. Yatırım harcamalarının etkisi 0.5 puan ile sınırlı da olsa artıda kaldı. Faiz oranlarının reel sektörü zorladığı bir dönemde yatırımlardan gelen bu katkı değerli. Net ihracat ise büyümeyi 0.6 puan aşağıya çekti. Aradaki fark çok açılmasa da bu yıl ithalatın artış hızı ihracatın üzerinde seyrediyor. Stoklardaki değişimin salgından sonra ilk kez büyüme üzerinde pozitif etki oluşturması dikkat çekici bir gelişme.

TARIM VE SANAYİ DARALDI
Büyüme rakamlarına sektörel olarak baktığımızda inşaat ve hizmetler sektörünün öne çıktığını görüyoruz. Öte yandan hem tarım hem de sanayinin daralmış olması olumsuz bir tablo ortaya koyuyor. Tarım ve sanayiden gelecek katkılara sadece büyüme açısından değil, enflasyonla mücadele, küresel rekabet ve sürdürülebilir bir kalkınma için de ihtiyacımız var.
Öncü göstergeler, yılın ikinci çeyreğinde ekonomik büyümenin biraz daha yavaşladığına dair sinyaller veriyor. İmalat sanayi tarafında PMI ve kapasite kullanım rakamları zayıf seyrini devam ettiriyor. MÜSİAD SAMEKS'in hizmetler sektörüne ilişkin alt endeksinde ikinci çeyrek rakamları zayıflama bölgesine geriledi. TÜİK'in bu hafta açıkladığı nisan ayı işsizlik oranı 0.6 puanlık artışla yüzde 8.6'ya yükseldi.
Finansal koşulların sıkılaştığı bir dönemde ekonomik büyüme rakamlarının gerilemesi sürpriz değil. Bu öngörülen bir durumdu. Asıl can sıkıcı olan, büyümedeki yavaşlamaya rağmen enflasyonun hedeflendiği kadar hızla gerileyememesi.

YAPTIKLARIMIZ VE YAPAMADIKLARIMIZ
PARA politikası sıkılaştırıldı, seçimlerin geride kalmasının ardından mali disipline daha fazla dikkat edilmeye başlandı. Bunlar enflasyonu dizginlemek için atılması gereken hamlelerdi. Bu politikalardan vazgeçme lüksümüz yok. Ancak bunlar yeterli olmuyor. Enflasyonu düşürürken, bunu reel sektörün üretim kapasitesine ve gelir dağılımına kalıcı zararlar vermeden gerçekleştirmeliyiz. Bunun için de daha bütüncül bir politika setine ihtiyacımız var. Bu yüzden bugüne kadar yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı iyi analiz etmeliyiz. İşlem maliyetlerini azaltacak, adil rekabet ortamını sağlayacak ve aşırı fiyatlama davranışlarının önüne geçecek piyasa düzenlemelerini hayata geçirmekte geç kaldık. Eğitim, gıda ve kira tarafındaki fahiş artışların önüne geçebilmek için sorunların köküne yeterince inilemedi, palyatif çözümlerle yola devam edildi. Para politikasının iletişim bacağının zayıf kalmasının da etkisiyle vatandaşları ve reel sektörü dezenflasyona yeterince ikna edemedik. Faiz, altın, kur ve hisse senetleri üzerinden oluşan servet etkisinin talebi ve enflasyonu tetiklemesi engellenemedi. Talep tarafında dar gelirli ve orta direk vatandaşların satın alma gücü daralırken, üst-orta ve yüksek gelirli gruplar kendilerini o kadar da sıkma ihtiyacı hissetmedi. Aslında tasarrufu özendirerek talep enflasyonunu dizginleyebilmek için esas hedef grup üst-orta ve yüksek gelirliler olmalı. Sanayi politikaları daha teknoloji odaklı ve seçici hale getirildi. Eximbank'ın kredi verme kapasitesi artırıldı.Bunlar yerinde ve faydalı hamleler oldu. Ekonomi politikaları anlamında son iki yılın önemli kazanımlarına bu değişiklikleri yazabiliriz. Bununla birlikte, üretim, teknoloji ve ihracata dönük desteklerde limitleri biraz daha zorlamak gerektiğinin de altını çizmek lazım. Özetle, son iki yılda para ve maliye politikaları tarafında atılan adımları gereksiz ve etkinsiz görmemek lazım. Fakat para ve maliye politikalarını yukarıda saydığım alanlara yönelik yapısal çözümlerle desteklememiz şart...


