İnsanlığın en karanlık sabahı: Gölgeye dönüşen bir şehir… Perde arkasında neler yaşandı?
Hurriyet sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
80 yıl önce, 6 Ağustos 1945 sabahı dünya tarihinin akışını değiştiren anlardan biri yaşandı. İkinci Dünya Savaşı’nın yıkımının tam ortasında, Japonya’nın Hiroşima kenti, insanlık tarihinin gördüğü en yıkıcı silahlardan biriyle karşı karşıya kaldı: ‘Little Boy’ (Küçük Çocuk) adlı atom bombası!
Bu bomba yalnızca bir şehri yok etmekle kalmadı; savaşın gidişatını değiştirdi ve nükleer çağın kapılarını araladı. İnsanlığın teknolojiyle ne denli tehlikeli bir noktaya gelebileceğini ise o gün tüm dünyaya gösterdi.
Bu hafta, bu korkunç saldırının 80. yıl dönümünü geride bıraktık. Bugün geriye dönüp baktığımızda, Hiroşima’ya atılan bombanın sadece anlık bir yıkım olmadığını, ardından gelen ve yıllarca süren acıyı, tartışmaları ve dersleri de beraberinde getirdiğini görüyoruz.
Peki, o yıllarda dünya nasıl bir tabloyla karşı karşıyaydı? ABD’nin bu yıkıcı silahı kullanma kararı nasıl alındı? Ve bu tarihi anın perde arkasında neler yaşandı? Gelin, tüm bu soruların yanıtlarını detaylarıyla birlikte inceleyelim.
SAVAŞIN KADERİNİ BELİRLEYEN KARAR NASIL ALINDI?
1945 yılının mayıs ayında Nazi Almanyası’nın teslim olmasıyla, II. Dünya Savaşı’nın Avrupa cephesi resmen sona erdi. Almanya’nın teslimiyeti, Müttefikler için büyük bir zafer anlamına geliyordu. Ancak savaş bitmemişti. Uzak Doğu’da, Pasifik Okyanusu’nun binlerce adasına yayılmış Japon İmparatorluğu, direnmeye devam ediyordu.
Japonya, teslim olma çağrılarına kesin bir şekilde karşı çıkıyor; İmparator Hirohito’nun önderliğinde savaşın sonuna kadar devam edeceğini ilan ediyordu. Müttefik kuvvetler, Japonya’nın bu kararlılığı karşısında, savaşın çok daha kanlı ve uzun süreceğini öngörmeye başlamışlardı.
Savaşın uzamasıyla birlikte, Müttefik kuvvetlerin kayıpları da giderek arttı. History.com’un verilerine göre, Japon ordusu Nisan-Temmuz 1945 arasında, önceki üç yılın toplam kaybının neredeyse yarısını verdi.
Bu dönemde Başkan Harry S. Truman, Manhattan Projesi’nin detayları hakkında bilgilendirildi ve Japonya’nın teslim olmaması üzerine, atom bombasını kullanma fikrini değerlendirmeye başladı. Bazı generaller Japonya’ya yapılacak nihai ‘kara işgalinin’ 1 milyona kadar ABD askerinin ölümüyle sonuçlanabileceğini belirtirken, Truman daha fazla Amerikan askerinin ölmesini engellemek için atom bombası kullanılmasını onayladı.
O dönem Savaş Bakanı olan Henry Stimson liderliğindeki danışmanlar komitesi, atom bombasının savaşın hızlı sona ermesi için gerekli olduğu görüşünde birleşti. 16 Temmuz 1945’te New Mexico’da ilk atom bombası denemesi başarıyla tamamlandı. Bu gelişme, nükleer silahın pratikte kullanılmasının da önünü açtı.
HİROŞİMA’YA GİDEN YOL… TİNİAN ÜSSÜ VE MÜRETTEBAT
Hiroşima saldırısının gerçekleşeceği gün yaklaşırken, Tinian Adası’ndaki ABD askeri üssünde 12 kişilik özel bir mürettebat görevlendirildi. Albay Paul Tibbets pilot olarak seçildi, Kaptan Robert Lewis yardımcı pilot oldu. Silah uzmanı Yüzbaşı William Parsons ve elektronik test subayı Teğmen Morris Jeppson da göreve dahil edildi.
5 Ağustos’ta mürettebata görev brifingi verildi; hedef şehir olarak aktif bir askeri üsse sahip olan Hiroşima seçilmişti. Mürettebata bombanın gerçek doğası açıklanmadı; sadece “bomba atacakları” söylendi. Saat 00.15’te mürettebat, görev öncesi duayı dinledi. Kalkış saat 02.45’te gerçekleşti; Enola Gay, diğer iki B-29 gözlem uçağıyla birlikte havalandı.
Meteoroloji uçakları, hava koşullarını değerlendirmek üzere Hiroşima, Kokura ve Nagazaki’ye yönlendirildi. 07.15’te bomba aktif hale getirildi ve saat 07.30’da Tibbets mürettebata gerçek durumu açıkladı: “Dünyanın ilk atom bombasını taşıyoruz.”
‘LITTLE BOY’UN DEVASA GÜCÜ VE PATLAMANIN ANI
6 Ağustos 1945 günü saatler 08.15’i gösterdiğinde, Pasifik’teki Tinian Adası’ndan havalanan Amerikan B-29 bombardıman uçağı ‘Enola Gay’, 4 bin 700 kilogram ağırlığındaki ve 3 metre uzunluğundaki uranyum bazlı atom bombasını Hiroşima’ya bıraktı. Uçağın pilotu Albay Paul Tibbets’in komutasındaki
12 kişilik mürettebat, tarihin ilk nükleer saldırısına tanıklık edecekti.
Bomba, yerden yaklaşık 9 bin 500 metre (31.060 feet) yükseklikte patladı. Patlama, yaklaşık 12 bin ila 15 bin ton TNT’ye eşdeğer bir enerji açığa çıkardı. 275 metre çapındaki ateş topu, gökyüzünde devasa bir mantar bulutuna dönüştü ve şehirdeki her şeyi saniyeler içinde yok etti!
Patlama şiddetiyle 80 bine yakın insan anında yaşamını yitirdi. Patlama o kadar yoğundu ki, bazı insanlar adeta buharlaştı ve geride yalnızca ‘nükleer gölgeleri’ kaldı. Bu izler, bombanın patladığı alanlarda insan ve nesnelerin şeklini, radyasyonun ağarttığı yüzeyler üzerinde karanlık siluetler olarak bıraktı. Bu gölgeler, LiveScience’ın aktardığı gibi, patlama öncesi yüzeylerin izlerini gösterirken, atom enerjisinin yıkıcı gücünü fiziksel olarak belgeleyen korkunç birer tanıktı.
GÖRGÜ TANIKLARI: MANTAR ŞEKLİNDE DEVASA BİR BULUT GÖKYÜZÜNÜ KAPLADI
Patlama gerçekleştiğinde, 43 saniye içinde uçaktan düşen bomba, hedefin tam üzerinde infilak etti. Görgü tanıkları, öncelikle göz alıcı bir ışık parlaması, ardından mantar şeklinde devasa bir bulutun gökyüzünü kapladığını anlattı.
Tibbets, patlamanın hemen ardından keskin bir dönüş yaparak bombadan kaçmaya çalıştı. Enola Gay, patlama anında çok da uzak değildi. Mantar bulutu 750 metre yüksekliğe ulaştı. Ateş topunun merkezi 300 bin santigrat derece sıcaklıktaydı. Şehirde 62 bin bina yerle bir oldu. Toplam ölü sayısı, sonraki yıllarda 200 bin olarak açıklandı. Çatı kiremitleri erirken, bronz ve granit heykeller bile şekil değiştirdi. Patlama sonrası şehirde çıkan yangınlar büyük hasara yol açtı.
NAGAZAKİ’YE İKİNCİ BOMBA ATILDI VE SONRASINDA II. DÜNYA SAVAŞI RESMEN SONA ERDİ
Patlamadan 16 saat sonra, Truman, Japon liderlere tekrar seslenerek, teslim olmazlarsa “havadan daha önce görülmemiş yıkım yağmuru” bekleyebileceklerini söyledi. ABD’nin limanları, fabrikaları ve iletişim ağlarını tamamen yok etmeye hazır olduğunu belirtti.
Ancak Japonya hâlâ teslim olmadı. Üç gün sonra 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye ikinci bomba atıldı. Bu saldırı, 70 bin kişinin daha hayatını kaybetmesine yol açtı. Sonunda, 14 Ağustos 1945’te Japonya teslim oldu. Japon İmparatoru Hirohito, teslimiyet kararını radyodan halka duyurdu ve II. Dünya Savaşı resmen sona erdi.
TARTIŞMLAR HÂLÂ DEVAM EDİYOR
Hiroşima’ya atılan Little Boy’un 80. yıl dönümünde, atom bombasının kullanılması gerekliliği hâlâ tartışma konusu. Bazı tarihçiler Japonya’nın zaten teslim olmaya yakın olduğunu savunurken, diğerleri bombanın savaşı erken bitirerek daha fazla can kaybını önlediğini öne sürüyor.
Ancak şüphe götürmez bir gerçek var: 6 Ağustos 1945’te yaşananlar, insanlığın teknolojik gücünü ne kadar dikkatle kullanması gerektiğinin en acı hatırlatıcısı oldu. Bugün, Hiroşima’nın külleri üzerine kurulan barış müzeleri ve anıtlar, geçmişin derslerini gelecek nesillere aktarmaya devam ediyor.
Business Insider’ın ‘80 years ago, the US dropped an atomic bomb on Hiroshima. Haunting photos show what happened that day in 1945.’ başlıklı haberinden faydalanışmışır. Ayrıca haberin kaynakları arasında AHF, NationalWW2Museum, BBC, History.com, Al Jazeera, LiveScience, The New York Times, PBS ve The History Press de yer alıyor.


