Jimmy Kimmel, Trump ı mağlup etti
SonTurkHaber.com, Haber Global kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
ABC, Salı gecesi "Jimmy Kimmel Live!" programını geri getirdi. Komedyenin televizyona dönüşü, Sinclair ve Nexstar'ın boykotunu sürdürmesi nedeniyle ülkenin dörtte biri izleyemese de büyük bir izleyici artışına yol açtı. Reytinglerin ardından Sinclair ve Nexstar grupları boykotu bitirme kararı aldı.
Ünlü televizyon sunucusu Jimmy Kimmel, aylardır süren yayın sınırlamalarının ardından yeniden tüm Amerika Birleşik Devletleri’nde izleyiciyle buluşacak. ABD’nin en büyük yerel televizyon sahiplerinden Sinclair ve Nexstar grupları, daha önce siyasi ve editoryal nedenlerle Kimmel’ın programını yayınlamayı durdurmuştu.
Le Monde’un haberine göre bu boykotun sona ermesiyle birlikte, “Jimmy Kimmel Live!” yeniden ülke çapındaki milyonlarca eve ulaşabilecek. Kararın, uzun süredir devam eden müzakereler sonucunda alındığı ve özellikle reklam gelirleri ile izleyici taleplerinin önemli rol oynadığı belirtiliyor.
Jimmy Kimmel, ABD’nin en tanınmış televizyon yüzlerinden biri. Keskin mizahı, siyasi hicivleri ve özellikle Donald Trump döneminde yaptığı eleştiriler nedeniyle birçok kez tartışmaların odağına yerleşmişti. Trump’a ve Cumhuriyetçi Parti’ye yönelik esprileri nedeniyle muhafazakâr çevrelerden sert tepkiler alan Kimmel, zaman zaman yayıncı gruplarla da gerilimler yaşamıştı.
Programın boykot edilmesi, özellikle ABD’nin kırsal bölgelerinde ve orta kesimlerde yaşayan milyonlarca izleyicinin programa erişememesine yol açmıştı. Bu durum yalnızca izleyici kitlesini değil, aynı zamanda reklamverenleri de olumsuz etkilemişti.
Şimdi ise Sinclair ve Nexstar’ın geri adım atmasıyla birlikte, Kimmel’ın programı tekrar ülke genelinde eşzamanlı yayınlanacak. Bu gelişme, hem Kimmel’ın popülaritesinin yeniden güç kazanmasına hem de televizyonun siyasi özgürlük alanında önemli bir adım olarak değerlendirilmesine yol açtı.
Medya uzmanları, kararın yalnızca ticari bir uzlaşı olmadığını, aynı zamanda ABD’de ifade özgürlüğü ve siyasi hiciv programlarının geleceği açısından da kritik bir adım olduğunu vurguluyor.


