İşçinin fazla mesai ücreti hakları nelerdir?
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Çalışma hayatında bir denge vardır: İşveren sermayesini, bilgisini, gücünü ortaya koyar; işçi ise emeğini. İş hukuku, bu iki taraf arasında daha güçlü olan işverene karşı işçiyi korumayı amaçlayan bir düzen kurar. Zira emek, yalnızca çalışanın değil, ailesinin ve hayatının da teminatıdır. İşte bu noktada çalışma süresi kavramı kritik bir yere oturur.
ÇALIŞMA SÜRESİNİN SINIRLARI
Kanun koyucu, angaryayı yasaklamış, emeği koruma adına çalışma saatlerini net çizgilerle belirlemiştir. Türkiye’de genel kural, haftalık 45 saati aşan her çalışmanın “fazla mesai” olarak kabul edilmesidir. Yer altı madenlerinde bu sınır daha da düşürülmüş; günlük 7,5 saat, haftalık ise en fazla 37,5 saat olarak tanımlanmıştır. Bu sürelerin aşılması durumunda yapılan her fazla saat, zamlı ücretle ödenmesi gereken fazla çalışmadır.
FAZLA MESAİNİN BEDELİ
Fazla mesai ücreti, işçinin normal saatlik kazancının yüzde elli artırılmasıyla hesaplanır. Eğer işyerinde sözleşmede belirlenen süre 45 saatin altındaysa, 45 saate kadar olan ilave çalışmalar “fazla sürelerle çalışma” sayılır ve bu durumda işçi, normal ücretinin yüzde 25 fazlasını alır. 45 saati aşan her saat için ise yüzde 50 zamlı ücret ödenir.
Yani işçi, her fazla dakikasını kanıtlayabildiğinde, emeğinin karşılığını hukuken talep etme hakkına sahiptir. Ancak uygulamada bu hak çoğu kez işverenler tarafından görmezden gelinmekte, “maaşına dahil” gibi haksız yorumlarla işçinin alın teri gasp edilmektedir.
ONAY OLMADAN FAZLA ÇALIŞMA OLMAZ
İşverenin işçiyi zorla mesaiye bırakması hukuken mümkün değildir. Çalışanın yazılı onayı olmaksızın yapılan fazla çalışmalar, işçi açısından haklı fesih sebebi sayılır. Bu noktada İş Kanunu, işçiye kıdem tazminatına kadar uzanan önemli haklar tanır. Yine de işçiler çoğu zaman işini kaybetme korkusuyla bu haklarını kullanamamakta, sessiz kalmayı tercih etmektedir.
FAZLA ÇALIŞMA İLE FAZLA SÜRELİ ÇALIŞMA ARASINDAKİ FARK
Çoğu zaman karıştırılan iki kavram vardır: “Fazla sürelerle çalışma” ve “fazla mesai”. Sözleşmede haftalık 40 saat çalışma öngörülmüşse, 40 saati aşan ve 45 saate kadar uzanan çalışmalar fazla süreli çalışma sayılır, yüzde 25 zamlı ödenir. 45 saatin ötesi ise artık fazla mesai olup, yüzde 50 zamlı ödenmelidir. Bu ayrım, işçinin cebine girecek ücretin miktarını doğrudan etkiler.
İŞÇİ HAKLIYSA, MAHKEME YOLUNU AÇMALIDIR
İşverenin fazla mesai ücretini ödememesi durumunda işçi, arabuluculuk sürecinden geçmek şartıyla dava açabilir. Ancak burada usule dikkat edilmesi hayati önemdedir. En küçük bir hukuki eksiklik, işçinin alacak mücadelesini boşa düşürebilir. Bu nedenle uzman desteğiyle ilerlemek çoğu zaman tek güvenli yoldur.
Fazla mesai, yalnızca rakamlardan ibaret değildir. Bir işçinin ailesine ayıracağı zamandan, sağlığından, sosyal hayatından eksiltilmiş zaman demektir. Bu nedenle fazla mesainin doğru hesaplanması ve ödenmesi, yalnızca yasal bir yükümlülük değil; aynı zamanda bir vicdan borcudur.
Bugün Türkiye’de birçok emekçi, fazla mesai ücretini alamadığı için ya susmak zorunda kalıyor ya da yıllar süren dava yollarına başvuruyor. Oysa çözüm çok basit: İşçinin alın terini, emeğini, hakkını teslim etmek.


