İsrail in gizli stratejisi! Orta Doğu ya Davud Koridoru
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Avrupa’nın önde gelen stratejik düşünce kuruluşlarından Special Eurasia, bölgedeki dengeleri sarsacak yeni bir rapor yayımladı. Raporda, İsrail’in uzun süredir perde arkasında yürüttüğü ve tüm Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmeyi amaçlayan “Davud Koridoru” stratejisi mercek altına alındı. Resmi olarak hiçbir yerde ilan edilmeyen, ancak istihbarat kayıtlarında varlığı doğrulanan bu strateji, yalnızca Irak ve Suriye’yi değil; Türkiye, İran, Lübnan ve Mısır gibi bölge ülkelerinin geleceğini de doğrudan etkileyebilecek kritik planlar içeriyor. Bu kapsamda İsrail’in, Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’nin farklı bölgelerinde bölme senaryolarını hayata geçirmeyi, ayrıca Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde hakimiyet kurmayı hedeflediği öne sürülüyor. Uzmanlara göre, söz konusu plan bölgedeki güvenlik risklerini büyütürken, yeni insani krizlerin de kapısını aralayabilir. İşte o raporda yer alan çarpıcı vurgular:

İsrail tarafından resmi olarak kabul edilmeyen ancak sahadaki askeri operasyonlarla işaret edilen Davud Koridoru, Süveyda, Dera ve Deyr ez-Zor hattında yeni güvenlik ve ekonomik düzen kurmayı amaçlıyor. İstihbarat kaynaklarına ve analistlere göre proje, Süveyda’da özerk Dürzi bölgeleri, kuzeydoğuda ise Kürt özerkliği teşvik ederek Suriye’yi etnik ve mezhepsel parçalara bölmeyi hedefliyor. Böylece Şam yönetiminin merkezi otoritesi zayıflatılırken İsrail’in bölgedeki nüfuzunun arttırılması hedefleniyor.
YENİ İNSANI KRİZLERKoridorun en kritik ayağını tarım ve su havzalarının kontrolü oluşturuyor. İsrail’in, Fırat ve Dicle havzalarındaki sular üzerinde hakimiyet kurarak Suriye ve Ürdün’ün erişimini sınırlamak istediği belirtiliyor. Deyr ez-Zor ve Rakka’daki buğday üretim alanlarını denetleme amacı ise Şam’ın gıda güvenliğini tehlikeye atarken, İsrail kendi ekonomik planını bölgede hayata geçirmek de istiyor. Uzmanlar, bu stratejinin bölgede yeni insani krizlerin kapısını aralayacağına dikkat çekiyor.
Koridor, İran’ın Lübnan Hizbullah’ına kara yoluyla sağladığı lojistik desteği kesmeyi hedefliyor. Böylece Tahran’ın bölgesel etkinliği zayıflatılacak. Aynı zamanda Tel Aviv’in Kürt bölgelerine verdiği destek, Ankara ile doğrudan kriz de yaratıyor. Türkiye, Kürt özerkliğini “varoluşsal tehdit” olarak değerlendiriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Suriye’nin parçalanmasına izin vermeyeceğiz” diyerek açıkça uyarıda da bulunmuş durumda. Analistler, gerilimin askeri çatışmaya dönüşme ihtimalini dışlamıyor.

Süveyda’ya yönelik İsrail hava saldırıları sivil kayıplara yol açarken, altyapıyı da tahrip etmiş durumda. Bölgeyi etnik özerk yapılar üzerinden yönetme planı, zorunlu göçlere ve demografik mühendislik riskine işaret ediyor. Irak ve İran’la ticaret yollarının kesilmesi, Tahran’ın ekonomik planları ile doğrudan çatışıyor. Bölgedeki istikrarsızlık, Mısır’ın Süveyş Kanalı gelirlerinden Ürdün’ün su güvenliğine kadar geniş bir coğrafyayı olumsuz etkileyebilir.
BÜYÜK İSRAİL HAYALİHer ne kadar ABD desteği arkasında olsa da İsrail’in Davud Koridoru stratejisi önünde ciddi engeller bulunuyor. İran, Türkiye ve Rusya’nın stratejiye ortak karşı çıkışı; yerel direniş gruplarının Süveyda ve Deyr ez-Zor’da yükselen şiddetli tepkileri; yüksek maliyetler ve ordunun çok cepheli savaş yükü projeyi sekteye uğratıyor. Bu nedenle birçok analist ve istihbarat uzmanı Davud Koridoru’nu, “Büyük İsrail” hayalinin modern versiyonu olarak nitelese de gerçekleşme ihtimalini sınırlı görüyor.
Kaynak: Web Özel


