İmralı Süreci devam ederken komisyon üyesi Tanrıkulu kritik soruyu sordu
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir Buca Kırıklar Cezaevi önünde yaptığı açıklamada, Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan'ı ziyaret ettiğini belirterek, Çalışkan'ın hâlâ iddianamesiz tutuklu olmasını eleştirdi.
İmralı Süreci'nde kurulan komisyonda da yer alan Tanrıkulu, Mehmet Ali Çalışkan’ın 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu, Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’la birlikte İstanbul’da gözaltına alındığını ve ardından tutuklanarak Kırıklar Cezaevi’ne gönderildiğini hatırlattı. Bu sevki “ayrı bir eziyet, ayrı bir insan hakları ihlali” olarak nitelendiren Tanrıkulu, “O günden bugüne hâlâ iddianamesi yazılmadı” dedi.
Çalışkan’a yöneltilen suçlamanın “Kent Uzlaşısı” olduğunu ifade eden Tanrıkulu, bu uzlaşının arkasındaki temel sorunun "Kürtler, İstanbul’da yerel yönetimlerde nasıl temsil edilir?" sorusu olduğunu söyledi. Tanrıkulu şöyle devam etti:
“Mehmet Ali Çalışkan, işte bununla suçlanıyor. Yani şiddetle, terörle, silahla hiçbir alakası yok. Bu yönde hiçbir zaman bir iddia da ortaya konmadı.”
Tanrıkulu, Kürtlerin İstanbul’da bazı belediyelerde nasıl yer aldıklarının da suçlama konusu yapıldığını belirtti:
“İstanbul’da Kürtler Şişli’de, Esenyurt’ta ve diğer bazı belediyelerde belediye meclisinde nasıl yer alıyorlar? Nasıl iş birliği yapılıyor? Gerekçe bu.”
Demokratik siyaset vurgusu yapan Tanrıkulu İmralı Süreci'nin de bir yandan devam ettiğini hatırlatarak, “Bir süreç var (!) Silah bırakılacak, herkes demokratik bir biçimde siyaset yapacak. O hâlde Mehmet Ali Çalışkan neden hapiste? Neden iddianamesi yazılmıyor? Neden hâlâ tutuklu ve ne bekleniyor?” sorularını yöneltti.
Tanrıkulu, sürecin güvenle yürümesi için cezaevindeki fikir insanlarının serbest bırakılması gerektiğini vurguladı:
“Eğer bir süreç ilerleyecekse, başta Mehmet Ali Çalışkan olmak üzere bu dostlarımızın ve fikirleri nedeniyle cezaevinde bulunan herkesin serbest bırakılması gerekir ki, yurttaşlarımız bu sürece, bu barışa güven duyabilsin, eziyet çekmesin.”



