İran ın büyük strateji hatası, bugün olanlar 2024 teki bir yanlışın sonucu ve bedeli ağır olabilir
Haber Global sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Analize göre, İran’ın geçtiğimiz yılın nisan ayında İsrail topraklarına doğrudan düzenlediği füze saldırısı, bölgede ezber bozan bir eylemdi. De Pedro'ya göre bu adım, İsrail’in savunma refleksini tetikledi ve ülkeyi yıllardır uyguladığı "önleyici vuruş" doktrinini yeniden devreye sokmaya itti.
Yazar, bu bağlamda İsrail’in 1981’de Irak’taki Osirak nükleer reaktörüne ve 2007’de Suriye’deki nükleer tesise düzenlediği saldırıları hatırlatıyor. Ona göre, Netanyahu yönetimi, İran'ın %60 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretmesine sessiz kalmayı ulusal güvenlik açısından göze alamazdı.
İran Neyi Yanlış Hesapladı?De Pedro, İran’ın üç temel stratejik yanılgı yaptığını savunuyor:
Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki İsrail saldırısını destekleyerek bölgesel gerilimi bilinçli şekilde tırmandırdı. Nisan 2024’te doğrudan İsrail topraklarını vurması, artık dolaylı değil, açık çatışma düzeyine geçildiğini gösterdi. İsrail’in doğrudan misilleme yapamayacağını varsayması, belki de en büyük hataydı. Yazar, İran’ın bu tutumunun yalnızca Tel Aviv’in tepkisini değil, uluslararası toplumdaki diplomatik pozisyonunu da zayıflattığını öne sürüyor.
Analize göre, İsrail’in saldırısı yalnızca teknik bir askeri operasyon değil, aynı zamanda bir mesajdı: “Caydırıcılığı kaybetmeyeceğiz.”
Bu, De Pedro’nun “Begin Doktrini” diye nitelediği çizgiye dayanıyor: Tehdit algısı oluştuğu anda, beklemeden ve tüm gücüyle vur.
Bölgesel Gerilim Artacak mı?De Pedro'ya göre İran şu anda ciddi bir ikilem içinde. Balistik füze kapasitesi ve vekil güçler aracılığıyla karşılık verme potansiyeline sahip olsa da, İsrail’in açık ve doğrudan misillemelerine karşı savunmasız.
Ayrıca Tahran’ın bu saldırılara yanıt verme kapasitesi azaldıkça, hem Bölge'deki caydırıcılığı hem de iç politikadaki meşruiyeti aşınıyor.
Yanlış Adımın Bedeli Ağır OlabilirEl Español’deki analiz, İsrail-İran geriliminin yeni bir evreye girdiğini ortaya koyuyor. İran’ın, askeri gücünü diplomatik kazanca çevirmeyi umarken, tersine uluslararası alanda izole olmaya başladığı savunuluyor.
İran’ın attığı adım hesaplı değil, tehlikeli bir kumar olarak değerlendiriliyor.


