İsrail’in “kara propaganda ağı” çöktü! Abdullah Muradoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
ABD için de, İsrail için de meselenin “
Hamas
” olmadığı, “
Filistinliler
” olduğu gün gibi ortada. İsrail’in plânı Filistinlileri Gazze’den çıkarmak ve Batı Şeria’yı ilhak etmek. ABD yönetimleri iki devletli çözümden yanaymış gibi gözükseler de Filistinlileri oyalamaktan öteye geçmediler. ABD dürüst bir arabulucu hiçbir zaman olmadı. ABD ve Batı’lı müttefiklerinin kayıtsız şartsız iğrenç desteğiyle İsrail “
Filistin soykırımı
”nı aşama aşama bugünkü noktaya kadar getirdi.
İsrail açlığı-susuzluğu “silah” olarak kullanarak da Filistinlileri katlediyor. Yüzden fazla yardım kuruluşunun Gazze ablukasının kitlesel ölümlere yol açmak üzere olduğuna dair yaptığı acil duyuru bile sıkı İsrail yancılarının vicdanlarını hareket ettirmiyor. Taş kesilmiş vaziyetteler ve çocukların açıktan öldüklerinin propaganda olduğunu savunabiliyorlar. “ABD Kongresi”nin Cumhuriyetçi Yahudi üyelerinden
Randy Fine
ise Gazzeliler için “
açlıktan ölün
“diyebildi.
İsrail’in suçlarını ört bas etme çabalarına rağmen ABD’nin İsrail’e koşulsuz desteğinin son bulması yönündeki duygular giderek yükseliyor. Kamuoyu tepkileri ABD Kongresi’ndeki İsrail yanlısı bazı Demokrat vekilleri ve Senatörleri de İsrail’i eleştirmeye zorladığı anlaşılıyor.
Trump’a gönderdikleri bir mektupta altı Demokrat Senatör Netanyahu’ya baskı yapılarak esir takası, ateşkes ve Gazze’ye insani yardım için güvenilir mekanizmalar sağlanmasını istediler. Bu senatörler
“İstihbarat”, “Silahlı Hizmetler”, “Yargı” ve “Dış İlişkiler”
gibi Senato’nun son derece etkili komitelerinin önde gelen üyeleri. Öte yandan bu senatörden üçünün “İsrail Lobisi”nin en etkili kuruluşu
“Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’
nin (AIPAC) İsrail yanlısı oldukları için desteklediği isimler arasında yer aldıklarını bilhassa belirtmek gerekiyor.
Trump Yönetimi’nin ateşkesten kastettiğiyse sadece İsrailli esirlerin serbest bırakılması. Akıllarındaki ateşkeste, İsrail’in soykırıma devam etmesini engelleyen hiçbir şey yok. “Hamas” bunu kabul etmediği için suçlanıyor. Trump Cuma günü yaptığı açıklamadaysa, Gazze’de ateşkes ve rehine anlaşması müzakerelerinin çökmesinin Netanyahu’nun Hamas’tan “kurtulmak” için savaşı tırmandırması gerektiğine inandığının sinyalini verdi.
Trump, “Hamas” İsrailli esirleri serbest bıraksa bile İsrail’in Gazze’yi bombalamaya devam edeceğini biliyor. Trump’ın verdiği sinyalin, Netanyahu için teşvik olduğuysa açıkça ortada. Trump’ın Netanyahu üzerinde bir etkiye sahip olmadığıysa her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. ABD’nin Ortadoğu’daki sonu gelmez savaşlarına itiraz eden Trumpçı Cumhuriyetçiler de Trump’ın Netanyahu ve İsrail karşısında sergilediği zayıflığı sorgulamaya başladılar.
Amerikalılar sıkıştıklarında ‘egemen bir devlet’ olarak İsrail’e ne yapması gerektiğini söyleyemeyeceklerini söylüyorlar. Dünyanın geri kalanına, ne yapmaları gerektiğini dikte eden Amerikalıların muhatapları İsrail olduğunda hemencecik ‘egemen devlet’ söylemine sarılmaları dikkatlerden kaçmıyor. Sanki ABD İsrail’e değil de, İsrail ABD’ye silah akıtıyor.
Trump Gazze’ye gıda yardımı yapmakla övünüyor, ancak “Hamas”ın yardımları engellediğini iddia ediyor. Trump bu iddiasını doğrulayan bir kanıt sunmuyor. Çünkü böyle bir şey yok. Öte yandan Trump gıdaya ulaşmaya çalışan binden fazla Filistinli’nin İsrail askerleri tarafından katledildiğinden bahsetmiyor. Buna rağmen yardımlar için takdir edilmediğinden yakınıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı
Emmanuel Macron
, Eylül’deki BM Genel Kurulu’nda Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını açıkladı. ABD Dış İşleri Bakanı
Marco Rubio
ise Macron’un Filistin plânını şiddetle reddettiklerini söyledi. Rubio,
“Bu pervasız karar yalnızca Hamas propagandasına hizmet ediyor ve barışı baltalıyor. Bu, 7 Ekim kurbanlarına atılmış bir tokat”
diyordu. Fransa’nın açıklamasına ABD ve İsrail’in aynı tonda tepki göstermesi dikkat çekici tabii.
Rubio için İsrail’in çoğu kadın ve çocuk 60 bin Filistinliyi katletmiş olmasıysa önemsiz. Filistinli kurbanlar Rubio’nun umurunda değil. ‘Amerikan adaleti’ bu. Trump ise Macron’u kastederek,
“Bu açıklamanın herhangi bir ağırlığı yok”
diyerek Fransa’yı önemsizleştirmeye çalışıyor.
Amerika’da İsrail’in kamuoyuna yönelik örgütlü kara propaganda ağı çöktü. Ne yapsalar olmuyor. “
Jeffrey Epstein
Skandalı
”nın arkasındaki şantajcı yapının yüzü ortaya çıkmaya başladı. Ana akım medyaysa güvenilirliğini kaybettiği için eskisi kadar etkili olamıyor. İsrail’in Amerika’daki en iyi dostları bile İsrail’den ufak ufak kaçmaya başladılar. Kaçışlar sürecektir.


