İstanbul’un ‘kara kutusu’ Ece Aksoy’un ardından: Onun kurduğu sofralar sessizdi belki, ama en gürültülü anılarımızın tam ortasındaydı
T24 sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
T24 Haber Merkezi
2022 yılında akciğer kanserine yakalanan işletmeci Ece Aksoy, tedavisi devam ederken bir ay önce zatürre başlangıcı tanısıyla Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Burada iki hafta süren tedavinin ardından taburcu edilen Aksoy, önceki hafta ise tekrar yoğun bakıma alınmıştı. Aksoy, bir süredir yoğun bakım servisinde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Yazdığı öykülerle de bilinen Ece Aksoy, gazeteciler ve sahne dünyasından müdavimlerinin de sırdaşıydı.
Sevenleri, hakkındaki güzel anılarını ve hikâyelerini Aksoy'un ardından sosyal medya hesaplarından paylaştı. İstanbul’un simge isimlerinden olan Ece Aksoy hakkında yapılan paylaşımlar şöyle:
Hasan Cemal: Sevgili "kara kutumuz" bizi bıraktıDostu Aksoy'un ardından X hesabından bir paylaşım yapan T24 yazarı Hasal Cemal ise şunları yazdı:
"Acım büyük,
Ece'yi kaybettik,
sevgili "kara kutumuz"
bizi bıraktı,
bi başka diyara gitti,
biraz daha yalnızlaştım.
Sevgili Ece,
seni çok özleyeceğim,
çok arayacağım.
Huzur içinde uyu bir tane Ece..."
Aksoy'un ardından kendisiyle yaptıkları söyleşiyi ve anılarını paylaşan T24 yazarı Mehmet Yalçın şöyle yazdı:
"Bir zamanların efsanesi Ece Bar’ın kurucusu Ece Aksoy’u kaybetmişiz...
Ece Hanım’ın 1980’lerde Levent girişinde açtığı Ece Bar gerçekten çok özeldi. Burada akşamları caz müziği dinlenir, caz “kesmezse” karşısındaki disko Stüdyo 54’e gidilirdi. İstanbul Ege’nin ot yemeklerini ondan öğrendi. Radikalar, turp otları, deniz börülceleri... Ece Hanım bunları Bodrum-İstanbul otobüsleriyle getirtir, çok da güzel hazırlatırdı. Parmak boğumu ufaklığındaki etli pazı dolmaları da bir başka şaheseriydi. Sonraları Kuruçeşme’de açtığı Aynalı Meyhane de çok sevildi, ardından Ece Bar’ı 2000’lerde bu kez Beyoğlu’nda açtı.
Mekânlarında aşırılığa izin vermez, kendine özgü bir otorite kurardı. Levent’teki Ece’de bir akşam abartılı kahkahalarıyla etrafı rahatsız eden sonradan görme bir müşteriye iki kat hesap çıkarmış, itirazı üzerine de “Onlar da etrafa verdiğiniz rahatsızlık için” demişti.
İstanbul’u İstanbul yapanlardandı...
Bugün yitirdiğimiz İstanbul’un en ünlü kadın restoran ve bar işletmecisi Ece Aksoy’un bundan 17 yıl önce söyledikleri...
Gusto dergimizde 2008’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın meyhane ve bar işletmecilerini bir sofrada buluşturmuştuk. Yazı işleri müdürümüz Esin Sungur’un kaleminden yemekteki tatlı sohbeti yayınlamıştık. Ece Hanım gece hayatındaki değişimi çok güzel anlatmıştı…"
Ece Aksoy'un kızı Zeynep aksoy annesininn ardından sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
"Annem, Pamuk ve Mavi’nin annesi, Sunny, Lucy ve Hamsi’nin anneannesi, bütün İstanbul’un kraliçesi Ece Aksoy’u kaybettik. Onu yarın öğlen (6 Eylül Cumartesi) Zincirlikuyu’dan uğurlayacağız. İyi ki annem oldun. Müthiş bir insansın. Seninle 52 yıl geçirdiğim için çok şanslıyım. Seni çok seviyorum"
Aksoy'un arkadaşlarından T24 yazarı Berna Abi, Aksoy'un ardından yaptığı paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"Güle güle sana yolun açık olsun... Hep derdin ki "Sen annenin karnından doğal olarak cilveli çıkmışsın!"
Esas cilveli sendin ama canının istediğine. Hem de ne cilve. Canının istemediğine ise dünyanın en nemrut insanı olurdun.
Her iki yüzünü de yakından görme şerefine sahip oldum. Şanslıyım.
Sadece bizi değil Hulki'yi de ellerinle besledin. Çok özlenecek ve hiç unutulmayacaksın. Güzel bir hayat yaşadın be Ece! Bize de yaşattın. Teşekkürler."
Sosyal medya hesabından "Ece’ye Veda…" başlıklı bir paylaşım yapan İzzet Çapan, şu ifadeleri kullandı:
"Ece Aksoy…
İstanbul’un gecelerini, sofralarını ve kalplerini dokunuşlarıyla değiştiren o özel kadın. 80’lerden itibaren sadece bir mekan işletmecisi değil, bir devrin hafızası, şehrin ruhunu taşıyan gizli kalbi olmuştu. Egemen Bostancı’nın yönlendirmesiyle Stüdyo 54’ün bekleme katında başlayan yolculuğu, Ece Bar, Aynalı Meyhane, Dokuz-Ece Lokantası gibi unutulmaz mekânlarla devam etti. O mekânlar yalnızca yemek yenilen yerler değildi; şairlerin, gazetecilerin, sanatçıların yan yana geldiği, gecelerin tarihe geçtiği, kahkahaların ve gözyaşlarının aynı masada buluştuğu sahnelere dönüştü.
Çocuk yaşta babasız kalmış, İzmir’den kalkıp İstanbul’a kendi emeğiyle bir dünya kurmuştu. Masalarının üstünde sadece tabaklar değil, hikâyeler, dostluklar, yarım kalmış aşklar da taşınırdı. Yazdığı kısa hikâyelerle, mutfağı ve edebiyatı aynı potada eritti; “Yemekte Rüzgar Var” kitabıyla o sofraların kokusunu sayfalara taşıdı.
Ece, ketumdu… “Merak etmem”, “Bilmem”, “Hatırlamıyorum” der geçerdi. Ama hepimiz bilirdik ki o aslında bir dönemin kara kutusuydu. Anlatmazdı ama yaşatırdı. Onun kurduğu sofralar sessizdi belki, ama en gürültülü anılarımızın tam ortasındaydı.
Son yıllarını akciğer kanseri ve ardından gelen zatürreyle savaşarak geçirdi. Sessizce, kimseyi yormadan, hayat gibi ağır ama onurlu bir vedaya hazırlandı. Yoğun bakımda geçen son günlerinin ardından, bu toprakların hafızasında silinmez izler bırakarak aramızdan ayrıldı.
Sevgili Ece…
Gecelerin şahidi, kelimelerin emekçisi, İstanbul’un yüreği…
Sensiz bu şehir biraz daha eksik, sofralar biraz daha sessiz, geceler biraz daha kimsesiz.
Huzurla uyu Boşnak kızı…
Yattığın yer seni incitmesin"
Aksoy'un İstanbul gecelerinin unutulmaz isimlerinden olduğunu hatırlatan T24 yazarı Asena Özkan, paylaşımında şöyle yazdı:
"Bir yıldız daha kaydı ve İstanbul geceleri öksüz kaldı. Sevgili Ece Aksoy huzur içinde uyu"


