İstanbul yoldan çıktı! Dünyanın en berbat trafiği
Haber Global sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
İstanbul trafiğinin artık yalnızca bir şehir içi ulaşım sorunu değil, yaşam kalitesi krizi haline gelmiş durumda. Geçtiğimiz gün açıklanan “2024 Küresel Trafik Karnesi” raporuna göre megakent İstanbul, dünya genelinde trafikte en fazla zaman kaybedilen şehir durumunda. Son verilere göre İstanbullular, bir yıl içinde tam 4.4 gününü direksiyon başında, ilerlemeyen trafikte geçiriyor. Bu tablonun en önemli sebebi ise tek kişilik seyahatler. İstanbul’da yaklaşık 5 milyon 561 bin araç trafiğe kayıtlı. 5 bin 461 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip şehirde her bir kilometrekareye ortalama bin 18 araç düşüyor. Asıl dramatik olan, trafiği kilitleyen bu araçların yüzde 85’inin tek kişilik kullanımda olması. Yani milyonlarca İstanbullu, her gün yalnız başına direksiyon başına geçip yola çıkarken, saatlerce kilitlenmiş güzergalarda bekliyor.

Trafiği durma noktasına getiren bir diğer kritik etken ise otopark sorunu. Şehirde toplamda 7 bin 195 otopark mevcut; ancak bu otoparkların toplam kapasitesi yalnızca 1 milyon 143 bin 907 aracı barındırabiliyor. İBB iştiraki İSPARK’ın işlettiği otoparklar dahil edildiğinde bile toplam kapasite 1 milyon 266 bin araca çıkıyor. Oysa megakentteki araç sayısı bunun neredeyse beş katı. Geriye kalan milyonlarca araç, sokak aralarına, kaldırımlara, kavşak kenarlarına, dubaların arasına gelişigüzel park ediliyor. Bu kontrolsüzlük hem trafik akışını bozuyor hem de yayaların güvenliğini tehdit ediyor.
GEREKSİZ YAKIT TÜKETİMİTrafikte kaybedilen zaman kadar, otopark aramak için geçen süre de bir başka büyük sorun olarak öne çıkıyor. Özellikle Tarihi Yarımada, Maslak, Şişli, Kadıköy ve Üsküdar gibi yoğun merkezlerde sürücüler zamanlarının yüzde 40’ını otopark aramakla geçiriyor. Bu bölgelerdeki dar sokaklar, eski yerleşim yapısı ve otopark yatırımı eksikliği, keşmekeşi katlıyor. Araç sahipleri, çoğu zaman park edecek bir yer bulamadan kilometrelerce dolaşıyor. Öte yandan İstanbul’un mevcut otoparklarının yüzde 80’i ise standartlara uygun değil. Birçok otopark, fiziki koşulları, güvenlik yapısı ve kapasite yeterliliği açısından ciddi eksiklikler taşıyor.
İstanbul trafiği yalnızca zaman kaybı anlamına da gelmiyor; aynı zamanda sağlık ve çevre açısından da büyük riskler taşıyor. Şehirdeki araçların yaklaşık yüzde 40’ı dizel yakıtlı. Bu da Avrupa Birliği ortalamasının iki katı. Dizel araçlar, özellikle partikül madde ve azot dioksit salımı konusunda en büyük kirlilik kaynakları arasında yer alıyor.
RAYLI SİSTEM YETERSİZYaşanan trafik felaketinin çözümlerine ilişkin konuşan İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaşım Bölümü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ise “Park et, devam et" sisteminin önemine dikkat çekerken, şunları söylüyor: "İnsanlar araçlarını bırakabilecekleri uygun bir park alanı bulamayınca, ulaşımın geri kalanını toplu taşımayla devam ettirme seçeneğini kullanamıyor. İstanbul’un hâlihazırdaki metro ağı sadece 323 kilometre. Bu uzunluk, 15 milyondan fazla insanın yaşadığı bir metropol için yetersiz. İstanbul’un trafik yükünü azaltabilmesi için en az bin kilometrelik bir raylı sistem ağına sahip olması gerekiyor."

Megakentte günlük toplu taşıma kullanan kişi sayısının 8 milyon civarında olduğunu sözlerine de ekleyen Prof. Dr. Ilıcalı; "Bu rakam yüksek gibi görünse de, metrolarda taşınan günlük yolcu sayısı 2.5 milyonla sınırlı. En büyük sorun sefer aralıklarının uzunluğu ve kapasite yetersizliği. Mtre tren sefer aralıkları ortalama 3 dakika. Bu süre, istasyonlardaki yoğunluğu azaltmıyor. Eğer sefer aralıkları 1.5 dakikaya indirilebilirse, 8 vagonlu trenlerle saatte 90 bin yolcu taşınması mümkün olabilir. Bu da hem yığılmaları önler, hem özel araç tercihlerini azaltır" diye konuştu.
Kaynak: Web Özel


